Dünya, teknoloji-bilim başta olmak üzere pek çok alanda hızla ilerlerken, bu süreçte geçmişimizi daha yakından tanımak ve onu keşfetmek her zamankinden daha ilgi çekici hale geliyor. Yaşadığımız gezegenin bugünkü haline gelmesine neden olan tarihi olayları öğrenmek, farklı medeniyetlerin bıraktığı izleri keşfetmek, dünya üzerinde bir zamanlar var olan kültürlerin sırlarına tanıklık etmek gerçekten eşsiz bir deneyim. Bu eşsiz mirası birebir yaşamanın en etkileyici yollarından biri, tarihi yerleri ve yapıları ziyaret etmek. Yüzyıllar, hatta binlerce yıl öncesine ait bu yapılar, geçmişe açılan birer kapı niteliğinde. İşte, dünyada görülmesi gereken tarihi yerler…
1. Meteora, Yunanistan
Dünyada görülmesi gereken tarihi yerler yazımıza başlıyoruz. Yunanistan’ın merkezinde yer alan Meteora, dünyanın en ilginç ve etkileyici dini yapılarından birine ev sahipliği yapıyor. Bu büyüleyici manastırlar, devasa kaya oluşumlarının zirvesine inşa edilerek adeta gökyüzüne asılı gibi duruyor. Zaten “Meteora” kelimesi de tam olarak bu anlamı taşıyor.
Meteora’daki manastır yaşamı, 11. yüzyılda münzevi rahiplerin bu bölgeye çekilmesiyle başladı. Özellikle 14. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kaçan rahipler için güvenli bir sığınak haline geldi. Zamanla burada 24 farklı manastır inşa edildi; ancak bugün yalnızca altısı hala aktif. Meteora’nın sadece mimari başarısı değil, aynı zamanda doğal güzellikleri de UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmesine neden oldu.
Ziyaretinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri Büyük Meteoron Manastırı’dır. 14. yüzyıldan kalma bu manastır, el yazmaları, freskler ve tarihi eserlerle dolu. Varlaam Manastırı ise nefes kesici manzaralar sunarken, Rousanou Manastırı, Mesih’in Başkalaşımı’na adanmış olması ve kolay erişimiyle dikkat çekiyor. James Bond hayranıysanız, For Your Eyes Only filminde yer alan Holy Trinity Manastırı’nı da keşfetmeyi unutmayın.
2. Ayutthaya, Tayland
1350 yılında kurulan Ayutthaya, eski Siam Krallığı’nın başkenti olarak bilinir. Yüzyıllar boyunca doğu ve batıyı birbirine bağlayan önemli bir ticaret merkezi olan şehir, 1767’de Burma ordusunun saldırısıyla büyük ölçüde tahrip edildi. Buna rağmen, şehrin kalıntıları günümüze kadar ulaşmış ve Ayutthaya, 1991 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak ilan edildi.
Wat Mahathat tapınağında, ağaç köklerine dolanmış Buda heykeli, burada görülmesi gereken en sembolik görüntülerden biridir. Ayrıca, Wat Phra Si Sanphet tapınağı da şehrin manevi merkezi olup, kraliyet sarayının önemli bir parçasıdır. Burada üç büyük stupada Tayland krallarının külleri saklanmaktadır. 15. yüzyıldan kalma Wat Ratchaburana tapınağı ise iki kardeşin taht mücadelesi sırasında ölümüne ithafen inşa edilmiştir. Ayutthaya’da keşfetmeniz gereken diğer yapılar arasında Wat Chaiwatthanaram, Bang Pa-In Kraliyet Sarayı ve Wat Yai Chai Mongkhon yer alıyor.
3. Efes, Türkiye
Dünyada görülmesi gereken tarihi yerler listesinde ülkemizden bir yer olmasa olmazdı. Efes, Türkiye’nin en önemli ve ünlü arkeolojik alanlarından biridir. MÖ 10. yüzyılda Yunan kolonistleri tarafından kurulan şehir, Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir ticaret merkezi haline gelmiş ve özellikle Artemis Tapınağı ile ünlenmiştir. Artemis Tapınağı, Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilir.
Aynı zamanda Efes, Hristiyanlık tarihi açısından da büyük öneme sahiptir. Aziz Paul, bu şehirde yaşamış ve “Efeslilere Mektup”u burada yazmıştır. Günümüzde Efes’te en iyi korunmuş yapılar arasında Celsus Kütüphanesi ve Büyük Tiyatro öne çıkıyor. Büyük Tiyatro, 25.000 kişilik kapasitesiyle Roma döneminin devasa yapılarından biri. Ayrıca St. Paul’un burada vaaz verdiği biliniyor. Öte yandan Artemis Tapınağı kalıntıları, zengin Efeslilerin evleri olan Yamaç Evler, Aziz John Bazilikası ve Meryem Ana Evi de ziyaret edilmeyi hak eden yerler arasında bulunuyor.
Fransa’nın Normandiya kıyılarında yer alan Mont Saint-Michel, hem dini hem de askeri bir geçmişe sahip olan ikonik bir yapıdır. Efsaneye göre, Başmelek Mikail, Avranches piskoposuna bu kayalık adanın tepesine bir kilise inşa etmesi gerektiğini söylemiştir. 8. yüzyıldan itibaren hac merkezi haline gelen ada, aynı zamanda Yüz Yıl Savaşları sırasında stratejik bir kale olarak kullanılmıştır. Fransız Devrimi’nde ise hapishaneye dönüştürülmüştür.
Gotik ve Romanesk mimarinin en güzel örneklerinden olan Mont Saint-Michel Manastırı ve Abbey Kilisesi mutlaka görülmelidir. Ayrıca, adanın çevresindeki surlar ve La Grande Rue’deki orta çağ evleri, adeta zaman yolculuğu yapıyormuş hissi uyandırır.
5. Neuschwanstein Şatosu, Almanya
Almanya’nın Bavyera Alpleri’nde yer alan Neuschwanstein Şatosu, “Masal Kralı” olarak bilinen II. Ludwig tarafından 1869’da inşa edilmiştir. Şato, kralın hayran olduğu orta çağ efsanelerine ve Richard Wagner’e bir övgü olarak tasarlanmıştır. Tamamlanmamış olmasına rağmen, mimarisi ve ihtişamıyla büyüleyen bu şato, günümüzde Disney’in Uyuyan Güzel Kalesi’ne ilham kaynağı olmuştur.
Ziyaretinizde Bizans tarzındaki Taht Salonu’nu ve Wagner’in operalarından ilham alan Singer’s Hall’u mutlaka görmelisiniz. Ayrıca, kralın inziva yeri olarak tasarlanmış yapay mağara ve şelale de şatonun en dikkat çekici detayları arasındadır.
Tarihin derinliklerine yolculuk yapmak isteyen herkes için bu tarihi yapılar mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Dünya mirasına tanıklık etmek, geçmişi bizzat deneyimlemek kadar öğretici ve ilham verici bir deneyim olamaz!
6. Teotihuacan, Meksika
Meksika’da bulunan Teotihuacan, Mezoamerika’nın en gizemli antik kentlerinden biri olarak kabul edilir. Bu devasa yapıyı tam olarak kimin yaptığı hala bilinmese de, Aztekler’in ona “tanrıların yaratıldığı yer” anlamına gelen Teotihuacan adını verdiklerini biliyoruz. Antik dönem insanları tarafından kutsal kabul edilen bu şehir, M.Ö. 100 yıllarında kurulmuş ve M.S. 100-600 yılları arasında ekonomik, politik ve dini bir merkez haline gelmiştir.
Bugün Teotihuacan, Amerika kıtasındaki en büyük ve en etkileyici Kolomb öncesi arkeolojik alanlardan biri olma özelliğini taşıyor. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Şehre geldiğinizde görmeden geçmemeniz gereken en önemli yapı, Güneş Piramidi. Piramidin zirvesine tırmandığınızda şehrin nefes kesici manzarası sizi karşılayacak. Bunun yanında, şehrin kuzeyinde yer alan Ay Piramidi de en az Güneş Piramidi kadar etkileyici.
Teotihuacan’da ziyaret etmeniz gereken diğer yapılar arasında Tüylü Yılan Tapınağı (Quetzalcoatl) ve rahiplerin ya da soyluların yaşadığı Quetzalpapálotl Sarayı bulunuyor.
7. Amerikan Kongre Binası, Washington DC, ABD
Amerikan demokrasisinin en önemli simgelerinden biri olan ABD Kongre Binası, 1793 yılında inşa edildi. O tarihten bu yana ABD Kongresi’nin merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor. Yıllar boyunca birçok genişletme ve yenileme çalışması gören bina, özellikle 1850’lerde eklenen kubbesiyle tanınıyor. Bina 1812 Savaşı sırasında İngilizler tarafından kısmen yakılmış olsa da kısa sürede restore edilmiş.
Neoklasik ve Romanesk Rönesans mimarisiyle dikkat çeken Kongre Binası, tarih ve sanat meraklıları için görülmesi gereken yerlerden biridir. Bina içerisinde Rotunda, National Statuary Hall gibi tarihi heykeller ve fresklerle süslenmiş önemli alanlar bulunur. Ayrıca, alt katındaki Crypt’i keşfedebilir, Senato ve Temsilciler Meclisi oturumlarını izleyerek ABD’nin yasama süreci hakkında bilgi edinebilirsiniz. 2008 yılında açılan Capitol Ziyaretçi Merkezi de, binanın tarihi ve hükümet işleyişi hakkında sergilere ev sahipliği yapıyor.
8. Borobudur, Endonezya
Eğer dünya üzerindeki en büyük Budist tapınağını görmek istiyorsanız, yolunuz Endonezya’daki Borobudur Tapınağı’na düşmeli. Shailendra Hanedanlığı tarafından 8. ve 9. yüzyıllarda inşa edilen bu devasa yapı, Güneydoğu Asya’nın en önemli mimari eserlerinden biridir. Tapınak, üst üste dizilmiş dokuz platformdan oluşur: Altı kare ve üç dairesel platform, merkezdeki büyük bir kubbeyle taçlandırılmıştır.
Tapınağı gezerken 504 Buda heykeli ve 2.672 kabartma paneli ile karşılaşacaksınız. İslamiyet’in bölgede yayılmasının ve volkanik patlamaların etkisiyle 14. yüzyılda terk edilen Borobudur, 19. yüzyılda yeniden keşfedilmiş ve restore edilmiştir. 1991’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen bu tapınak, bugün binlerce turisti ağırlıyor.
Çin’in başkenti Pekin’de bulunan Yasak Şehir, Ming Hanedanlığı döneminde Yongle İmparatoru tarafından 1406-1420 yılları arasında inşa edildi. 500 yıl boyunca Ming ve Qing hanedanlarından tam 24 imparatora ev sahipliği yapan bu saray, 1912’de Çin Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla siyasi merkez olma işlevini kaybetti.
26 fit yüksekliğinde duvarlarla çevrili ve 180 dönümlük bir alanı kaplayan Yasak Şehir, dünya üzerindeki en büyük saraydır. Yüzyıllar boyunca halkın girişine yasak olması nedeniyle “Yasak Şehir” adı verilen bu yapı, bugün Çin’in en popüler turistik yerlerinden biri haline gelmiştir. Meridyen Kapısı’ndan giriş yaparak imparatorların tahtta oturduğu Yüce Uyum Salonu’nu görebilir, imparatorluk ailesine ait İmparatorluk Bahçesi’nde huzur bulabilirsiniz. Ayrıca, Çin’in imparatorluk tarihine ait eserlerin sergilendiği Saray Müzesi de mutlaka görülmeye değer.
Dünyada görülmesi gereken tarihi yerler listemizin sonuna geldik. Barselona’ya yalnızca bir saatlik mesafede yer alan Montserrat, İspanya’nın en etkileyici sıradağlarından biridir. Bu dağ, Santa Maria de Montserrat Manastırı ve içerisindeki Kara Meryem (La Moreneta) heykeliyle ünlüdür. 9. yüzyıla kadar uzanan köklü bir tarihe sahip bu manastır, Katalonya’nın koruyucu azizine adanmıştır ve yüzyıllardır bir hac merkezi olarak kabul edilmektedir.
Manastırın yanı sıra Montserrat Bazilikası’nı ziyaret edebilir ve burada ünlü erkek korosu Escolania de Montserrat’ı dinleyebilirsiniz. Ayrıca, dağın zirvesine çıkarak nefes kesici manzaraların tadını çıkarabileceğiniz Sant Joan Füniküleri ile bölgedeki yürüyüş parkurlarını keşfedebilirsiniz. Montserrat Müzesi ise, Picasso ve El Greco gibi ünlü sanatçıların eserlerini görme fırsatı sunuyor.
