Öyle bir şeydir ki kuyruk, hem bir gelişmişlik ve sistem gösterir hem de göreni yıldırıp yapacağından caydırır. En çok karşılaştığımız ve genelde “vay başıma gelen” dedirten belli başlı kuyruklardan bir liste hazırladık. Kuyruğu kaosa tercih edenleri bekleriz.
Günde ortalama 5 vesait değiştiren metropol insanının bitmek bilmeyen aylık bilet kuyruğu

Asker alım ve bedelli dönemlerinde çılgın atan askerlik şubesi önü genç erkek kuyruğu

“Kapıdaki korumayı tek başıma indirir miyim?” diye sordurtan asla ilerlemeyen havalı mekan kuyruğu

Kadınları kadınlıktan, erkekleri kadını beklemekten soğutan bitmek bilmez festival seyyar tuvalet kuyruğu

Bir albüm ya da kitap imzalatacağız diye 8 saat beklediğimiz imza günü kuyruğu

İnsanı aldığı burstan, krediden soğutan, gençliğini çürüten bankamatik kuyruğu

Vedat Milör’ün bir cümleyle oluşturabildiği, açlıktan ve meraktan öldüren lezzet durağı kuyruğu

“Bu maçı kıraathanede izlesem ayıp olur mu?” diye sorgulatan maç bileti kuyruğu

Gecenin üçünde bile yüzlerce metre uzayabilen Taksim-Bostancı sarı dolmuş kuyruğu

Beklerken “Kırmızı bültenle mi aranıyorum acep?” diye kendimizden şüphe ettiren pasaport kontrol kuyruğu

“Acaba beklemesem de belgeselini mi izlesem?” dedirten müze giriş kuyruğu

Şişelenmiş hiçbir markadan aynı lezzeti alamadığımız meydan çeşmesi su kuyruğu

Anasından bacısından çok iPhone’u sevenlerin oluşturduğu yeni model satış kuyruğu

Savaşçı, büyücü ya da avcı olduğu dünyaya dönmeye can atanlarla dolu yeni sürümü çıkmış oyun kuyruğu

Brutality: Keşke kuyruk olsa da yıllarca beklesem dedirten gerçek bir can pazarı, Metrobüs!

Takipçi desteği: Ramazanların vazgeçilmezi, sabrımızın son demi pide kuyruğu
