Netflix’in yeni suç belgeseli Gelmiş Geçmiş En Kötü Ev Arkadaşı (Worst Roommate Ever), seri katillerin ve dolandırıcıların dört üzücü hikayesine ve onların suçsuz kurbanlarına odaklanıyor. Belgeseldeki seni katillerden biri, bir pansiyon işleten ve pansiyonunda kalan kişileri öldürmekten hüküm giyen yaşlı bir kadın olan Dorothea Puente. Peki Dorothea Puente kim, neler yaptı ve şu an nerede? Hepsini detaylı bir şekilde anlattık.
Dorothea Puente, Kaliforniya’nın Sacramento kentinde pansiyon işletirken birçok kişiyi öldüren bir seri katil. Kendisi hem cinayetten hem de öldürdüğü kişilerin sosyal güvenlik çeklerini bozdurmaktan suçlu bulundu ve hüküm giydi. Dorothea Helen Gray adıyla doğan Puente, 64 yaşındayken yakalandı. O dönemde polis, evinin bahçesine gömülmüş yedi ceset bulmuş sonrasında ise eski bir erkek arkadaşınınki de dahil olmak üzere iki ceset daha bulunmuştu. Bunun üzerine Puente, 1993 yılında dokuz kişiyi öldürmekten yargılandı.
Çok küçükken anne ve babasını kaybetti, ardından yetimhaneye gönderildi
Puente, 4 yaşındayken babasını, 6 yaşındayken ise annesini kaybetti. Daha sonra yetimhaneye gönderildi. 9 yaşındayken yetimhanede cinsel istismara uğradı. Dorothea ilk olarak 16 yaşında Nevada’da Fred Mccall adında bir askerle evlendi ve evlilik sertifikasında ilk sahte adı olan Shell Arise ismini kullandı. Ancak 1948 yılında boşandılar. Puente eski kocasından o kadar çok nefret ediyordu ki, herkese onun günler önce öldüğünü söyledi.
Puente eşinden ayrıldıktan sonra yasa dışı işlere başladı, o yıl kıyafet satın almak için sahte çekler kullandı. İlk kez bu sebeple tutuklandı, ancak bir süre sonra serbest bırakıldı.
1960 yılında Puente, Sacramento’daki bir muhasebe firmasını paravan olarak kullanarak genelev işlettiği için tutuklandı. Sacramental County Hapishanesi’nde 90 gün hapis cezasına çarptırıldı. Bir yıl sonra, doktorlar ona “kararsız bir kişiliğe sahip patolojik bir yalancı” teşhisi koydu. Ardından DeWitt Devlet Hastanesi’ne gönderildi.
Puente, yıllar içinde tekrar ve tekrar evlendi ve yeni sahte isimler kullanmaya başladı. Bu sahte isimleri kullanmasının amacı, geçmişte işlediği suçları gizleyip dindar ve sevecen bir kadın imajı yaratmaktı. Bir süre sonra Roberto Jose Puente ile evlendi, ancak evlilikleri 16 ay sürdü, Dorothea boşanmak için aile içi istismarı gerekçe olarak gösterdi ve 20 yıldan fazla bir süre Puente soyadını kullandı.
Dorothea Puente, 1970’lerde pansiyon işletmeye başladı. Pansiyonu açtıktan sonra cinayetlerin ardı arkası kesilmedi
1970’lerde Puente, Sacramento’da alkolikleri, akıl hastalarını, yaşlıları ve uyuşturucu bağımlılarını iyileştirmekle ün yapmış bir pansiyon işletiyordu, ancak 1978’de 34 eyalet ve federal çekini yasa dışı olarak bozdurmakla suçlandı ve mahkum edildi. Bu çekler pansiyonunda konaklayan kişilere aitti. Yargılamanın ardından beş yıllık denetimli serbestlik ve 4.000 dolar para cezasına çarptırıldı. Daha sonra ise emekli kiracılara ilaçlar vererek uyuşturmak ve hırsızlık yapmakla suçlandı. Böylece üç hırsızlık suçundan hüküm giydi ve beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1988’de bir sosyal hizmetler çalışanı, zihinsel engelli bir adamın ortadan kaybolmasını araştırmaya başladı ve Puente’nin ruhsatsız pansiyonundan şüphelendi. Polis daha sonra onun mülkünü araştırdı ve bozuk bir toprak buldu. Polisler, mülkün bahçesinde altı ceset daha buldu. Yetkililer başlangıçta Puente’yi bir şüpheli olarak görmediğinden mülkü terk etmesine izin verdiler ve Puente kaçtı. Puente, Los Angeles’ta tutuklandığında kurbanların hepsinin doğal sebeplerden öldüğünü ve onları öldürmediğini iddia etti.
Dava dosyasındaki bilgilere göre, Puente’nin bahçesinde bulunan kurbanların yaşları 51 ile 78 arasında değişiyordu. Aynı zamanda kurbanlarını doktorlar tarafından verilen reçeteli ilaçlarla uyuşturarak öldürüyor ve ardından devlet destekli çeklerini alıyordu.
Dorothea Puente’ye ne oldu?
Puente dokuz cinayetin hepsinde suçsuz olduğunu iddia ederken, jüri üyeleri onu cinayetlerin üçünden suçlu buldular. Ancak 24 gün boyunca görüştükten sonra diğer altısı üzerinde anlaşamadılar. Puente, şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mart 2011’de Chowchilla’daki Central California Kadın Tesisinde 82 yaşında ölmeden önce iki kere birinci derece cinayetten ömür boyu şartlı tahliyesiz hapis cezasına çarptırılmıştı.
Adım Caner Cem Martı, 1996 yılında Bartın'da doğdum. 2010 yılında geçirdiğim kaza sonucunda vücudumun %99'u felç kaldı. 2015'ten bu yana bazı cihazlar yardımıyla internet ortamında çalışabiliyorum. İçerik editörlüğü ve sosyal medya uzmanlığı gibi alanlarda tecrübe sahibiyim, ancak asıl uzmanlık alanım SEO uyumlu makale yazmak. Ayrıca front-end tasarımlar yapıyorum. Sinema, spor ve tarih gibi konular çok dikkatimi çekiyor. Özellikle sinema tutkunuyum.
