Reklamcı ve sanatçı Fatih Sinan Şimşek’le salı günü başlayan Brand Week etkinliğinde yer alan sergisiyle ilgili ufak bir söyleşi gerçekleştirdik. ICO adını verdiği sergisinde ikonları kullanarak popüler kültüre ve daha birçok konuya gönderme yapan sanatçı bize eleştirel bir üslupla yarattığı bu rengarenk serginin detaylarını anlattı.
Serginin bundan sonraki durağı ise Caddebostan Kültür Merkezi olacak. 26 Aralık-4 Ocak tarihleri arasında Caddebostan Kültür Merkezi’nde sergilenecek işlerin bir sonraki durağı ise İngiltere! Siz de sergilerden haberdar olmak istiyorsanız Fatih Sinan Şimşek’in Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
“Renkli olan her şey eğlenceli midir? O halde doğadaki en zehirli varlıklar neden en göz alıcı renklerdedir? İkonlar anlamları karşılar mı? Ya da bir ikon kaç anlamla eşleşebilir?”
Reklam sektöründeki Fatih değil sokak çocuğu Sinan…
Fatih Sinan Şimşek reklamcılık kariyerinde oldukça başarılı olan ve 2015’de animasyon yapacağım diyerek gorillafilm.co ‘yu kuran bir sanatçı. Çocukluğundan beri tutkusu olan sanatı konu olunca ise bambaşka bir insan çıkıyor karşımıza. Reklamcı Fatih değil sokak çocuğu Sinan… “Bu zamana kadar sokakta yaptığım sanatımla alakalı kimliğimi açık etmek için buradayım aslında. Reklam sektöründeki Fatih değil burada sokak çocuğu Sinan var. Çünkü sokakta yaptığı şeyleri galeriye taşıma kararı verdi.” diye bahsediyor kendinden.
Evinin duvarında başlayan çizme tutkusunu sokaklara taşıdı…
Çocukken ailesinin yeteneğini fark etmesiyle başlayan sanat tutkusu bu zamana kadar geldi. “O zamandan beri kendimi bildim bileli çiziyorum. Elime kalem aldığım her durumda.” diyerek sanata olan tutkusunu anlatıyor.
“Basit, renkli ve zehirli…”
Ona sanatını nasıl tanımlarsın diye sorduğumuzda ise bu 3 kelimeyle özetliyor. İşlerinde oldukça basit çizgilerle çok kuvvetli mesajlar vermeyi başaran sanatçı kullandığı renklerle ve ikonlarla modern dünyaya gönderme yapıyor.
“Mesajınızı verebildiğiniz her düzlem her malzeme size rahatça sanat icra edebilme fırsatı verir!”
Sanatın kalıplara ve tanımlara sığdırılamayacağını düşünen sanatçı dijital çizimlerini stickera bastırarak duvarda bu baskıları sprey boyayla harmanlıyor. Sergisinde çerçevenin içinde duran bu harikulade işlerin aslında sokak sanatı olarak algılanması gerektiğini savunuyor.
Marka ikonları, sosyal durumlar, savaş ve anıt…
Sanatçı sergisinde 4 başlığı harmanlıyor.
1-Marka ikonları
“Dünyada akımları belirleyen Andy Warhol, Roy Lichtenstein, Keith Haring gibi büyük pop artistlerin işlerinde gördüğümüz ve gördüğümüzde müthiş hisler yaratan markalar.” olarak tanımlıyor sanatçı bu başlığı. Hepimizin bildiği ve büyük marka algıları yaratmış bu markaları sanatçının birçok işinde bazen birer detay bazen de ana unsur olarak görmek mümkün…
2-Sosyal durumlar
Aslında birçok sanat dalında çok fazla işlenen ve eleştirilen konulardan biri de modern hayat ve sosyal durumlar. Modern hayatta yaşadığımız hapsolmuşluk duygusunu çok sade bir şekilde ve birer objeyle anlatmaya çalışıyor Fatih Sinan Şimşek.
3-Savaş
Savaşa dair ikonların fikirlerle birleştiği anlamlı işler…
4-Anısına
Bu başlıkta ise adeta kendi ikonlarına dikkat çekiyor sanatçı. “Bu başlıkta da büyük ikonları, örneğin Türkiye’ye motosikleti öğreten ve bu yaz kaybettiğimiz Barkın Bayoğlu gibi benim için büyük ikonları işledim. Kimisi dünyaya göre de büyük herkes tarafından kabul edilmiş ama bunlar benim ikonlarım!” diyor anısına başlığı için.
Sanatçı için en özel işlerden bir tanesi paranın ve sermayenin temsili Holy POP adını verdiği yeşil lolipop…
Sergideki en etkileyici işlerden biri kuşkusuz Holy POP. Fatih Sinan Şimşek ise bu işi şöyle açıklıyor; “Bence yere bir lolipop düştü ve bu lolipopa sinekler konup emip emip karınlarını doyurup gidiyorlar. Bu hiç eskimeyecek gıcır gıcır bir lolipop. O yüzden bu iş benim için çok önemli.”
Bir diğer anlamı büyük işi ise Lego serisi…
Legonun yakın zamanda çıkan ucu kıvrımlı yeni parçalarını hatırlayanlar vardır. İşte sanatçı bu markayı bir ikon haline getiriyor. “Burada egonuzu lego gibi sökerler takarlar demeye çalışıyorum aslında. Bu işlerde oldukça eğlendim” diyor.
Reklamcılık ve sanat!
Reklamcılık kariyerinin sanatını etkilediğini söyleyen sanatçı kariyerinin ilk zamanlarında sürekli acele etmesi gerektiğini ve bunun sanat olmadığını iş olduğunu söyleyenlere karşı her zaman işini özenle ve layıkıyla yapmış. Başarının sırrının ise her zaman altına imzanızı atabileceğiniz sallapati olmayan, özenle hazırlanan işler olduğunu söylüyor.
“Modern Zamanlar” aslında bir fotoğraf!
Modern Zamanlar adını verdiği bu işi ise ajansta karşısında oturan arkadaşlarının bir fotoğrafının çizimi aslında. Ikea bir koltukta ellerinde Apple telefonlarla oturan yakın arkadaşların birbirleriyle hiç konuşmamasını görüyor ve fotoğrafını çekiyor. Bu fotoğrafı ikonlaştıran sanatçı bu işine ise “Modern Zamanlar” adını veriyor. Aslında hepimize tanıdık gelen ve neredeyse her gün karşılaştığımız bir iş “Modern Zamanlar”
“…Yaklaşık 1.5 dakika sonra biri çalmaya ve sökmeye çalışırken elinden aldım…”
Sergideki işlerden biri olan The Trap ile unutulmaz bir anısı var Fatih Sinan Şimşek’in. O unutulmaz anısını ise şöyle anlatıyor: “Bunu yaptıktan sonra sadece denemek için Kadıköy’de bir duvara astım. Başladım beklemeye ne olacak diye. Yaklaşık 1.5 dakika sonra biri çalmaya ve sökmeye çalışırken elinden aldım. O yüzden üzerinde yara bereler var. Sadece işim gerçekten beğeniliyor mu diye sokakta bir test yaptım ve bu 1.5 dakika sürdü. O yüzden mutlu oldum bu benim en sevdiğim parçalardan biri. Üzerindeki yaralar sokaktan kalma ve anısı büyük…”
“Her iş kıymetini kendi belirler!”
Her eser kıymetli midir diye sorduğumuzda şu cevabı veriyor sanatçı: “Kıymetlidir. Sahibine kıymetlidir. Çok değişik dinamikler var aslında. Yani bunu takdir eden küratörün ne kadar güçlü olduğundan tut da işini sergilediğin kitlenin ne kadar bilgili, donanımlı olduğuna kadar birçok değişken var bu işin içerisinde. O yüzden birisi gelip bunun yanından dekor gibi de geçebiliyor. Bir konvansiyonel resimde fırçalar, boyalar, tuvaller var işin içinde ama insanlar bunlara dekor diyerek aşağılayabiliyorlar. Bir taraftan da sadece çiçek böcek natürmord çiziyorlar. Bu ikilem bu işi güzel yapıyor. Kendi içinde güzel bir enerjisi var . Her iş kıymetini kendi belirler! Sahibine illaki çok kıymetlidir ama biraz da onu takdir edende bitiyor iş.”
“Geleneksel sanatçılarla dijital sanatçılar birbirini desteklerse sanat kazanır.”
Türkiye’de sanat üretimi çok kısıtlı. Bu yüzden sanat yapan, yapmaya çalışan, vaktin bu kadar kıymetli olduğu bu dönemde bu işle alakalı mesai harcayan her arkadaşımızı destekleyelim. Birbirimize omuz verelim. Bunu daha önce bir röportajımda da söylemiştim. Geleneksel sanatçılarla dijital sanatçılar birbirini desteklerse sanat kazanır!”