Çoğu zaman sistemin düzgün işlemediğinden ve tüm insanların eşit insani haklara sahip olamamasından şikayet ediyoruz. Elbette bu büyük bir problem ancak bunun akasında sığınarak kendi yapabileceklerimizden de vazgeçiyoruz. Ege Üniversitesi’nde çocuk diş hekimliği uzmanı olan profesör doktor Ertuğrul Sabah, bahaneleri bir kenara bırakarak içimizi ısıtan bir hikayenin baş kahramanı. Tam 35 yıldır seyyar diş kliniğiyle engelli eğitim merkezlerini ve yatılı öğretim bölge okullarını ziyaret ediyor. Çocukları ücretsiz bir şekilde tedavi edip sağlık eğitimleri veriyor…
Belki de adını hiç duymadığınız ancak binlerce çocuğun hayatına dokunan bir kahramandan bahsedeceğiz sizlere, Ege Üniversitesi’nde çocuk diş hekimliği uzmanı olan profesör doktor Ertuğrul Sabah
Ertuğrul Sabah, tam 35 yıldır engelli eğitim merkezlerine ve yatılı öğretim bölge okullarına gidiyor. Zihinsel engelli çocuklara ve yatılı ilköğretim öğrencilerine yerinde ücretsiz diş tedavisi yapıyor ve diş sağlığı eğitimi veriyor
Doktora eğitimi için gittiği Almanya’dan 1983’te dönen Ertuğrul Sabah, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde görev yapmaya başladı
Sonra gönüllü olarak dağ köylerindeki zihinsel engellilerin diş tedavilerini yapmaya başladı. İzmir’de, engelli eğitim merkezlerindeki öğrencilerin de dişlerini ücretsiz tedavi etti
2001’de gönüllüleri de tek çatı altında toplamak amacıyla Ege Ağız Diş Sağlığı ve Diş Hekimleri Derneği’ni kurdu
Dekanlığın yardımıyla fakültenin eski bir aracını alarak tanıdığı ustalara toplattı ve fakülteden topladığı malzemelerle seyyar bir klinik oluşturdu. Eşi Seher, 2 küçük kızı ve birkaç stajyer öğrenciyle yollara düştü
Bağışlarla oluşturduğu seyyar klinik şimdiye kadar 110 bin kilometre yol kat edip, Şırnak-Uludere’den, Balkanlardaki Novi Pazar’a dek yüzlerce merkezde, binlerce çocuğun tedavisini yapmayı başardı
Mottosu “ulaşılamayana ulaş” olan Sabah’ın hikayesi aslıdan hepimize ders niteliğinde. Yerinde tedaviyle belki de hayatında hiç dişçiye gitmemiş ve gitmeyecek çocuklara ulaşıyor
“Bu çocukları Türkiye’nin en modern kliniğine götürseniz, yarısı kapıdan içeri girmeyecektir. İçeri girenlerin yarısı koltuğa oturmayacaktır. Oturanların da yarısı tedaviyi sonuçlandırmayacaktır” diyor
“Belki burada yaptığımız bir veya iki dolgu çok önemli değil. Bundan daha önemlisi; bir, gelen diş hekimlerimizin veya stajyerlerimizin bu çocukların varlığını görmeleri, hiç bir yerde göremeyecekleri sıcaklığı, vefayı, arkadaşlığı hissetmeleri. İki, bu çocukların da bizi görmeleri.”
“Bizimle çalışan öğrencilerimiz mezuniyetlerinden sonra ister devlette ister özelde çalışırken, bir engelli kapıdan girdiğinde onu tedavi edebileceklerini biliyorlar.”
“Engelli çocuk hangi hastaneye gitse hekimler açısından bir soru işaretidir. Acaba tedavi edebilir miyim, İzin verir mi? Bizimle çalışan öğrencilerimiz mezuniyetlerinden sonra ister devlette ister özelde çalışırken, bir engelli kapıdan girdiğinde onu tedavi edebileceklerini biliyorlar.”
Yıllar içinde tahminen 1400’e yakın diş hekimliği öğrencisinin bu çalışmalara katıldığı tahmin ediliyor. Bu da ortada adı konmamış bir uzmanlık eğitimi olduğunu gösteriyor
Ertuğrul Sabah’ın etkileyici hikayesi Murat Erün tarafından belgesel haline getiriliyor. “Dişçinin Korkusu” belgeseli, Etuğrul Sabah’ın çabasını görünür kılarak, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için yol gösterici öneriler getiriyor