Ana sayfa » Yaşam » Aman Dikkat! Depresyon Atağı Yaşadığınızı Gösteren 11 Belirti
Aman Dikkat! Depresyon Atağı Yaşadığınızı Gösteren 11 Belirti
Bir sabah kalktınız ve hiçbir şeyin anlamı yok gibi mi geliyor? Aman dikkat! Bu durum sıradan bir ruh hali değişimi değil, depresyon atağının sessiz adımları olabilir.
Bir sabah uyanıyorsunuz… Her zamanki gibi. Alarm çalıyor, kalkıyorsunuz ama bir şeyler eksik. Eskiden sizi heyecanlandıran şeyler artık sadece birer görev gibi. Hayat sanki griye boyanmış gibi. “Bu da geçer” diyorsunuz belki, ama içinizde bir yerde bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyorsunuz. Aman dikkat! Bu durum, sıradan bir keyifsizlikten çok daha fazlası olabilir. Depresyon atağı belirtileri bir anda ortaya çıkmayabilir. Sessizce, sinsi adımlarla yaklaşır. Bazen bedeniniz, bazen davranışlarınız, bazen de düşünceleriniz aracılığıyla kendini gösterir. İşte farkında olmadan yaşadığınız bu belirtiler, bir depresyon atağının habercisi olabilir. Peki siz bu sinyalleri fark ediyor musunuz?
1. Ani enerji kaybı ve bitkinlik
Hiçbir fiziksel neden yokken sabahları yorgun uyanmak, gün boyu kendini sürüklemek… Eğer gününüz “bir an önce geçse de bitse” modunda geçiyorsa bu durum ruhsal bir tükenmişliğe işaret edebilir. “Enerjim yok” diyorsanız, belki de enerjinizi yanlış şeylere harcıyorsundur. Minik bir sabah yürüyüşü yapın. Evet evet, pijamalarla bile çıkabilirsiniz! Temiz hava = zihin duşu. Ayrıca B vitamini eksikliği de olabilir, bir kan tahlili baktırmak da fena fikir değil!
2. Her şeyden elinizi ayağınızı çekmek istiyorsunuz
Sosyalleşmek, dışarı çıkmak, arkadaşlarla plan yapmak… Bunlar artık size yorucu geliyorsa ve kendinizi sürekli evde, yalnız kalırken buluyorsanız dikkat! İçsel bir kopuş yaşıyor olabilirsiniz. Bu da depresyon atağı belirtileri arasında bulunuyor. Bir arkadaşına “çıkalım” deme motivasyonunda değilseniz, onun sana gelmesini teklif edebilirsiniz. Film açın, sessizce oturun, çay koyun… Konuşmak şart değil. “Var olmak” bile yetiyor bazen. İnsan, insana iyi geliyor.
3. Daha önce keyif aldığınız şeyler anlamsız geliyor
En sevdiğiniz müzik bile sizi eskisi gibi heyecanlandırmıyorsa, hobileriniz bile artık sizi mutlu etmiyorsa bu, depresyonun duygusal düzeyde etkisini gösterdiği anlamına gelir. Kendinizi suçlamayın! Zorla eğlenmeye çalışmayın. Onun yerine yeni bir şey deneyin. Daha önce hiç yapmadığınız bir şey: boyama yapmak, slime karıştırmak, baharatları alfabetik dizmek… Komik mi? Olsun! Beynin yeniye bayılır.
4. Dört bir yanınızı yoğun suçluluk ve yetersizlik hissi sarıyor
“Ben zaten işe yaramazım”, “herkes benden iyi”… Tanıdık geldi mi? Bu iç ses bazen bir lise öğretmeni gibi sürekli sizi azarlıyor olabilir. Kendinize sürekli kızıyor, “Ben zaten hiçbir şeyi beceremem” gibi düşüncelere kapılıyor musunuz? Bu tip düşünce kalıpları, depresyonun en yaygın düşünsel belirtilerindendir. İç sesinizi susturmanın ilk adımı: onu yakalamak. Duyduğunda dur ve “bunu bana en yakın arkadaşım söyleseydi, ne derdim?” diye düşünün. Sonra o cevabı kendinize verin. Bir de gün sonunda kendiniz için 1 iyi şey yazın: “Bugün dışarı çıkmasam da dişimi fırçaladım.” O da bir başarı!
Bazı geceler koyunları sayıyorsunuz, bazı günler ise uyku modundan çıkamıyorsunuz. Bedeniniz “yardım lazım!” diye bağırıyor olabilir. Gece boyunca uyuyamamak ya da tam tersi, gün boyunca yatağa yapışık kalmak… Uyku düzeninizdeki ani değişiklikler, ruh halinizin sinyalini verir. Bir uyku rutini oluşturun. Işıkları kısın, telefonla vedalaşın, minik bir lavanta yağı sürün, en sevdiğiniz loş şarkıyı açın. 3 gece deneyin, vücudunuz “hmm demek uyku vakti geldi” diyecek. Uyuyamıyorsanız da kendinizi yormayın, uyanık kalın ama rahat kalın.
6. İştahınız değişti
Buzdolabı ile arkadaş olmuşsanız ya da gün boyu sadece bir sandviç ile idare ediyorsanız… Evet, ruh haliniz midenizle fısıldaşıyor diyebiliriz. Yemek yemeyi unutacak kadar iştahsızlık ya da kendinizi sürekli buzdolabının önünde bulmak? Duygusal dalgalanmalar, beslenme alışkanlıklarını doğrudan etkiler. Yemek planı yapma stresine girmeyin. Sevdiğin bir yemeği küçük bir tabakta hazırlayın. “Sadece üç lokma” bile başlamak için yeterlidir. Unutmayın: yemek ruh halini değil, bedenini beslemek içindir.
7. Odaklanmakta güçlük çekiyorsunuz ve kararsızsınız
Kendinizi sürekli şunu derken buluyor musunuz: “Ben ne diyordum ya?” Ya da markette 15 dakika boyunca hangi yoğurdu alacağınızı düşünüp sonunda hiçbir şey almadan çıktınız mı? Bir cümleyi üç kere okumanıza rağmen anlayamıyor musunuz? Basit kararlar almak bile sizi zorluyorsa, zihninizin yoğun stres altında olduğu anlamına gelebilir. Bu aşamada minik bir görev listesi yapabilirsiniz. Mesela, bugün sadece “1. kahve içilecek, 2. duşa girilecek” yazın. Ve çizdiğinde kendinizi alkışlayın, abartın. Çünkü basit olan da kutlanır!
8. Ağlama krizleri veya duygusal donukluk yaşıyorsunuz
Bazı günler sebepsiz ağlamalar, bazı günlerse hiçbir şey hissetmeme… Her iki uç da ruhsal dengenin bozulduğunu gösterir. Duygular bastırıldığında ya taşar ya da donar. Ağlıyorsanız: bırakın aksın. Gözyaşı vücudun “benimle ilgilen” demesidir. Hiçbir şey hissetmiyorsanız: dokunmaya yönelin. Yumuşak bir battaniye, sıcak bir çay, sıcak su torbası… Bedenin duygularınızı tekrar hatırlayabilir.
“Ben kimim ki…” gibi cümlelerle sıkça baş başa kalıyorsanız, içinizdeki özgüven çekmecesi biraz dağılmış olabilir. “Ben olmasam kimse fark etmezdi” gibi düşünceler zihninizi sık sık ziyaret ediyorsa, bu duygularla başa çıkmak için mutlaka destek alın. Aynı zamanda kendinize bir “başarı panosu” yapın. Küçük bile olsa: “Geçen yıl tek başıma doktora gittim” bile olur. Ya da çocukluk fotoğrafınıza bakabilirsiniz. O çocuğu seviyorsanız, bugünkü seni de sevebilirsiniz.
10. Olaydan ya da durumdan kaçma eğilimi gösteriyorsunuz
Netflix’te 9. bölüm mü, 19. bölüm mü hatırlamıyorsanız… Ya da “sadece 5 dakikalık Instagram” 3 saattir sürüyorsa… Kaçıyor olabilirsiniz. Alkol, ekran bağımlılığı, aşırı uyuma… Bunlar bazen sadece “biraz uzaklaşmak” için yapılan şeyler gibi görünse de aslında gerçeklerle yüzleşmekten kaçmanın yolları olabilir. Bu aşamada kaçmak istiyorsanız, bilinçli kaçın. “Şu an bir şey hissetmek istemiyorum, 20 dakika kaçacağım” diyebilirsiniz. Süre bitince geri dönün. Böylece kontrolü siz ele alırsınız, ekran değil.
11. Hayatın anlamsızlaştığını düşünüyorsunuz
“Sabah kalkıyorum ama niye kalkıyorum bilmiyorum.” Bu cümle, depresyon atağı belirtileri arasında bulunuyor. Geleceğe dair hayal kuramamak ve hatta sabah kalkmak için bir neden bulamamak… Bunlar depresyon ataklarının en derin sinyalleri arasındadır, mutlaka ciddiye alınması önerilir. Bu aşamada minik anlamlar yaratabilirsiniz. Mesela her gün için 1 minik “neden” yazın. “Bugün en sevdiğim fincandan kahve içeceğim.” Veya “Bugün kendime çiçek alacağım.” Gibi küçük nedenler büyük yükleri hafifletir.
Tüm bunları okudunuz ve birkaçını yaşadığını fark ettiniz… İyi haber şu: bu işin uzmanları var. Psikologlar, psikiyatristler, terapistler…Bunlar hayat rehberleri gibidir. Bu aşamada depresyon için destek almak bir zayıflık değildir, kendinize verdiğiniz değerin göstergesidir.