Grillz olarak adlandırılan diş mücevherleri, Kanye West’ten Kylie Jenner’a, Lady Gaga’dan Madonna’ya kadar birçok ünlü tarafından kullanılıyor. Dişlere takılıp çıkarılabilen bu aksesuarlar ilk başta 1980’li yılların New York’unda hip-hop sanatçıları tarafından kullanılmaya başladı. Daha sonra ise tüm dünyada popüler bir hale geldi. Ancak diş mücevherlerinin tarihi bu kadar yeni değil. Arkeolojik çalışmalar bu aksesuarın insanlık tarihi kadar eski olduğunu gösteriyor. Gelin tarihte kısa bir yolculuğa çıkalım.
Arkeologlar 20. yüzyılın başlarında Giza’da diş mücevherlerine sahip iki mumya keşfetti. Bu keşif, diş mücevherlerinin en eski örneğiydi
M.Ö. 2500 yılına tarihlendirilen bu buluntular, bilim insanlarını oldukça heyecanlandırmıştı. Bunun üzerine konuyla ilgili dünya çapında yayınlar yapılmaya başladı. Bu araştırmalar Etrüsk kadınlarının da M.S. 100 yılına kadar diş mücevherleri kullandığını gösterdi. Bazı kadınlar altın diş taktırabilmek için ön dişlerini çektiriyordu. Etrüsk kadınları, kendilerinden sonra gelen Yunan ve Romalı kadınlardan çok daha fazla medeni haklara sahipti. Mülk sahibi olabilirler ve kocalarıyla kamusal alandaki toplantılara katılabilirlerdi. Altın dişler de aslında bu cinsiyet eşitliğini temsil ediyordu. Etrüsk kadınları zengindi ve paralarıyla istediklerini yapmakta özgürdü. Onlar da altın diş taktırmayı tercih ettiler.
Benzer şekilde Mayalar da bu aksesuarları kullanıyorlardı. Ancak o dönemde kullanılan diş mücevherleri bugün olduğu gibi sadece elmas ve altından yapılmamıştı. Yeşim taşı gibi değerli taşlar da diş aksesuarı olarak kullanılmaktaydı. Maya toplumunda üst sınıfa mensup olan insanlar üst dişlerine yaklaşık üç milimetre çapında delikler açar ve bu delikleri yeşim taşıyla doldururlardı.
Dişlerin görüntüsünü değiştirme arzusu Antik Yunan ve Roma dönemlerinde de devam etti
Bu dönemde kadınlar, Etrüsklerdeki gibi özgürce diş mücevheri kullanamıyordu. Çünkü pahalı ürünler kullanmak ve zenginliği göstermek erkeklere özel bir durum olarak kabul ediliyordu. Ancak daha sonra özellikle Orta Çağ’da, Avrupalı soylu kadınlar tekrar altın diş kullanmaya başladı.
Güneydoğu Asya’da altının insanları kozmolojik güçlere bağladığı düşünülüyordu
Eski Filipin mitolojisine göre dünyanın yaratıcısı Melu’nun dişleri saf altındı. Bu nedenle Filipinli insanlar da dişlerini oyup altınla dolduruyordu. Filipinler’deki en eski kanıtlar M.S. 1300 yılına tarihleniyor. Bununla birlikte Filipinler’in kuzeyindeki topluluklar, ön dişlerinin tamamını kaplayan “chakang” ismi verilen altın bantlar takıyorlardı. Bu bantlar her ne kadar konuşmayı imkânsız hale getirse de zenginler arasında çok yaygın kullanılmaktaydı.
1990’lı yılların sonlarında altın fiyatlarının yükselmesiyle diş aksesuarlarının popülaritesi azaldı. Ancak günümüzde hala çok fazla insan bu mücevherleri kullanıyor
Özellikle Orta Amerika ve Asya ülkelerinde yaşayan insanlar altın diş yaptırmayı bir gereklilik olarak görüyor. Öyle ki Orta Amerika’daki diş hekimleri, kendi reklamını yaparken inci gibi beyaz diş görseli değil altın diş görseli kullanıyor. Diş mücevherleri Orta Amerika’ya ek olarak Kuzey Amerika’da da 1980’li yıllardan sonra popülerleşmeye başladı. Hip-hop kültürüyle Amerikalıların hayatına giren diş mücevherleri uzun yıllardır popülaritesini koruyor. Günümüzde Amerika’da sadece ünlü isimler değil ekonomik durumu iyi olan kişiler de dişlerine mücevher taktırıyor.
Güç, statü ve zenginliğin sembolü
Diş mücevherlerinin 4500 yıldır kullanılmasının en önemli sebebi bu aksesuarların zenginlik sembolü olmasıdır. 2011 yılında Lil Wayne bir röportajında diş aksesuarlarının tam 150.000 dolar olduğunu açıkladı. Wayne gibi birçok isim de bu aksesuarı zenginliğin belirtisi olarak kullanıyor. Kısacası bu insanlar, Amerikan rüyasını yaşamanın ne anlama geldiğini dişlerine yansıtıyorlar.