Japon kültüründe köklü bir yeri olan geleneksel dansçı ve şarkıcı kadınlar olan Geyşalar, Japonya’da 17. yüzyıldan bu yana eğlence hayatında erkek müşterilere, şarkı, dans, sohbet ve oyunlar ile eşlik ediyorlar. Her ne kadar onlar hakkındaki algı daha farklı olsa da, aslında onlar sanat, müzik ve dans konularında katı bir eğitim sürecinden geçiyor. Tarihin tozlu sayfalarından çıkan bu fotoğraflarla bu ilginç geleneğe biraz daha yakından bakalım…
Tipik bir Geyşa kimonosuyla poz veriyor (1950)
Geyşalar asla müşterileriyle para karşılığında cinsel ilişkiye girmezler. Partilere ve çay evlerine giderler, çay servis ederler, çalgı çalıp şarkı söylerler, dans ederler ve misafirlerle sohbet ederler.
Geleneksel kostümleri içinde bir grup Geyşa (1937)
Geyşalar “otokoshi” olarak adlandırılan erkekler tarafından giydirilir. Geyşa kostümleri genellikle saten ve ipekten yapılır, altın ya da gümüşi varaklara sahip olur. Kullandıkları aksesuarlar ise genellikle kağıt, bambu ve ipekten el yapımıdır. Kullandıkları takma saç ve peruklarsa gerçek insan saçındandır.
Çok eski bir fotoğrafta iki geyşa bir samurayı ağırlıyor (1880)
Geyşalar günlerinin büyük bir çoğunluğunu güncel olayları okuyarak ve araştırma yaparak geçirirlerdi. Bunun sebebiyse, politikacılar ve iş adamları ile derin bir sohbet edebilecek bilgiye sahip olmaları gerektiğiydi. Modern geyşalar yabancı müşterileriyle iletişim kurabilmek içinse yabancı diller öğreniyor.
Profesyonel iki geyşa, telli bir Japon enstrümanı olan Şamisen’i çalarak sanatlarını icra ediyorlar (1950)
Japonya’da yaptıkları şovlar ve gördükleri ilgi nedeniyle geyşalara ünlü bir yıldız gibi davranılıyor.
Yüzünde geleneksel makyajı olmayan bir geyşa (1900)
Gerçek bir geyşa olmak kızları onurlandıran bir şeydi. Eğer bir kız 21 yaşından önce geyşa eğitimi alırsa ona çocuk dansçı anlamına gelen maiko denirdi. Maikolar kırmızı yakalar takarlardı ve eğitim süreçlerinde ilerledikçe yakalarına gümüşi iplikler dokunurdu.
Çay servisi sırasında geyşalar (1955)
Geyşaların parti sırasında bir şey yeme izni yoktur ancak çay ya da sake içebilirler.
Bir geyşa bir espriye utangaç bir şekilde gülüyor (1955)
1700’lü yıllarda geyşalık, hayat kadınlığı ile aynı görülüyordu. Ancak Edo Dönemi’nin sonlarına doğru geyşalar, resmi toplantılar gibi birçok sosyal ve politik etkinliğe çağrılmaya başlandı ve zamanla bugünkü eğlendirici ve sanatçı gibi sıfatlarını aldı.
Şamisen çalgısıyla bir geyşa kızı (1950)
Günümüzde geyşa eğlenceleri, Japonya’daki en pahalı eğlencelerden biridir.
Bir geyşa terliklerini düzenliyor (1955)
Eğlence dünyasında çalışan diğer kadınlardan farklı olarak, geyşalar mesleklerini ömür boyu sürdürebilir. İyi bir geyşa olmak için güzellik ve gençlikten çok, güzel sanatlara ve müziğe olan yetenek, tatlı dil ve müşteriyi iyi ağırlama gibi özellikler önemlidir.
Bir grup geyşa eğitim sırasında (1955)
Nerede olursa olsun, bir geyşa en az birkaç sanat dalında eğitim görmek zorundadır. Geyşa olacak kızlar, küçük yaşta yetişmesi için geyşa evlerine verilir. Şikomi denen bu kızlar tüm ev işleriyle ilgilenir. Kızlar, disiplin edilmesi için çok ağır şartlar altında çalıştırılırlar.
Geyşalar geleneksel bir Japon oyunu olan Go oynuyorlar (1957)
Geleneksel geyşalık günümüzde Tokyo’da tamamen ortadan kalktı. Kyoto’da ise giderek azalıyor.