Hoca o kadar yetkin bir isim ki beyin cerrahisi alanında, dünyanın en büyük cerrahlarından biri olarak gösteriliyor. “İnop” (yapılamayan, yapılma şansı olmayan ameliyat) diye bir kavramı kabul etmiyor, uygun ekipmanlarla beynin her noktasına ulaşabilirsiniz gibi bir iddiada bulunuyor ve bu uğurda çalışıyor yıllarca. Uğruna yasa değiştirilmiş, yasa! Sırf adam çalışsın diye “elin gavuru” kanunlarında oynama yapmış. Bizde hâlâ adamın askerlik yapmadığı konuşuluyor. Ülkemde çalışmak istiyorum, halkıma hizmet etmek istiyorum diyor, ekipman bulunamıyor, uygun koşullar sağlanamıyor. Sağlayamayan da devlet, hani şu ihracat rakamlarını açıklayan, cari açığı falan dengelemeye çalışan tüzel.
Çok öfkeliyiz çok, bu ülkede bilimin beş para etmeyip, “dinciliğin” her daim prim yapmasına öfkeliyiz. Ama haksız da sayılmayız hani. Hindistan’ın 74 milyon dolar harcayıp Mars’ın yörüngesine sonda yollaması, ama “misafirperver” Türkiye’nin 600 milyon dolara saray yaptırması ağırımıza gidiyor.
Neyse, bu öfkemizi başka bir dile getirelim ve sizi bugün 90. yaş gününü kutlayan yeryüzünün en büyük cerrahlarından biri ile baş başa bırakalım.
1. Hayata Lice’de merhaba dedi
Diyarbakır Lice’de 6 Temmuz 1925’te başlar yaşamı. Diyarbakır’da doğar, zira babası kaymakamdır ve 1924’te Lice’ye atanır. İki yaşındaki İhsan ağabeyi, yakalandığı tifodan dolayı vefat eder. Gazi henüz 3 aylıktır. Babasının tayini çıkar ve Ankara’ya taşınırlar.
2. Bir ailenin başına gelebilecek en kötü şey
Gazi henüz bebekken başlarına son derece tatsız bir olay gelir. Bir grup çeteci, Yaşargil ailesini kaçırır. Babaları o sırada evde olmadığı için kurtulur. Çetecilerin amacı, cezaevinde tutuklu olan arkadaşlarının salıverilmesini sağlamaktır. Anne ve çocukları şantaj yapmak için kullanırlar. Fakat çete mensuplarının talepleri kabul edilmez. Anne ve çocuklar da, “eşkıyalığın raconuna ters” olduğu için serbest bırakılırlar.
3. Soluğu Almanya’da aldı
İlk ve ortaokulu Ankara’da tamamlar Gazi. Atatürk Lisesi’nde eğitiminden sonra (buradaki öğretmenlerinden biri Nurullah Ataç’tır) Ankara Üniversitesi’ne girer, girdiği yıl da Almanya’ya gider ve Jena Thüringen Friedrich Schiller Üniversitesi’nde tıp okumaya başlar.
4. Savaş yılları onu da etkiledi
II. Dünya Savaşı başlar ve bu savaş pek çok kişinin olduğu gibi Gazi’nin de yaşamını değiştirir. Gazi, savaştan kaçarak her savaşta tarafsız kalan ülkeye, İsviçre’ye, Basel Üniversitesi’ne girer. Burada doktora eğitimi alır, nöropsikiyatri, dahiliye ve genel cerrahi bölümlerinde asistanlık yapar. 1953’te Prof. Dr. Hugo Krayenbühl’ün yanında nöroşirürji çalışmaya başlar. Özellikle üzerine eğildiği bir alan vardır Gazi Yaşargil’in: Beyin damarları ve anjiyografisi.
5. Kilometre taşı ameliyat: 30 Ekim 1967
1965’te yardımcı profesör olur. 1965-1967 yılları arasında ABD’de Vermont Üniversitesi Nöroşirürji Bölümü’nde Peardon Donaghy’yle birlikte mikrovasküler cerrahi çalışmaya başlar. Sonra Zürih’e döner ve burada çok büyük bir başarıya imza atar. 30 Ekim 1967’de ilk beyin bypass ameliyatını gerçekleştirir. Bu operasyon, Gazi Yaşargil adını pek çok kişinin duymasını sağlar. Tabii çalışmaları sürer. Beyin cerrahisinde kullanılan ekipmanlar ona göre yetersizdir; bu alanda yeni arayışlara yönelir.
6. İlk önemli katkı: Yüzer mikroskop
Ekipman alanına önemli katkılarda bulunur. Yüzer mikroskop bu katkılardan ilkidir. Ameliyatlarda kullandığı bu mikroskop, anevrizmaların giderilmesinde çok önemli bir rol oynar.
7. Uğruna yasa değiştirilen adam
1973’te profesör olur ve Zürih Üniversitesi’nde Beyin Cerrahisi Bölüm Başkanı olur. 1992’ye kadar klinik şefliği yapar, 1993’te emekli olur. Daha doğrusu emekli olmak zorunda kalır. Çünkü İsviçre kanunları doktorlara belli bir yaştan sonra ameliyat izni vermez. Durum bunu gerektirince Gazi Hoca da, sırf o gelsin diye “yabancılar kanununda madde değişikliğine giden” ABD’nin Arkansas eyaletine yerleşir ve Little Rock şehrinde ameliyatlarına devam eder. (Bu konuyla ilgili İsviçre’nin de Gazi Hoca için kanunlarında iki kez değişiklik yaptığı rivayet edilir.)
8. Adına kürsü açılan büyük insan
2002 yılında da yine bu üniversitenin beyin cerrahi merkezinde “Dr. Gazi Yaşargil Kürsüsü” açılır. Böylece ABD’deki saygın bir üniversitenin bilim kürsüsü, yaşadığımız topraklardan birinin adını taşır. Bulunduğu üniversite de beyin cerrahisi alanında isim yapan, bilinen bir merkezdir.
9. Önce hemşiresi, sonra hayat arkadaşı
1975’ten beri, bir zamanlar hemşireliğini yapan Dianne Bader Gibson ile evli ve Leyla, Ceylan, Can (Can Yücel’den dolayı mı acaba?) adlarında üç çocuğu var.
10. Üstat ve mucit
Harvey Cushing’le birlikte 20. yüzyılın beyin cerrahisi uzmanları arasında gösterilir Gazi Yaşargil. Ayrıca “Yaşargil Maşası”, “Otomatik Leyla Ekartörü” ve “Yaşargil Anevrizma Klipleri”ni icat ederek, uzmanı olduğu bu alana önemli katkılar sağlar.
11. “Surgeon of the Century” yani ““Yüzyılın Cerrahı”
Gazi Yaşargil, Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından “yüzyılın cerrahı” seçildi. Bu birliğin yayın organı olan Neurosurgery dergisinin de kapağında yer aldı. Derginin kapağında yer almaya aday 140 uluslararası cerrah arasından seçildi Gazi Hoca. Derginin editörü Michael Apuzzo’ya göre, beyin ve sinir cerrahisinin bu kadar ilerlemesi, Gazi Yaşargil ve Harvey Cushing sayesindeydi.
12. Hem ulusal hem de uluslararası ödüllerin sahibi
Mikrocerrahinin nöroşirürjide kullanılmasına katkılarından dolayı, 1997’de Amsterdam’da XI. Uluslararası Nöröşirürji Kongresi’nde Gazi Hoca’ya “The World Federation of Neurosurgical Societies”in onur madalyası verildi. Yaşargil 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü’nün, sonra da TBMM 85. Yıl Milli Egemenlik Onur Madalyası’nın sahibi oldu.
13. Beyin cerrahisinde devrim; 3 milimetreden 1 milimetreye
Gazi Hoca’ya göre, beyin, su koridorlarından oluşur ve gerekli ekipmanlarla beyne her türlü cerrahi müdahale yapılabilir. Hassas bölgelerde yaptığı ameliyatlarla Gazi Hoca bunu defalarca kanıtladı da zaten. Fransız cerrah Alexis Karel’in 1912’de yaptığı 3 milimetrelik damar ameliyatını (bu başarısıyla Nobel ödülü aldı A. Karel) daha da öteye taşıyarak 1 milimetreye indirdi. Bu alanda o kadar söz sahibi oldu ki, beyin cerrahisi literatüründe pek çok hastalıkta onun yaptığı sınıflandırmalar kullanılır.
14. Bill Clinton’dan sonra Arkansas’ta en bilinen insan
Söylenene bakılırsa, Arkansas’ın Little Rock şehrinin, vakti zamanında bu eyaletin valisi olan Bill Clinton’dan sonra en meşhur kişisidir Gazi Yaşargil.
15. Büyük şair Ece Ayhan, büyük cerrahın ellerinde
1976’da Ece Ayhan’ın beyin ameliyatı geçirmesi gerekir. Ameliyatı Zürih’te gerçekleşir ve Mayıs 1976’da gerçekleşen bu ameliyatı yapan kişi Gazi Yaşargil’dir. Ece Ayhan’ın dediğine göre, ameliyat edeceği hastayı ameliyathaneye kucağında taşırmış. Böyle yapmasının sebebi onu hissetmek istemesiymiş. Ameliyat ettiği hasta ayılır ayılmaz da ondan dilini çıkarmasını istermiş. Bunu istemesinin sebebi de, hastanın dilini çıkarmadan önce tükürükleri temizlemek için yutkunmaya çalışması, bu davranış sosyal bir davranış olduğundan, bunu yapan hastasının iyi olduğu kanaatine varmasıymış.
16. Can Baba’nın tabiriyle “Beynin Piri Reis’i”
Gazi Yaşargil’i o kadar anıp, Can Yücel’i anmamak olmaz. Yakın arkadaştırlar bu iki güzel insan ve vakti zamanında, her ikisi de liseyi bitirdikten sonra eğitimlerine yurt dışında devam etmek isterler ve bunun için para biriktirirler. Sonra da milli eğitim bakanını, yani Hasan Ali Yücel’i ziyarete giderler ve taleplerini ifade ederler. Bakan bey iki arkadaştan birini, yani Can Yücel’i dışarı çıkarır, Gazi Yaşargil’e de, kendisini gönderebileceğini fakat Can’ı gönderemeyeceğini söyler. Gönderememesine de, “oğlunu yurt dışına gönderdi” dedikodularını gerekçe gösterir. Bunun üzerine Can da biriktirdiği tüm parayı arkadaşı Gazi’ye verir. Gazi yurt dışında okur ve “hocaların hocası” olur. Yıllar sonra Can Yücel kendi oğlunu, tıp fakültesinden mezun olduktan sonra arkadaşı Gazi Yaşargil’e gönderdi, beyin cerrahisine katacağı bir şeyler vardır diye. Buraya kadar duygusal bir şekilde okudunuz ama bu öykünün tamamı doğru değil. Doğrusu, her iki çocuk da yurt dışına gitti, ama devletin imkânlarıyla değil, ailelerinin sağladığı imkânlarla. Yani para biriktirmeleri ve Can’ın biriktirdiği parayı Gazi’ye vermesi diye bir durum yok.
17. “Except Gazi Yaşargil”
Bazı tıp kitaplarında, “yapılamayan, yapılma şansı olmayan ameliyat” anlamında bir sözcük kullanılır: İnop. İddia o ki, beyin cerrahisiyle ilgili kitaplarda da bazı ameliyatlardan söz edilirken bu sözcük kullanılır ama yanına da bir yıldız konurmuş “dipnota bakmayı ihmal etmeyin” anlamında. Dipnotu okuduğunuzda da şu kısaltma karşılarmış sizi: Except Gazi Yasargil. Yani “bakmayın ‘yapılamaz’ yazdığımıza, Gazi Hoca bu ameliyatı çatır çatır yapıyor” anlamında.
18. Halka hizmet etmek istiyordu ama…
Türkiye’ye gelmek istedi vakti zamanında, ama kendi ifadesine göre “verilen sözler tutulmadı”. Onun niyeti, özel hastanede değil, halka hizmet verebileceği ve gerekli aletlerin eksiksiz olduğu, meslektaşlarına eğitim verebileceği bir kurumda çalışmaktı. Fakat bu koşullar sağlanmadı. Arkansas’ta tam da istediği koşullar sağlanınca orada çalışmaya başladı
19. Bir yandan eğitim, bir yandan zorlu ameliyatlar
2003’te Bayındır Hastanesi Nörolojik Bilimler Merkezi ile ortaklaşa bir program gerçekleştirdi ve bu vesileyle Türkiye’ye geldi. Bu süreçte hem sunum yaptı hem eğitim verdi hem de optik astrositam, sol parietal kitle, pons glikomu ve IV. ventrikülde kitle denilen çok zor dört ameliyat gerçekleştirdi.
20. Artık Yeditepe Üniversitesi’nde
Gazi Hoca ayrıca Ocak 2013’ten bu yana Yeditepe Üniversitesi Beyin Cerrahisi Bölümü’nde hasta muayene ediyor, ameliyatlara giriyor, eğitim veriyor. Şunu da eklemeden geçmeyelim, Gazi Hoca’nın iki kardeşi de tıp alanında hizmet veriyor; Erdem Yaşargil, Basel’de genel cerrahi profesörü, Günay Yaşargil ise Zürih’te nörofizyoloji profesörü.