“Sosyal medyada ne kadar kendinizsiniz?”
Bu soru bugünlerde aklımızı oldukça kurcalıyor ve gerçekten kendimize ayrı bir kimlik oluşturmuş olduğumuzu düşünmeden edemiyoruz. Görünümümüzden sosyal yaşamımıza dek sosyal medyaya yansıttıklarımız hep mükemmellik taşıyan görüntüler ve cümleler, komiklikler, şakalar ve nihayetinde cool’luklar, karizmatiklikler…
Fotoğrafların hangi açılardan çekileceğinden hangi filtrelerin kullanılacağına, yüzümüzü pürüzsüzleştirmeden kaşımızı kaldırmaya ve dudaklarımızı kalınlaştırmaya birçok düzenlemeyi o kadar titizlikle yapıyoruz ki başka şeyler için bu kadar uğraşsak ne kadar başarılı olabileceğimizi düşünemiyoruz bile. O kadar çok fotoğraf düzenleme uygulaması var ki hangisini kullanacağımıza karar veremeyip hepsini telefonumuzda bulunduruyor, bu uygulamalar için ayrı bir klasör oluşturuyoruz. Ücretli uygulamalar için aylık ödeme yapanlarımız da mevcut.
Hal böyleyken bu durum bazı araştırmacıların dikkatini çekiyor ve gençler üzerinde “görünümün ruh sağlığı üzerindeki etkisi”ni ölçmek isteyen bir araştırma yapmaya karar veriyorlar. Araştırmanın ayrıntıları şu şekilde…
1. Gençler modern güzellik algısını karşılamak için çok fazla baskı hissediyor. Ama bunun ölçüsü ne?
2. Bu sorunun cevabını merak eden kreatif ajans M&C Saatchi, ünlü İngiliz Fotoğrafçı Rankin ve MTArt Agency bir araya geldi
3. Görünümün ruh sağlığı üzerindeki etkisini araştıran bir şirket olan VISUAL DIET çatısı altında bir grup gençten selfie’lerini sosyal medya için düzenlemeleri istendi
4. Rankin, “Seride, özellikle gençleri hedefleyen uygulamaları inceledim ve denedim.” diyor
“Bu uygulamalar bilgisayar oyunu oynamak gibi ve neticede gerçekten çok eğlenceliler. Şahsen onlarla uğraşmaktan oldukça keyif aldım ancak gereğinden fazla bağımlılık yapıyorlar.”
5. Projede ünlü İngiliz fotoğrafçının 13-19 yaş aralığındaki gençleri objektif karşısına aldığı görülüyor
6. Çekimler sonrası gençlerden sosyal medyaya yüklemek için uygun hale gelene kadar fotoğraflarını düzenlemeleri isteniyor
İngiliz fotoğrafçı bu konuda, “İlk olarak modellerle çalıştık, ancak daha sonra bu kitleyi diğer gençlerle genişletmek istedim. Bu nedenle daha fazlasını aradığımız bir çağrıda bulunduk.” diyor.
7. Kullanılan uygulama Facetune benzeri programlardan biri ancak bilindiği üzere ona benzer yüzlerce uygulama var
8. Projede bu uygulamaları kullanan kişilere yer vermek yerine gençlere bu uygulamayı kullanmak isteyip istemeyecekleri sorulmuş
9. Gençlere uygulamayı nasıl kullanacakları gösterilmiş. Olayı saniyeler içinde kavrayan gençler, doğal fotoğrafları üzerindeki düzenlemeleri kendileri yapmış
10. Rankin’e göre bu uygulama aracılığıyla yapılabilecekler Photoshop’u çok iyi kullanan birinin yapabileceklerinden çok çok daha öte
11. Teknolojinin çok hızlı ilerleyişiyle olduğumuz kişiden farklı görünme fikri bize heyecan veriyor. Peki, buradaki tuzaklar neler?
12. Kendimizi biraz rötuşlayarak başka biri yapabiliyorsak gerçekten kim olduğumuz kabul etmek ne kadar zor olabilir?
İşte, bu proje bu soruların cevaplarını arıyor. Ruh sağlığı bir mayın tarlası ve bu proje yalnızca onun yüzeyini tarıyor.
Araştırma sonuçlarını yorumlamamız gerekirse “Kendimizi tanıyamayacağız yakında” demek isteriz müsaadenizle. Toplumun dayattığı tüm kalıplardan kurtulup kendimiz olmak, kendimizi olduğumuz gibi sevebilmek dileğimizle…
Kaynak 1