“Dağ başını duman almış” sözleriyle başlayan gençlik marşı birçoğumuzun küçüklüğünden beri kulağına çalınan, çok tanıdık bir tını. Öğrenilen değil de sanki hep var olan bu dizelerin nasıl ortaya çıktığını ve nasıl 19 Mayıs’la özdeşleştiğini biliyor musunuz? Gelin Atatürk’ün Samsun yollarında mırıldandığını Gençlik Marşı’nın hikayesine birlikte bakalım…
Türkiye’nin Olimpiyatlar’da temsil edilmesini sağlayan eğitmen, spor yöneticisi ve siyasetçi Selim Sırrı Tarcan ülkenin ilk beden eğitimi öğretmenlerini yetiştiren önemli bir isim
Aynı zamanda Türkiye’de voleybol sporunun kurucusu olan Tarcan, ilk Millî Olimpiyat Komitesi’ni kurdu. 28 Mayıs 1909’da Berlin’de Uluslararası Olimpiyat Komitesi toplantılarına katıldı ve aynı yıl İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Cimnastik Akademisi’ne başladı
Bu süreçte İsveç’te yöresel kültürlerin nasıl topluma kazandırıldığını ve folklor çalışmalarının nasıl yapıldığını gözlemledi. 1911’de yurda dönerek Osmanlı’da folklor çalışmalarını başlatan ilk kişi oldu
İsveç’te geçirdiği sürede dikkatini çeken bir diğer şey İsveç şarkılarıydı. Özellikle duyduğu bir nota hafızasına kazındı ve hemen bir köşeye not etti. Şarkının adı “Tre trallande jäntor (Şakıyan Üç Kız)” idi
Yurda döndüğünde şarkıyı marş formatına getirdi ve Türkçe öğretmeni ve şair Ali Ulvi Elöve’den marş için söz yazmasını istedi. Elöve, dönemin zorlu şartlarını göz önüne alarak endişeli olan halka ve gençliğe umut aşılamayı amaçladı
“Dağ Başını Duman Almış Gümüş Dere Durmaz Akar Güneş Ufuktan Şimdi Doğar Yürüyelim Arkadaşlar Sesimizi yer gök su dinlesin Sert adımlarla her yer inlesin Sesimizi yer gök su dinlesin Sert adımlarla her yer inlesin İnlesin Bu gök deniz nerede var Nerede bu dağlar taşlar Bu ağaçlar güzel kuşlar Yürüyelim arkadaşlar Sesimizi yer gök su dinlesin”
işte Gençlik Marşı’nın sözleri de bu şekilde ortaya çıktı. Marş ilk olarak 1916’da erkek öğretmen okulunun beden eğitimi gösterileri sırasında söylendi. Çok sevilen marş büyük ilgi gördü ve kulaktan kulağa yayıldı
Marşı ezberleyenlerden biri de Mustafa Kemal Atatürk’tü. 19 Mayıs 1919’da silah arkadaşlarıyla Samsun’a çıktı. Tarladan bomza toprak yolda, ince bir yağmur eşliğinden bata çıka ilerliyorlardı
Otomobil arızalanınca Atatürk silah arkadaşlarına baktı ve “Yürüyebilir misiniz?” dedi. 1 saat uzaklıktaki köye varıp geceyi orada geçirecekler, sonra Havza’ya doğru ortaya çıkacaklardı
Köye doğru yürürken Atatürk bu marşı mırıldanıyordu. Arkadaşlarına dönerek “Siz de söyleyin, yorgunluğunuzu alır” dedi
19 Mayıs 1935’de Atatürk Günü, 1938’de Gençlik ve Spor Bayramı ve 1981’de ise Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı adını aldı. Gençlik Marşı Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yıl, 20 Haziran 1938’de “Gençlik ve Spor Bayramı Marşı” olarak kabul edildi
Atatürk 19 Mayıs’ın milli bayram ilan edildiği gün, 1938’de hastayken gülümseyerek şu sözleri söylemişti: “Anadolu’nun dağ başlarını, tekerleklerine çuval doldurduğumuz kırık dökük otomobillerle aşarken, yanımdaki arkadaşlarıma bu marşı söylemeyi adet edinmiştim.”
Gelin birlikte Gençlik Marşı’nı Kenan Doğulu’nun yorumuyla dinleyelim…