İnançlarınız ve görüşleriniz nereden geliyor? Çoğu insan gibiyseniz, yılların deneyimine ve elinizdeki bilgilerin nesnel analizine dayanarak kanaatlerinizin rasyonel, mantıklı ve tarafsız olduğunu hissedersiniz. Gerçekte, hepimiz doğrulama yanlılığı olarak bilinen zor bir soruna karşı duyarlıyız. İnançlarımız genellikle onları destekleyen bilgilere dikkat etmeye dayanırken, aynı zamanda onlara meydan okuyan bilgileri de görmezden gelme eğilimindedir.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Farkında Olmadan Düşüncelerimizi Yönlendirerek Tuhaf Durumlara Sokan 9 Psikolojik Etki”
Doğrulama yanlılığı nedir?
Doğrulama yanlılığı, önceden var olan inançlarınızı veya önyargılarınızı doğrulayan bilgileri tercih etmeyi içeren bir tür bilişsel önyargıdır. Örneğin, bir kişinin solakların sağ elini kullananlardan daha yaratıcı olduğuna inandığını hayal edin. Bu kişi, hem solak hem de yaratıcı biriyle karşılaştığında, zaten inandıklarını destekleyen bu delile daha fazla önem verir. Bu kişi, fikrini desteklemeyen örnekleri göz ardı ederken, bu inancı daha da destekleyen kanıtlar arar.
Doğrulama yanlılıkları bilgiyi nasıl topladığımızı etkiler. Ancak aynı zamanda bilgiyi nasıl yorumladığımızı ve hatırladığımızı da etkiler. Örneğin, belirli bir konuyu destekleyen veya karşı çıkan kişiler, yalnızca onu desteklemek için bilgi aramakla kalmayacak, aynı zamanda bilgileri mevcut fikirlerini destekleyecek şekilde yorumlayacaklardır. Ayrıntıları da bu tutumlarını pekiştirecek şekilde hatırlayacaklardır.
Eylemde doğrulama yanlılığı
Kediler mi yoksa köpekler mi daha iyi tartışmasını düşünün. Diyelim ki Ayşe, kedilerin köpeklerden daha iyi olduğunu düşünüyor. Bu nedenle kedilerin daha iyi olduğunu anlatan haberler ve videolar arar. Herhangi bir yerde kedilerle ilgili bilgiler gördüğünde, bunları mevcut inançlarını destekleyecek şekilde yorumlar.
Diğer yandan Ahmet’in, köpeklerin kedilerden daha iyi olduğunu düşündüğünü varsayalım. Bu durumda Ahmet inançlarını destekleyecek kaynaklar arar. Köpeklerle ilgili bilgiler gördüğünde bunları mevcut bakış açısını destekleyecek şekilde yorumlar.
Bu iki kişinin yorumları inançlarına dayanmaktadır. Aynı hikayeyi okusalar bile, önyargıları ayrıntıları algılama biçimlerini şekillendirme eğilimindedir. Bu da kişinin inançlarını daha da doğru kılar.
Doğrulama yanlılığı türleri
Doğrulama yanlılığı birkaç alt kategoriye ayrılmaktadır. İşte en yaygın olanlardan bazıları.
Önyargılı araştırma
Önyargılı araştırma, bir karar vermek veya bir görüşü benimsemek ve ardından onu destekleyen bilgileri aramakla ilgilidir. Bu bilinçsizce gerçekleşir. Bu durumda kişi, sadece inancını destekleyen bilgileri dikkate alır.
Önyargılı yorum
Önyargılı yorum, insanların verileri nasıl işlediği ve değerlendirdiği ile ilgilidir. Tipik olarak, önyargılarla çelişen kanıtlar rahatsızlığa neden olduğu için göz ardı edilmektedir. Bilgiyi yorumlamadaki bu eşitsizlik, insanların fikirlerini değiştirmekte neden bu kadar başarısız olduklarını kanıtlamaktadır.
Önyargılı geri çağırma
Önyargılı geri çağırma hafıza ile ilgilidir. Geçmiş deneyimler ve olaylar, mevcut düşünce ve davranışları etkiler. Ancak insanlar birçok şeyi seçici yollarla hatırlarlar ve çoğu zaman bu seçicilik, mevcut inançların hatıralar tarafından şekillendirilmesinin aksine, mevcut inançları desteklemeye hizmet eder. Başka bir deyişle, bugünü pekiştirecek şekilde geçmişi hatırlıyoruz. Ayrıca bazı teoriler, önyargılarımızı doğrulayan bilgilerin hafızalarımızda kalma olasılığının daha yüksek olduğunu ve bunlarla çelişen bilgilerin unutulma veya bastırılma olasılığının daha yüksek olduğunu öne sürüyor.
Doğrulama yanlılığının etkisi
1960’larda bilişsel psikolog Peter Cathcart Wason, Wason’ın kural keşfetme görevi olarak bilinen bir dizi deney yaptı. İnsanların mevcut inançlarını doğrulayan bilgileri arama eğiliminde olduklarını gösterdi. Ne yazık ki, bu tür bir önyargı, durumlara objektif olarak bakmamızı engeller. Ayrıca verdiğimiz kararları etkiler ve zayıf veya hatalı seçimlere yol açar.
Örneğin bir seçim sırasında insanlar, tercih ettikleri adayları iyi bir ışık altında boyayan olumlu bilgiler aramaya eğilimlidirler. Ayrıca karşıt adayı olumsuz yönde etkileyen bilgileri de ararlar. İnsanlar objektif gerçekleri aramayıp bilgiyi sadece mevcut inançlarını destekleyecek şekilde yorumlayarak ve sadece bu inançları destekleyen detayları hatırlayarak, çoğu zaman önemli bilgileri kaçırırlar. Bu ayrıntılar ve gerçekler, hangi adayı seçeceklerini etkiler.
Doğrulama yanlılığı ne işe yarar?
Doğrulama yanlılığına neden olan nedir ve bu durum neden var? Sorunlara neden olsa da, aynı zamanda hayatı da kolaylaştırıyor. İşte bunun sebepleri.
Belirli bilgi türlerini arama ve kabul etme konusunda verimli
Dışarıda bir bilgi ormanı var ve dijital/sosyal medya çağı, bu ormanın her geçen gün daha da büyümesini sağlıyor. Tarafsız kararlar oluşturmak için her şeyi eşit olarak değerlendirecek zamanımız veya enerjimiz yok. Doğrulama yanlılığı bizi belirli bilgi türlerini aramaya veya kabul etmeye teşvik ederek, bilgi dağınıklığını gidermeye yardımcı olur. Objektif bakış açısını sınırlasa da, yine de verimlidir.
Benlik saygısına yardımcı olur
İnsanlar kendilerini iyi hissetmekten hoşlanırlar. Yanlışlarını keşfetmek, insanların kendileri hakkında kötü hissetmelerine neden olur. Bu sebeple, insanlar mevcut fikirlerini, kararlarını ve arzularını destekleyen bilgileri ararlar. Başka bir deyişle, doğrulama yanlılığı bir çeşit güven artırıcıdır. Herkes buna yatkın olsa da, düşük özgüvene sahip endişeli bireylerde doğruluma yanlılığının sıklıkla görülmesi çok normal bir durumdur.
Stresi azaltır
F. Scott Fitzgerald’ın 1936’da yazdığı “The Crack-Up” adlı makalesinde, “Birinci sınıf bir zekanın testi, aynı anda iki karşıt fikri zihinde tutabilme ve yine de işlev yeteneğini koruyabilme becerisidir.” diye yazmıştı. Ancak çoğu insan için bir çift çelişkili inancı sürdürmek, bilişsel uyumsuzluğa neden olur. Bu çelişkiyi en aza indirmek için doğrulama yanlılığı devreye girer ve kişinin istediğini görmesini ve duymasını sağlayarak stresini azaltır.
Doğrulama yanlılığı ile mücadele etmek
Doğrulama yanlılığının üstesinden gelmenin ilk adımı, var olduğunun farkında olmaktır. Bir yatırımcı, belirli bir yatırımla ilgili görüş ve inançlarını destekleyen bilgiler topladıktan sonra , kendi bakış açılarına meydan okuyan alternatif fikirler aramalıdır. Yatırımın artı ve eksilerinin bir listesini yapmak ve açık fikirlilikle yeniden değerlendirmek iyi bir uygulamadır.
Yatırımcılar, bir yatırımla ilgili sonuçlarını doğrulayan sorular sormamalıdır. Örneğin, düşük bir fiyat-kazanç oranına sahip olduğu için bir hisse senedi satın almak isteyen bir yatırımcı, şirketin değerlemesini sadece mali danışmanına sorarsa, bulgularını doğrulamış olur. En iyi yaklaşım, komisyoncudan tarafsız bilgi almak olacaktır.
Buradaki yatırımcı konusu sadece bir örnektir. Yani yapılması gereken kendi fikirlerinizi doğrulamaya çalışmaktan kaçınmak ve farklı fikirlere açık olmaktır.