Denizler ve okyanuslar düşündüğümüzün aksine ürkütücü bir yer olabilir. İster denizde kaybolan insanların hayaletleri olsun, ister içinde kimse yokken okyanuslarda yelken açan gizemli gemiler olsun, tüm denizcilerin bildiği kulaktan kulağa dolaşan hayalet gemi efsaneleri vardır. Bu hayalet gemiler, denize açılan herkesin yüreğine korku salmayı başarıyor. İşte hayalet gemi efsaneleri.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “İnsanlık Tarihi Boyunca Gerçekleşen En Büyük 11 Gemi Kazası”
1. Uçan Hollandalı
Hayalet gemi efsaneleri arasında bulunan Uçan Hollandalı’nın hikayesi şöyledir: Endişeli bir kaptan, fırtınaya karşı mücadele eden devasa gemisinin güvertesinde adım adım ilerler ve ne pahasına olursa olsun Ümit Burnu’nu (Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki Cape Yarımadası’nın güneydeki uç noktası) geçmeye yemin eder. Gizemli bir ses onun yeminini işitir ve mürettebata karşı pervasızlığının cezası olarak onu sonsuza kadar Ümit Burnu’nun etrafında denizlerde dolaşmaya mahkum eder. Onun parıldayan gemisi ise diğer denizciler için bir uyarı görevi görür.
lİk olarak 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Uçan Hollandalı efsanesi, Avrupa ve Amerika’daki en ünlü hayalet gemi hikayesidir. Bu hikaye, Washington Irving, Richard Wagner, Sir Walter Scott ve diğer pek çok kişinin hayal gücüne ilham vermiştir. Blackwood’s Edinburgh Magazine isimli dergideki 1821 tarihli bir yazıda, sonsuz lanet anlamına gelse bile bir fırtınada Cape’i geçmeye yemin ettiği söylenen Kaptan Hendrick Vanderdecken’den bahsedilmiştir.
Uçan Hollandalı efsanesi, 19. ve 20. yüzyıllarda da devam etmiştir. V. George bile 1881’de Avustralya kıyılarında “tuhaf bir kırmızı ışıkla” parlayan bir gemi gördüğünü anlatmıştır. Mart 1939’da, yaklaşık bir düzine insan gemiyi Güney Afrika kıyılarında gördüğünü iddia etmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında Alman Amiral Karl Dönitz, U-botlarından birinin mürettebatının Uçan Hollandalı’yı Cape Town açıklarında seyrederken gördüklerini söylemiştir.
Bazı raporlarda, güvertede dans eden iskelet mürettebattan bahsedilmektedir. Diğerlerinde ise geminin diğer gemileri kayalara çekme kabiliyetine sahip olduğu konusunda uyarılar vardır. Efsaneye göre kaptan, burundan geçebilecek diğer gemileri kıskanır ve onları önlemek için elinden gelen her şeyi yapar.
2. Baron Falkenberg
Baron Falkenberg’in efsanesi, uzun süredir kayıp olan kardeşinin eve zengin olarak dönmesi ve genç bir kızla evlenmeye karar vermesi ile başlıyor. Düğün ziyafetindeki yiyecekler ve şampanya baronu mutlu eder ancak bu uzun sürmez. Bir anlatıya göre, baronun kardeşi “ona yanlış yerden dokundu”, bunun üzerine baron bir şampanya şişesi aldı ve kardeşinin kafasına vurdu. Damat yere düştü ve gelin çığlık atarak kaçtı, baron onu kendisiyle olması gerektiğini ikna etmeye çalıştı ama kadın onu kabul etmektense ölmeyi tercih ettiğini söyledi. Bunun üzerine baron onun dileğini yerine getirdi ve kalbine bir bıçak sapladı, sonra sahile kaçıp bir tekneye bindi ve 600 yıldır karaya çıkmadı.
Baronun gemisini görenler, geminin dümende kimse olmadan her zaman kuzeye gittiğini, güvertedeki direkte bulunan mavi bir ateşin baronun görüntüsünü aydınlattığını ve ruhunun kontrolü için şeytanla zar oynadığını söylüyorlar.
Bazı tarihçiler bunun Stotte adlı bir Viking kaptanının tanrılardan sihirli bir yüzük çaldığı bir İskandinav destanıyla bağlantılı olabileceğini söylüyor. Ceza olarak Stotte, ateş kaplı bir iskelete dönüştürüldü ve sonsuzluğun geri kalanını hayaletimsi ve kara gövdeli bir geminin direğine yapışık bir halde geçirmeye mahkum edildi.
3. Yellow Jack
Hayalet gemi efsaneleri arasında bulunan Yellow Jack’in hikayesi, bir zamanlar Hint Adaları’ndan ayrılmaya hazırlanan altın ve baharatlarla dolu bir gemiyle ilgilidir. Geminin itibarı o kadar kötüydü ki, herhangi bir limana girmesi yasaklandı ve böylece sürekli denizlerde dolaşmak zorunda kaldı. Sonunda mürettebat delirdi ve birbirlerini öldürdüler. Bazıları, geminin hala yelken açtığını, ölü denizcilerin hayaletleriyle dolu olduğunu ve sonsuza kadar girebileceği bir liman aradığını söylüyor.
Bu hikaye, gemi kaynaklı hastalıklarla bağlantılı tarihsel kökenlere sahip olabilir. “Yellow jack”, Atlantik gemilerinde sıklıkla yayılan sarı hummanın başka bir adıdır. Ayrıca “yellow jack”, tarihsel olarak veba ve kolera gibi ölümcül bulaşıcı hastalıkların olduğu gemilerin dalgalandırdığı bayrağa verilen isimdir.
4. Caleuche
Şili’nin Chiloe Adası çevresindeki sular, korkunç fırtınaları ve kan kırmızısı yelkenlere sahip korkunç bir gemi olan Caleuche’nin görülmesiyle bilinir. Sıradan bir hayalet gemiden daha fazlası olan Caleuche, suyun yüzeyinde imkansız hızlarda süzülen veya bir balina gibi suyun altına dalabilen duyarlı bir varlıktır. Caleuche’yi görenler, gemi yanınızdan geçtiğinde tek ayak üzerinde zıplayan ve yüzleri geriye doğru dönen iblis mürettabatın kıkırdamalarını duyabileceğinizi söylüyor. Bazıları Caleuche’nin balıkçıları gemiye çekip onları sonsuza dek köleleştirdiğini anlatmaktadır. Diğerleri ise denizde boğulanların su ruhları tarafından yeniden yaşamak için bu gemiye getirildiklerine inanmaktadır.
5. Lady Lovibond
İngiltere’nin güneydoğusundaki Kent kıyılarında bulunan Goodwin Sands, bir dizi gemi enkazı ve birkaç hayalet gemi efsanesi ile ünlüdür. En dikkate değer olanı, 18. yüzyılda kasıtlı olarak yok edilen ve her 50 yılda bir yıkımının yıldönümünde hayalet bir gemi olarak ortaya çıktığı söylenen Lady Lovibond’dur.
Hayalet gemi efsaneleri arasında bulunan Lady Lovibond’un hikayesi, bir kaptanın son evliliğini 1748’de Portekiz’e yaptığı bir yolculukla kutlarken, yeni karısını, annesini ve çeşitli düğün konuklarını gemiye getirmesiyle başlıyor. Ne yazık ki ilk eş, damadın sadece kendisinin olacağını ummuştu. Düğün partisi mutlu çifte kadeh kaldırırken, ilk eş kanının kaynamaya başladığını hissetti. Kıskançlık ve öfkeyle eline bir kazık aldı ve dümenciye vurarak onu öldürdü. Sonra gemiyi doğrudan Goodwin Sands’e sürdü, gemiyi mahvetti ve içindeki herkesi öldürdü.
İddiaya göre bu gemi, 1798, 1848 ve 1948’deki kazayı tekrar canlandırmak için yeniden ortaya çıktı ve söylenene göre garip yeşil bir parıltısı vardı.
6. Palatine Light
Noel ve Yeni Yıl arasındaki hafta boyunca kendinizi Rhode Island’daki Block Adası’nın yakınında bulursanız, geceleri okyanusa bakmayı deneyin. Efsanelere göre, karanlığa karşı yanan 18. yüzyıldan kalma bir gemi görebilirsiniz. Hayalet gemi efsaneleri arasında bulunan bu gemi, Palatine veya Palatine Light olarak bilinir ve Amerika’nın en ünlü hayalet gemi efsanelerinden biridir.
Bölgede Palatine enkazı olarak bilinen herhangi bir geminin kaydı bulunmuyor. Ayrıca bazı tarihçiler, hikayenin başka bir geminin üzücü hikayesine dayanabileceğine inanıyor. 1738’de, Princess Augusta, Amerika’da yeni bir dini özgürlük yaşamı arayan bir sürü Alman Palatine’yi taşıyarak Block Adası’nda karaya oturdu. Bir hastalık birçok yolcuyu ve mürettebatı öldürdüğü için vekil kaptan, titreyen yolcuların karaya çıkmasına izin vermeyi reddetti.
Palatine: Roma döneminden beri Avrupa’daki imparatorluk veya kraliyet mahkemelerine bağlı üst düzey bir memurdur.
Enkaz hakkında kesin olarak çok az şey bilinmekle birlikte, önümüzdeki yüzyılda, adadaki yerlilerin gemiyi sürüklediklerini ve böylece içindekileri kurtarabildiklerini, ardından kalan yolcuları öldürüp suçlarını gizlemek için gemiyi yaktıklarını anlatan bir hikaye gelişti. Olayların bu versiyonu, John Greenleaf Whittier’in The Atlantic Monthly’de çıkan ve hikayeyi ünlü yapan 1867 tarihli şiiri “The Palatine”de yer aldı.
7. Northumberland Boğazı’nın Hayalet Gemisi (Ghost Ship of Northumberland Strait)
18. yüzyılın sonlarından bu yana insanlar, Kanada’nın Northumberland Boğazı’nda yanmakta olan hayalet bir üç direkli yelkenli gördüklerini bildirdiler. İnsanlar bu hayalet gemiyi sıklıkla sonbaharda gördüler. Bazıları gemiyi sadece birkaç dakika gördüklerini söylerken, diğerleri ise gemiyi bir saat kadar gördüklerini söyledi. Bu hikaye, şarkıcı ve söz yazarı olan Lennie Gallant’ın “Tales of the Phantom Ship” adlı şarkısında gemiyi ölümsüzleştirildikten sonra popülerlik kazandı. 13 Haziran 2014 Cuma günü Canada Post, gemiyi “perili Kanada” hattının bir parçası olarak gösteren bir posta pulu bile yaptı.
8. Gardiner’s Bay Hayaletleri
18 Mart 1754’te New York Gazetesi, Long Island’ın uzak doğu ucundaki Plum Adası’ndan bir grup adamın üç hayalet gemi gördüklerini anlattıkları bir mektubu yayınladı. Gemiler görünüşe göre o kadar yakındı ki adamlar güvertede yürüyen denizcileri görebiliyordu. Üç gemi, sessizce gözden kaybolmadan önce yaklaşık 15 dakika boyunca kendi aralarında silahlı çatışmaya girdi. Bir asırdan fazla bir süre sonra aynı bölgede seyreden bir geminin mürettebatında yer alan bir adam, karşılarına aniden büyük bir geminin çıktığını ve neredeyse onlara çarpacak kadar yaklaştığını söyledi.
9. Chaleur Körfezi’ndeki Ateş Gemisi (Fireship of Baie des Chaleurs)
Kanada’nın New Brunswick kentinde on binlerce insan, New Brunswick ile Quebec arasında bulunan Chaleur Körfezi’nde seyir halinde olan bir geminin alevler içinde olduğunu gördü. Bu görüntü genellikle geceleri ortaya çıkar, bazen saatlerce tek bir noktada asılı kalır ve bazen de dalgalar arasında süzülür. Teleskopla bakıldığında ise hiçbir ayrıntı görülmez. Bilim adamları, bugün de görülmeye devam eden görüntünün ortaya çıkmasına, Aziz Elmo’nun ateşi (bir elektrik olayı), denizin altında salınan yanıcı gaz veya fosforlu deniz yaşamının neden olduğunu açıkladılar. Yerliler ise hikayeyi bölgedeki çeşitli gemi enkazlarına bağladılar.
10. SS Valencia
22 Ocak 1906’da San Francisco’dan Victoria üzerinden Seattle’a giden bir kıyı yolcu gemisi olan Valencia, Vancouver Adası’nın güneybatı kıyısındaki batık bir resifte takıldı. Onları kurtarmaya gelenler, haritalanmamış kayalar ve şiddetli bir fırtına tarafından engellendi ve birçok cankurtaran botu dalgalı sularda alabora oldu. 36 saat boyunca, çok sayıda yolcu güverteye veya donanıma tutunarak kurtarma ekipleri ve mürettebat tarafından yapılan bir dizi stratejik hataya katlandı. Sonunda dev bir dalga, çoğunu denize sürükledi. 136 yolcudan sadece 37’si hayatta kaldı ve gemideki tüm kadınlar ve çocuklar öldü.
Felaketle bağlantılı olarak birkaç garip olay bildirildi. Yakındaki başka bir gemide bulunan bazı kişiler, Valencia’nın bir görüntüsünün, hayatta kalanlardan bazılarını kurtarmayı başaran kurtarma gemisi City of Topeka’nın oluşturduğu egzoz bulutunda şekillendiğini gördüğünü bildirdiler. Yıllar sonra, Vancouver Adası’nın batı kıyısındaki denizciler, Valencia’nın hayaletinin dalgalar üzerinde battığını, korkmuş yolcuları ve mürettebatının hala canları pahasına beklediğini bildirdiler. Ayrıca Valencia’nın 5 numaralı cankurtaran sandalı 1933’te Barkley Sound’da sürüklenirken bulundu ve felaketten 27 yıl sonra hala iyi durumdaydı.
Kaynak: 1