Güneş Sistemi, birbirinden çok farklı gezegenlerle dolu koca bir kozmik oyun alanı! Ancak bu gezegenler, sadece büyüklükleri ya da yüzey şekilleriyle değil, aynı zamanda sıcaklıklarıyla da birbirlerinden ayrılıyor. Kimi adeta bir lav çukuru gibi kavurucu sıcakken, kimisi dondurucu soğuklarla kaplı. Peki, bu uç sıcaklık farklılıklarının sebebi ne? Gezegenler neden bu kadar sıcak ya da bu kadar soğuk olabiliyor? Bir gezegenin sıcak mı yoksa soğuk mu olacağını belirleyen en önemli etkenlerden biri, Güneş’e olan uzaklığı. Güneş Sistemi’nin ortasında dev bir ateş topu gibi yanan Güneş, gezegenlere ısı ve ışık saçıyor. Mantık olarak, Güneş’e daha yakın olan gezegenlerin daha sıcak, daha uzak olanların ise daha soğuk olması beklenir, değil mi? Ama işin içine atmosferik yapılar ve iç mekanizmalar girince ortalık biraz karışıyor! İşte Güneş Sistemi’nin en sıcak ve en soğuk gezegenleri…
İç gezegenler
Güneş Sistemi’nin sıcaklık şampiyonları, en içte yer alan gezegenler! Merkür, Venüs, Dünya ve Mars, büyük gaz devlerinden daha sıcak olsa da işler göründüğü kadar basit değil. Güneş’e yakınlık her zaman daha sıcak olmak anlamına gelmiyor.
Merkür
Merkür, Güneş’e en yakın gezegen olmasına rağmen Güneş Sistemi’nin en sıcak gezegeni değil! Kulağa garip gelse de bunun çok basit bir sebebi var: Merkür’ün atmosferi neredeyse yok denecek kadar ince!
Atmosfer, bir gezegenin sıcaklığı düzenlemesine yardımcı olur. Merkür’de bu olmadığı için gündüzleri Güneş ışığı doğrudan yüzeye vurur ve sıcaklık 430°C’ye kadar çıkar. Ama işin ilginç yanı, gece olduğunda Merkür buz keser! Güneş ışığını hapsedecek atmosfer olmadığı için sıcaklık -180°C’ye (-290°F) kadar düşer. Yani gündüz cehennem, gece ise dondurucu bir kutup havası!
Venüs, Güneş’e en yakın ikinci gezegen ve resmi olarak Güneş Sistemi’nin en sıcak gezegeni! Üstelik Merkür’den daha uzakta olmasına rağmen. Peki nasıl oluyor da Venüs, Merkür’den bile sıcak olabiliyor?
Cevap Venüs’ün atmosferinde gizli! Venüs’ün atmosferi neredeyse tamamen karbondioksitten oluşuyor (%96 CO₂) ve bu gazın harika bir özelliği var: Sera etkisi yaratmak!
Sera etkisini şöyle düşünün: Bir arabanın camlarını kapattığınızda içerideki sıcaklık artar çünkü Güneş ışığı içeri girer ama dışarı çıkamaz. Venüs’ün atmosferi de işte tam olarak bunu yapıyor! Güneş’ten gelen ışınları içeri alıyor ama ısıyı dışarı kaçırmıyor. Sonuç? 462°C sıcaklık! Öyle ki, bu sıcaklık kurşunu bile eritebilir!
İşin ilginç yanı, Venüs’ün bulutları aslında Güneş ışığının %70’ini geri yansıtıyor. Yani, atmosferi olmasaydı Venüs aslında Dünya’dan bile soğuk olabilirdi! Ama karbondioksit yüklü atmosfer yüzünden Venüs resmen kozmik bir fırına dönüşmüş durumda.
Dünya
Şanslıyız ki, Dünya ne Merkür gibi donup kavruluyor ne de Venüs gibi eriyor! Dünya, Güneş Sistemi’nde yaşanabilir bölge olarak adlandırılan ideal mesafede yer alıyor.
Yaşanabilir bölge nedir? Bir gezegenin yüzeyinde sıvı suyun bulunabileceği alan olarak tanımlanır. Dünya, Güneş’ten 150 milyon km uzakta ve bu mesafe, orta seviyede bir sera etkisiyle birleşince tam olarak dengeli bir sıcaklık sağlıyor.
Sonuç? Dünya’nın ortalama yüzey sıcaklığı 14°C civarında. Burası ne Venüs gibi bir fırın ne de Mars gibi bir buz kutusu. Mükemmel denge! Atmosferimiz de karbondioksit ve diğer gazlardan oluşan ince bir karışım sayesinde sıcaklığımızı dengede tutuyor.
Mars
Mars, Güneş Sistemi’nin iç gezegenleri arasında en soğuk olanı! Peki neden mi? Çünkü Güneş’ten oldukça uzakta ve atmosferi inanılmaz derecede ince!
Mars, Dünya’dan ortalama 228 milyon km uzakta ve bu yüzden ortalama sıcaklığı -60°C! Ancak işin daha da çılgın kısmı var: Mars’ın sıcaklığı gündüzleri 20°C civarına çıkabiliyor ama geceleri -122°C kadar düşebiliyor!
Mars’ın atmosferi de tıpkı Venüs gibi büyük oranda karbondioksitten oluşuyor. Ama fark şu ki Mars’ın atmosferi çok ince, yani sera etkisi neredeyse sıfır! Bu yüzden gündüzleri yüzey hafif ısınıyor ama gece olduğunda ısı tamamen uzaya kaçıyor.
Sonuç? Mars’ta gündüz tişörtle dolaşıp, gece ise astronot kıyafeti giymeniz gerekir!
Dış gezegenler
Güneş sisteminin en sıcak ve en soğuk gezegenleri yazımıza devam ediyoruz. Dış gezegenler, iç gezegenlerin sıcak ve hareketli dünyalarından oldukça farklı, dondurucu soğukların hüküm sürdüğü bir bölge. Ama bu gezegenler sadece soğuk değil, aynı zamanda birbirinden ilginç özelliklere de sahip!
Gaz devleri
Öncelikle gaz devleriyle başlayalım. Güneş Sistemi’nin en büyükleri olan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, tamamen gazdan oluşan devasa gezegenlerdir. Ama burada ilginç bir durum var: Bu devlerin sıcaklığı, içteki kayalık gezegenler gibi Güneş’e yakınlıklarına göre değil, kendi iç ısılarına bağlı olarak belirleniyor!
Mesela Jüpiter. Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, aynı zamanda içsel ısısı en yüksek olan gaz devi. Jüpiter’in üst atmosferi -145°C’ye kadar düşse de, iç kısımlarında sıcaklık 725°C’yi bulabiliyor. Bunun nedeni, devasa kütlesi nedeniyle içten içe kaynayan çekirdeği. Yani Jüpiter, adeta kendi kendine ısınan bir doğalgaz sobası gibi!
Aynı durum Satürn, Uranüs ve Neptün için de geçerli. Bu gezegenler Güneş’ten çok uzak oldukları için, sıcaklıkları büyük ölçüde içsel süreçlerden etkileniyor. Ama iş Uranüs ve Neptün’e gelince işler biraz daha gizemli bir hâl alıyor.
Şimdi aklınıza şu soru gelebilir: Güneş Sistemi’nin en soğuk gezegeni hangisi? Çoğu insan Neptün olduğunu düşünür, çünkü o Güneş’e en uzak gezegen. Ama… Yanıldınız!
Bu unvan, Uranüs‘e ait!
Evet, yanlış duymadınız! Güneş’e Neptün’den yaklaşık 1 milyar mil daha yakın olmasına rağmen, Uranüs ondan daha soğuk. Neptün’ün ortalama yüzey sıcaklığı -214°C iken, Uranüs -224°C’ye kadar düşüyor. Peki ama neden?
Bilim insanları bu durumu hâlâ tam olarak açıklayamasa da, en güçlü teori şu: Uranüs, içsel ısısını yeterince dışarıya salamıyor. Yani, diğer gaz devleri gibi kendi iç enerjisini üretemediği için, ekstra bir sıcaklık kaynağına sahip değil. Bunun en büyük sebebi de, Uranüs’ün eksen eğimi olabilir. Güneş Sistemi’nin en sıcak ve en soğuk gezegenleri yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: