Found footage filmler de denen buluntu filmler; kaybolmuş ve daha sonra keşfedilmiş gerçek bir görüntü gibi izleyiciye sunulan kurgusal yapımlardır. Gerçek hayattan kameraya alınmış olayların görünümünü ve hissiyatını yansıtmak için tasarlanmış uzun metrajlı filmler, kısa filmler veya web dizileri found footage kategorisi içinde değerlendirilebilir. Bir filmin “buluntu filmler” arasında sayılabilmesi için, görüntüyü çekmek için kullanılan tüm kameraların kurgunun içinden olması, yani tüm kameraların filmde etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Geleneksel uzun metrajlı filmlerden farklı olarak, found footage film tekniği; kasti olarak çoğu uzun metrajlı filmde ince düşünülmüş detaylardan, koreografiden, post-prodüksiyon süreçlerinden ve derinlikli diyaloglardan yoksundur. Found footage film tekniği, genellikle korku, gerilim veya bilimkurgu türü sinema eserlerine hitap eder.
Found footage film yapımcıları arasında da farklı sinematik yaklaşımların olduğu ve böylece found footage filmlerin de kendi aralarında sınıflandırılabileceğini belirtmek gerekir. Bu türler şunlardır:
- Birinci Şahıs Bakış Açısı – Kamerayı tutarken olayı yaşayan ana karakterin bakış açısından çekilen filmlerdir.
- Mockumentary (Sahte Belgesel) – Röportajlar ve filmin temelindeki olayı araştıran insanların raporları üzerinden kurgulanan filmlerdir.
- Buluntu haber stili – Olayı araştıran profesyonel bir haber ekibinden görüntülerle çekilen filmlerdir.
- Buluntu gözetmen stili – Olayı otomatik olarak filme alan/kaydeden sabit bir kameradan alınan görüntülerle çekilen filmlerdir.
Peki buluntu filmleri benzersiz kılan özellikler neler? Bu film türünün en seçkin örnekleri hangileri? Birlikte inceleyelim?
Found Footage (Buluntu) filmleri benzersiz kılan kimi özgün özellikler
1- Düşük bütçe
Found Footage filmler genellikle çok düşük bir bütçeyle üretilir. Bütçesi 500 ila 15.000 ABD doları arasında değişen found footage filmler oldukça yaygındır, oysa tipik Hollywood destekli uzun metrajlı bir filmin bütçesi ortalama 5.000.000 ila 50.000.000 ABD doları arasındadır. Sınırlı bir bütçe, tipik olarak, bir anlatıya dayalı çekim filmin üretimine önemli sınırlamalar getirirken; buluntu filmlerde ise, bu sınırlı bütçe, sınırlı kaynaklarla zorlukların üstesinden gelmek için yaratıcılığın sınırlarını zorlar. Aslında, sınırlı bir bütçeyle film çekmenin nihai ürüne gerçekten fayda sağladığı birçok durum vardır.
2- Tanınmamış ve dar oyuncu kadrosu
Buluntu filmlerin oyuncu kadrosunun büyük çoğunluğu bilinmeyen oyunculardan oluşur. Bilinmeyen oyuncuların rol alması bir bakıma oyunculuk performansı açısından kendi zorluklarını ortaya çıkarırken, bir diğer yandan buluntu filmlere güçlü bir fayda sağlama potansiyeli taşır. Zira buluntu filmde bilinen bir aktör veya aktris rol aldığı an; izleyici, oyuncunun başka bir filmden veya televizyon programından tanıdığı biri olduğunu anladığında illüzyon bozulur.
Buluntu filmlerin bir diğer ortak özelliği de nispeten küçük oyuncu kadrosudur. Küçük bir oyuncu kadrosu kullanmak, buluntu filmlerin izleyici nezdindeki gerçekçiliğinin korunmasını sağlar. Buluntu filmin oyuncu kadrosu ne kadar az insandan oluşursa, filmin gerçekçiliği o kadar güçlü olur. Ayrıca daha küçük bir oyuncu kadrosu, found footage tarzı korku filmlerinin işlediği; küçük bir grup insanın tenha bir ormanda, mağarada, evde veya terkedilmiş bir hastanede yaşadığı genellikle sıra dışı deneyimleri anlatan bir kurguya çok daha uygun bir seçimdir.
3- Sınırlı zaman ve mekân
Yine found footage filmlerin orijinalliğini ve izleyiciye karşı inandırıcılığını güçlendiren bir faktör zaman ve mekân sınırlılıklarıdır. Buluntu film yapımcıları, genellikle bir orman veya halka açık bir park olmak üzere, dış mekan sahneleri için genellikle uzak/tenha yerler kullanır. Bunlara ek olarak, gece çekimleri; izleyici başka insanları görmeyi beklemediği için dar bir oyuncu kadrosu olması olgusunu pekiştirir ve yönetmeni ekstralar kullanma ihtiyacından kaçındırır. İlk bakışta, bir Hollywood setinin aydınlatması, patlamaları ve diğer tüm tipik donanımına sahip resmi bir film stüdyosunun olmamasının, buluntu filmleri niteliksizleştireceği düşünülebilir, ancak aksine bu sınırlama genellikle filmin gerçekçiliğini güçlendirir. Çünkü found footage film tekniğinin kullanıldığı yapımlar, film sahnelerini kurgusal olmayan görüntülermiş gibi sunulmalıdır.
4- Senaryolarda boşluklar ve doğaçlama
Buluntu filmlerin çoğu tamamen senaryolu olsa da bu türde filmlerin resmi bir film senaryosu ile çekilmediği, daha ziyade filmin her sahnesinin kabataslak biçimde çekildiği birçok örnek vardır. Found footage film tekniğinde; diyaloğun yönetilebilir bir kısmının olması, oyuncular nezdinde doğrudan bir doğaçlama performansı gerektirir, ancak eğitimsiz aktörlerin kullanıldığı durumlarda üstün sonuçlar da üretebilir.
5- Film müziklerinin kullanılmaması
Gerçek bir buluntu filmde, film müziklerinin hiçbir yeri yoktur. Found footage tekniğiyle çekilen bir filme arka plan müziğinin dahil edilmesi, yalnızca filmin orijinalliğine ve izleyici karşısındaki inandırıcılığına zarar verebilir. Buluntu filmlerin bu yönlerini daha da ilerletmek için; birçok buluntu film yapımcısı, açılış ve kapanış jeneriklerinde dahi herhangi bir müzik olmaması gerektiğini savundu.
6- Film jeneriğinin ve filmler hakkındaki ayrıntıların gizlenmesi
Buluntu filmlerin gerçekçiliğini en üst düzeye çıkarmak için birçok yönetmen, bir filmin açılışında geleneksel olarak görünen dağıtımcı ve stüdyo logolarını ve film adını filmin dışında tutmayı tercih eder. Ayrıca, birçok durumda, kapanış jenerikleri de kaldırılır. Bu strateji, izleyicileri filmin sahte gerçekliğine sokmak için kullanılır.
7- Özel efektler
Buluntu filmin yüksek bir bütçesi varsa, harcanması gereken yer kuşkusuz burasıdır. Buluntu filmler genellikle paranormal olaylar ve paranormal varlıklarla karşılaşmalar veya şiddet içeren suçlar hakkındadır. Bunların tümü, her şeyi inandırıcı kılmak için iyi özel efektler gerektirir.
Şimdi de found footage filmler arasında öne çıkmış 10 filmi inceleyelim.
1. V/H/S (2012) – IMDB: 5.8
Yılın En İyi Korku Filmi, En İyi Kurgu ve En İyi Fragman dallarında ödül adaylıkları bulunan bu 2012 yapımı found footage filmi; tek bir ana hikayeyle birbirine bağlı 6 farklı hikayeyi anlatan bir korku antolojisidir.
Genç suçlulardan oluşan bir çete, bir “iş” yapmak üzere görevlendirilirler. Bir eve girip üzerinde bir yazı olan bir V/H/S kaseti çalmaları gerekiyordur, ama kasette ne olduğu kendilerine söylenmiyor. Söz konusu evde birden fazla kaset bulurlar, bu yüzden alabildikleri kadarını alırlar ve evdeyken onları izlemeye başlarlar. Ancak bu kasetlerde gördükleri, kaldırabileceklerinden çok daha fazlasıdır ve içindekilere inanmak da oldukça zordur. Acaba bu ziyaret onlara pazarlık ettiklerinden daha pahalıya mal olacak mıdır?
2. Creep (2014) – IMDB: 6.3
Sitges ve Chicago Uluslararası Film Festivali de dahil olmak üzere bir dizi ödül ve ödül adaylığı kazanan bu film Patrick Brice’ın ve Mark Duplass’ın ortak yapımıdır. Yönetmen koltuğunda oturan Patrick Brice, filmin senaryosunu yine başrolleri paylaştığı Emmy ödüllü oyuncu Mark Duplass ile birlikte hazırlamıştır. Film, 2014 yılında South by Southwest film festivalinde ilk gösterimini yapmıştır.
Bir kameraman, ölmekte olan bir adamın son mesajlarını ve anılarını videoya çekmek için uzak bir dağ kasabasındaki bir günlük bir işi kabul eder. Başlangıçta her şey normaldir, ancak zaman ilerledikçe kameraman müşterisinin garip isteklerine ve karanlık yönlerine tanık olmaya başlar ve iş giderek daha garip bir hal alır. Kameraman tüm tuhaflıklara rağmen işine devam eder ve bitirir. Ancak bu dağ evinden ayrılma zamanı nihayet geldiğinde arabasının anahtarlarını bulamaz ve garip bir telefon aldığında müşterisinin başlangıçta göründüğü gibi birisi olmadığını fark eder.
3. Lake Mungo – Mungo Gölü (2008) – IMDB: 6.3
Fright Meter Ödülleri’nde En İyi Korku Filmi adaylığı bulunan Lake Mungo, 2008 yapımı bir found footage korku filmidir. Sydney Film Festivali’nde galası yapılan ve found footage filmler listemizin bir önceki filmi gibi ilk gösterimini South by Southwest Festivali’nde yapan Lake Mungo, Joel Anderson’ın yönetmenliği ve Talia Zucker, Rosie Traynor ve David Plagner’in başarılı oyunculukları ile found footage filmler arasında seçkin bir yer edinmiştir.
On altı yaşındaki Alice Palmer, yerel barajda yüzerken boğulur. Cesedi bulunup otopsisi yapıldığında ve kaza sonucu ölüm kararı verildiğinde, yas tutan ailesi onu gömer. Aile daha sonra evlerinde ve çevresinde bir dizi garip ve açıklanamaz olay yaşar. Son derece huzursuz olan Palmers, psişik ve parapsikolog Ray Kemeny’nin yardımını ister.
4. Paranormal Activity – Paranormal Aktivite (2007) – IMDB: 6.3
Empire Ödülleri’nde ve MTV Film Ödülleri’nde En İyi Korku Filmi dalında ödül adaylıklarına layık görülen 2007 yapımı korku filmi Paranormal Activity, sadece 15.000 dolarlık bir ana bütçe ve 200.000 dolarlık bir post-prodüksiyon bütçesi ile hazırlanmasına karşın dünya çapında yaklaşık 200 milyon dolara yakın hasılat elde etti. Ören Peli’nin yönetmenliğindeki film, 2009 yılında dünya çapında seyirciyle buluştu.
Katie ve erkek arkadaşı Micah üç yıldır birlikte yaşayan bir çifttir ve bir gece uyurken birdenbire bir varlık onlara musallat olur. Katie, Micah’a sekiz yaşından beri birtakım paranormal deneyimler yaşadığını açıklar. Şüpheci bir kişilik olan Micah, gece boyunca evlerinde meydana gelen paranormal olayları videoya kaydetmek için bir kamera satın alır. Yaşadıkları durumdan kurtulmalarına yardım etmesi için paranormal varlıklar konusunda uzman bir isimle görüşmeye karar verirler.
5. The Blair Witch Project – Blair Cadısı (1999) – IMDB: 6.5
35.000 dolar gibi oldukça düşük bir bütçe ile vizyona sunulduktan sonra yaklaşık 250 milyon dolar hasılat elde eden, found footage korku filmlerinin atası ve ilham kaynağı olan The Blair Witch Project; Daniel Myrick ve Eduardo Sánchez’in yönetmenlik koltuğunu paylaştıkları 1999 yapımı kült bir filmdir. Film oldukça başarılı bir tanıtım sürecine imza attı ve found footage filmlerin kimi özgün yanlarının ilk örneklerini verdi. Öyle ki filmde oynayan Heather Donahue, Joshua Leonard ve Michael C. Williams için filmin pazarlama taktiğinin bir parçası olarak bir kayıp ilanı bile yayınladılar. Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan Blair Cadısı, çizgi romanlardan video oyunlarına dek büyük bir kült oluşturdu ve bugün bile hâla sıkı bir hayran kitlesine sahiptir.
Üç sinema öğrencisi, efsanevi Blair Cadısı hakkında bir belgesel çekmek için Kara Tepeler Ormanı’na doğru yola çıkar. Bir fotoğraf makinesi, video kamera ve ses kaydedici ile donatılmış her adımı, her kelimeyi ve her sesi yakalamaya çalışırlar. Kara Tepeler Ormanı’ndan bir daha asla dönemeyen ve başlarına ne geldiği bilinmeyen bu üç gencin ormanda kayıplara karışmalarından bir yıl sonrasında ise; bir çanta dolusu film kutusu, ses kayıtları ve bir video kaset bulunur.
6. Host (2020) – IMDB: 6.5
Found footage filmler listemizin en yeni üyesi olan Host, 2020 İngiltere yapımı bir korku filmidir. Pandemi günlerinde vizyona giren Host, Shudder tarafından yayınlandı. Sadece 35.000 dolarlık düşük bütçesine karşın yarım milyon dolara yakın bir hasılat elde eden film, Hollywood Eleştirmenler Birliği tarafından yılın En İyi Korku Filmi ödülüne aday gösterildi. Viral olan bir sosyal medya skecinin ilham kaynağı olduğu film, toplamda 12 haftalık bir üretim süreci ile 65 dakikalık kısa bir yapım.
Altı arkadaş, karantina sırasında Zoom üzerinden bir seans düzenlemek için bir medyum tutar, ancak işler hızla ters gittiğinde umduklarından çok daha karanlık bir tabloyla karşılaşacaklardır. Bilinmeyen bir varlık evlerini istila etmeye başlayınca, akıllarındaki tek şey bu lanetli geceyi atlatıp atlatamayacakları olur.
7. Troll Hunter – Trol Avı (2010) – IMDB: 6.9
André Övredal’ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, yerel ve uluslararası çapta 12 film ödülüne ve 13 ödül adaylığına layık görülmüştür. Norveç kültürüne oldukça değinen bu film, Norveç’in batısındaki ormanlarda ve dağlarda çekildi. Usta oyuncu Otto Jespersen’in ve Hans Morten Hansen’in başrolleri paylaştığı film, genellikle olumlu eleştiriler aldı.
Norveç’te ayıların ölü bulunduğuna dair haberleri inceleyen, Volda Üniversitesi’nden Thomas, Johanna ve Kalle olayı araştırmaya karar verirler. Cinayetlere bir açıklama bulmayı umarak bölgedeki bir avcı olan Hans’ın izini sürerler. Hans, başlangıçta gençlerden kaçmaya çalışır; ancak daha sonra, emirlerini yerine getirmeleri koşuluyla, onu hareket halindeyken filme almalarına izin vermeyi kabul eder. Kısa süre sonra üç öğrenci, Hans’ın aslında göründüğü kadar sıradan biri olmadığını keşfedeceklerdir.
8. Cloverfield – Canavar (2008) – IMDB: 7.0
Paramount Pictures’ın yapımcılığıyla ve Maymunlar Cehennemi’nden tanıdığımız ünlü yönetmen Matt Reeves’in yönetmenliğiyle üretilen Cloverfield, 30 milyon dolara yakın ciddi bir bütçeye karşın 170 milyon dolar civarı hasılat ile iyi bir gişe başarısı göstermiştir. 2021’de Cloverfield’ın doğrudan devam filmi için yeni bir senaryo hazırlıklarına girildiği bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı.
Rob’un büyük terfisini kutlamak için sevgilisi Beth ve arkadaşları, artık Japonya’ya taşınmak üzereyken büyük bir sürpriz veda partisi düzenlemeye karar verirler. Bununla birlikte, kulakları sağır edici bir patlama ve olağanüstü bir canavarın şehre gelişi, New York’ta kıyamet koparır ve tüm şenlikleri aniden kesintiye uğratır. Canavar Manhattan’ı yerle bir ederken, Rob ve arkadaşları Beth’i kurtarmaya kararlıdırlar ve New York sokaklarının derinliklerinde bir macera başlayacaktır. Bu amansız istilacı nereden geldi ve hepsinden önemlisi hayatta kalma şansları var mı?
9. Chronicle – Doğaüstü (2012) – IMDB: 7.0
2012 yapımı, found footage filmler arasında bilim kurgu türünde bir örnek olan Chronicle, 39. Satürn Ödülleri’nde yılının En İyi Bilimkurgu Filmi seçildi. Gérardmer Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan film, 12 milyon dolarlık bütçesinin neredeyse 10 katını gişe başarısı ile kazandı. 2021 yazında, Chronicle’ın bir devam filminin çıkacağı resmen ilan edildi. Filmin yönetmen koltuğunda ise, 2015 yapımı Fantastik Dörtlü’den de tanıdığımız Josh Trank var. Chronicle, Josh Trank’ın ilk uzun metrajlı filmidir.
Genç Andrew için hayat bir kabustan başka bir şey değildir: toplumdan dışlanmış olmasının yanı sıra, alkolik, istismarcı bir babası ve ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir annesi varken de hayatla baş etmek zorundadır. Bir terapi biçimi olarak, hayatını bir video kamerayla filme alır. Andrew, en iyi arkadaşı Steve ve kuzeni Matt, yeraltında kendilerini süper güçlerle dolduran bir keşif yaparlar. Başlangıçta her şey yolunda gibi gözükür, ancak Andrew yeni yeteneklerini daha karanlık amaçlar için kullanmaya karar verir.
10. [Rec] – REC: Ölüm Çığlığı (2007) – IMDB: 7.4
Katalonya Uluslararası Film Festivali olan Sitges’ten 5 ödülle dönen ve hem yerel hem uluslararası alanda 15’i aşkın film ödülüne layık görülen [Rec], korku türündeki found footage filmler arasında oldukça popüler bir yapımdır. 2 milyon dolarlık bütçesine karşın gişede 35 milyon dolar hasılat elde eden [Rec], Venedik Uluslararası Film Festivali’nde ilk gösterimini yapmış ve çoğu en iyi korku filmleri listesinde kendisini gösteren bir yapımdır. Serinin yaratıcısı olan Jaume Balagueró ve Paco Plaza’nın ortak yönetmenliği ile üretilen film, başroldeki Manuela Velasco Díez’in usta oyunculuğu ile eleştirmenlerden olumlu eleştiriler almıştır.
Film, bir binada gerçekleşen korkunç olayları gece yarısı televizyon programlarından birinin muhabiri olan Ángela Vidal’ın kameramanı Pablo’nun merceğinden izliyor. Barcelona’daki yerel bir itfaiyedeki olaylarla ilgili bir rapor sırasında ikili, yakınlardaki bir apartmandan kapana kısılmış bir kadın hakkında bir çağrı alan bir itfaiye ekibini takip ediyor. Geldiklerinde apartman sakinlerini lobide toplanmış halde bulan itfaiye ekibi, kadını bulmak için yukarı çıkıyorlar. Hiçbirinin asla unutamayacağı bir gece çok yakında onları beklemektedir.