14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri’ne yalnızca 12 gün kaldı. Milyonlar, Türkiye için önemli bir dönüm noktası olarak görülen seçimin ne şekilde sonuçlanacağı merak ediyor. 14 Mayıs seçimleri özelinde yanıtı en çok merak edilen soru ise hangi adayın cumhurbaşkanı seçileceği. Ancak daha geniş bir perspektiften bakıldığında, ittifakların ve siyasi partilerin ne kadar milletvekiline sahip olacağı da son derece önemli. Peki, yeni dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yapı nasıl olacak? İttifaklar ve partiler mecliste kaç milletvekili ile temsil edilecek? Bu önemli soruların yanıtını bulabilmek için “D’Hondt” ismi verilen bir seçim sistemine daha yakından bakmak gerekiyor. Çünkü çok sayıda farklı ülkede olduğu gibi Türkiye’de de –birkaç istisnai seçim hariç- hangi siyasi partinin mecliste kaç sandalyeye sahip olacağı D’Hondt sistemi ile hesaplanıyor. İşte, D’Hondt seçim sistemi hakkında bilmeniz gerekenler.
D’Hondt seçim sistemi Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D’Hondt tarafından 1878 yılında geliştirilen bir hesaplama yöntemi
Dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan onlarca farklı ülkede kullanılan sistem ile yapılan hesaplama, “nispi temsil” esasına dayanıyor.
Bu sistem; Finlandiya, Galler, Hırvatistan, İskoçya, İsrail, İzlanda, Japonya, Macaristan, Makedonya, Paraguay, Polonya, Portekiz, Romanya ve Sırbistan gibi ülkelerde uygulanıyor
Sistemin yürürlükte olduğu ülkelerde hangi siyasi partinin parlamentoya kaç milletvekili göndereceği, D’Hondt seçim sistemine göre belirleniyor.
Sistem, 1961 yılından bu yana neredeyse tüm milletvekili seçimlerinde uygulandı
Bu nedenle sistem, uzun yıllardır Türkiye Büyük Millet Meclisinin rengini belirleyen önemli unsurlardan biri olmaya devam ediyor. Yani hangi ittifak veya hangi siyasi parti “mecliste kaç milletvekili ile temsil edilecek veya milletvekili çıkarma hesabı nasıl yapılır” gibi soruların yanıtını bulabilmek için D’Hondt seçim sistemine daha yakından bakmak gerekiyor.
D’Hondt seçim sisteminde hangi partinin parlamentoya kaç milletvekili göndereceği nasıl belirleniyor?
Yukarıda belirttiğimiz gibi 1841-1901 yılları arasında yaşayan Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D’Hondt tarafından geliştirilen bu sistem, nispi temsil esasına dayanıyor. Bu sebeple bir siyasi partinin, bir seçim bölgesinde aldığı toplam oy sayısı sırasıyla ikiye, üçe ve dörde bölünüyor. Bu işlem, parlamentoya gönderilecek temsilcilerin tamamı dağıtılana kadar devam ediyor. D’Hondt seçim sisteminin ne olduğunu ve nasıl işlediğini anlayabilmek için daha somut bir örneğe bakalım…
Toplamda 7 milletvekilinin meclise gönderileceği bir seçim bölgesinde, A partisinin 60.000, B partisinin 25.000 ve C patisinin 14.000 oy aldığını varsayalım;
A partisi 60.000 ile en fazla oyu aldığı için ilk temsilcisini parlamentoya gönderme hakkını elde ediyor. D’Hondt seçim sistemine göre A partisinin toplam oyu, ikiye bölünüyor. Bu aşamada diğer iki partinin oylarının henüz hiç bölünmediğini hatırlatalım. Oluşan yeni tabloya göre A partisi (60.000/2) 30.000 oya sahip. B partisinin 25.000, C partisinin ise 14.000 oyu var. Bu durumda en yüksek oy oranına sahip olan parti, hâlen A partisi. Bu sebeple meclise bir temsilci daha gönderme hakkına sahip oluyor.
Bu noktada D’Hondt seçim sistemi gereğince, A partisinin toplam oyu 3’e bölünüyor. Böylece A partisi (60.000/3) 20.000 oya, B partisi 25.000 oya ve C partisi de 14.000 oya sahip. Bu aşamada B partisi en fazla oya sahip parti olduğundan, bölgedeki 3. temsilciyi parlamentoya gönderme hakkını elinde bulunduruyor. Ardından B partisinin toplam oyu da 2’ye bölünüyor. A partisinin 20.000, B partisinin (25.000/2) 12.500 ve C partisinin 14.000 oyu var. Buna göre bölgedeki 4. temsilci de 20.000 ile en fazla oya sahip olan A partisinden olmalı.
D’Hondt seçim sistemi kapsamında, devam eden süreçte A partisinin toplam oyu 4’e bölünmeli. Yani en son tabloda A partisinin oyu (60.000/4) 15.000, B partisinin oyu 12.500 ve C partisinin oyu 14.000. Görüldüğü gibi A partisi en fazla oya sahip olan parti konumunda. Bu sebeple 4. adayını da meclise taşıma hakkı kazanıyor.
Örneğimizdeki son duruma göre toplam 60.000 oy alan A partisi 4, 25.000 oy alan B partisi ise 1 temsilcisini parlamentoya taşımayı başardı. C partisinin hiçbir adayı ise henüz milletvekili seçilemedi
Ancak hayali seçim bölgemizden, meclise gönderilmesi gereken 2 aday daha var. Bu nedenle partilerimizin son durumdaki oy oranlarını hatırlayalım ve D’Hondt sistemini uygulamaya devam edelim. Son tabloda A partisi 15.000, B partisi 12.500 ve C partisi 14.000 oya sahipti. En son milletvekili ise A partisinden seçilmişti ve parti 4 adayını meclise göndermişti. Bu nedenle A partisinin toplam oyu, 5’e bölünmeli. Yeni tabloda A partisi (60.000/5) 12.000 oya sahip. B partisi 12.500, C partisi 14.000 oy ile yoluna devam ediyor.
Görüldüğü gibi oluşan tabloda C partisi, ilk kez en yüksek oy sayısına sahip parti konumunda. Böylece ilk temsilcisini parlamentoya gönderme hakkını elde ediyor. Ancak meclise gönderilmesi gereken 1 temsilci daha var. A partisi 12.000, B partisi 12.500 ve C partisi ise (14.000/2) 7.000 oy ile yarışı sürdürüyor. Bu aşamada en fazla oyu bulunan parti, B partisi.
Yani meclise 7 milletvekili gönderen seçim bölgesindeki son temsilci, son aşamada 12.500 oyu bulunan B partisinden. İşte yeni dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapısını belirleyecek unsurlardan biri olan D’Hondt seçim sistemi, bu şekilde uygulanıyor.
Kaynak: 1