90’larda TV kumandalı Casio kol saati çılgınlığından sonraki en büyük teknolojik patlama olmuştu internet kafelerin arka arkaya açıldığı dönem.
Tabii bundan 15 yıl kadar önce her çocuğun evinde bilgisayar yoktu. Bilgisayarın ayrı bir keşfedilmemişliği vardı. Bu durum da beraberinde hayli enteresan olaylar yaşattı.
‘Koşun olm yukarı mahalleye internet cafe açılmış!’
Teknoloji seviyesi sanal bebek, atari ve Casio F-91W saatte kalan bir nesil için internet kafeler keşfedilmeyi bekleyen gelişmiş bir uygarlık gibiydi. Plastik toplar bırakılıp toplu mouse’lar tutuldu, saklambaçta saklananlar ortaya çıktı, boncuk atan tabancalar yerini Counter’daki 3’ün 1’ine bıraktı. İnternet kafeler cepleri bozukluk dolu, gözleri parıldayan çocuklarla keşfedilmeye başlandı.
‘İlk gün bedava çocuklar ama bilgisayarlarda oyun ve internet yok…’ ‘olsun Şükrü abi, mayın tarlası ve paint var’
Saatlerce mayın tarlası oynamak, alakasız sesler kaydedip dinlemek, CD-Rom’un kapağını açıp-kapamak ve paint’te sprey boyayla abudik gubidik resimler çizmek o zamanlar Call of Duty oynamış gibi heyecan yaratıyordu. Keşfetmek dedikya, böyle gudik yollarla keşif başlamıştı işte. Bilgisayarı olan ve ‘Başlat tuşundan’ mayın tarlasını açabilen çocuklar o dönemler ortamın en havalı çocuklarıydı.
Bilardonun önünde 24 saat dikilen tayfa internet kafenin önüne göç eder
İnternet kafeler açılmaya başlamadan önce mahallenin en popüler mekanlarından biri bilardo salonuydu. Bilardo salonunun önünde 24 saat dikilen, çekirdek ve cola ile beslenen bu gençlerimiz sürüler halinde yeni keşif bölgelerine doğru göç etmişti. Günümüzde hâlâ internet kafelerin önlerinde bu arkadaşlara rastlamak mümkündür.
Mahalle maçları yerini FIFA 99’a bırakır
Mahallenin en iyi top oynayan çocukları FIFA’da patates olurken, topa bile vuramayan çalışkan çocuklar birer FIFA canavarına dönüşmeye başlamıştı. FIFA 99 özellikle müzikleriyle bir nesli tiki olmaktan ve yeşil Barbour montlardan kıl payı kurtarmıştır.
Ve daha nice oyun bünyemizi ele geçirdi
Midtown Madness.
a. Age of Empires II
b. Unreal Tournament I
c. Driver
d. Quake
e. Star Craft I
f. Half Life
g. Counter Strike
h. Delta Force
Hepsini koyamadık, liste çökerdi. Eklemek istediklerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.
Sadece ‘Ctrl + Alt + Delete’ yaparak hayat kurtaran internet kafe elemanları
O zamanlar bu tuş kombinasyonu bir nevi evrendeki tüm problemlerin çözümü gibiydi. Windows 98’in tırtlığı ve yetersiz bilgisayarlardan dolayı kaynaklanan donma problemleri bu altın hareketle sonlandırılırdı. Herhangi bir internet kafede çalışan olmak için gerekli şartlardan biri bu tuş kombinasyonunu bilmek, ikincisi alt + f4 yapabilmek, üçüncüsü ise program files’ı Dust haritası gibi bilebilmekti.
Hayat artık dört harften ibaret ‘W, A, S, D’
Tertemiz klavyelerde bu harfler henüz pırıl pırılken basmaya bile kıyamıyorduk. Ama zamanla bu kutsal tuşların yavaş yavaş neslini tükettik, basa basa evrenden sildik.
Okuldan kaçıp internet kafeye gitmeyen mezun olamaz
Elektronik sporun Türkiye’de henüz gelişmeye başlamasının sebebi, nice geleceğin pro-gamer’ının okuldan kaçarken kendini yaralamasıdır. Şimdiki çocuklar daha kuntiz, okula girmeden servisten kaçıyorlar.
‘Bi el versene kanka’, ‘Sis atmayın lan!’, ‘ayna yapmasana olm!’, ‘sadece bıçakla beyler’
Külüstür, kocaman bir monitör gördüğümüzde tansiyonumuz yükselir, ellerimiz titremeye başlar ve bu sesler kulağımızda çınlamaya başlar. İnternet kafe dili ve edebiyatı sadece bu cümlelerden ibarettir.
Bir neslin bayram harçlıkları internet kafelerde meze oldu
Her bayram sonrası İstanbul trafiği gibi internet kafelerde de büyük bir kaos yaşanırdı. Ülke bayram harçlıklarıyla refaha kavuşur, enflasyon düşer, insanlar el ele tutuşup FIFA şarkıları söyleyerek sokaklarda dolaşırdı. Ne yazık ki o günler geride kaldı.
Hunharca chat’leşme dönemi: mIRC, ICQ ve kadim dostumuz #Zurna
Gözümüzü oyun sevdası bürümüş, taramalı tüfeklerle katliamlar yapıyorken yavaş yavaş ergenliğe girmeye başladık. Facebook’un ortaya çıkmasına daha 12334 yıl varken şimdi hatırlayınca utandığımız gudik nickname’lerimizle chat’leşme programı mIRC’ın #Zurna kanalında at koşturduk, manita yapmaya çalıştık. Ama başarı oranımız 8923894 kişiden 1 kişiydi.
Ve son olarak internet kafelerin kutsal cümlesi; ‘Şükrü abi masa 7’ye beşşüz daha ekle’
Şükrü abi küçük bir yatırım yaparak internet kafe açmıştı. Şükrü abinin önceden hangi mesleği yaptığı meçhuldü. Şükrü abi artık mahallenin Bill Gates’i olmuştu. Şükrü abi Mynet okey’i ilk keşfeden insandı. Şimdi neredesin Şükrü abi?