Modern hayat, hızlı ve sağlıksız bir yaşam biçimini de beraberinde getiriyor. Zaten oldukça stresli ve tempolu bir hayat yaşayan birçok kişi hayatlarının belirli dönemlerinde anksiyete ile savaşıyor. Hatta anksiyete bazı kişilerin hayatları boyunca savaşmak zorunda kaldıkları bir problem haline geliyor. Psikolojide anksiyete olarak bilinen bu durum halk arasında kaygı bozukluğu olarak da tanımlanıyor. Anksiyete, kişilerin sürekli korku, endişe ve panik içinde yaşamasına neden oluyor. Son dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüsü de anksiyete sebeplerinin başında geliyor. Son aylarda corona virüsü anksiyete yani kaygı bozukluğunu artırırken herkes aynı şeyi merak ediyor: Peki bu durumla nasıl başa çıkabiliriz? Corona virüsü nedeniyle yaşadığımız kaygı bozukluğu için yapmamız gerekenler neler? Gelin birlikte bakalım…
1. Bilgi kaynaklarınızı gözden geçirin, nereden bilgi aldığınız konusunda dikkatli olun
Birçok şeyden saniyeler içinde haberdar olmamızı sağlayan sosyal medya ne yazık ki beraberinde bilgi kirliliğini de getiriyor. Özellikle doğal afetler ya da salgın gibi konularda yalan yanlış pek çok bilgi çıkıyor karşımıza. Bu da elbette kaygı bozukluğunun en büyük sebeplerinden biri. O kadar çok yanlış ve abartılı bilgiyle karşılaşıyoruz ki beynimiz doğru düşünemiyor ve kendimizi kapana kısılmış gibi hissediyoruz. Bu nedenle mutlaka bilgi kaynaklarınızı kontrol edin, güvenilir olmayan kaynakları takip etmeyin. Eğer karşınıza sizi ürküten bir bilgi çıkarsa mutlaka birkaç farklı kaynaktan doğruluğunu teyit etmeye çalışın. Teyit edemediğiniz bilgilere inanmayın.
2. Sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi kısıtlayın
Elbette dünyadan tamamen kopmak iyi bir fikir değil. Ancak her şeyden haberdar olmak da pek iyi bir fikir sayılmaz. Bu nedenle sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi kısıtlayın. Bu hem bilgi kirliliğinden uzak kalmanızı sağlayacak hem de beyninizin sürekli corona ya da diğer felaketlerle dolu olmasını engelleyecektir.
3. Çevrenizdeki insanlara bu konuda yoğun bir kaygı bozukluğu yaşadığınızı söyleyin
Bu tür durumlarda içinize kapanmak yerine paylaşmalısınız. Paylaşmanız gereken 2 farklı grup var. Bunlardan ilki elbette sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlar. Çünkü bu insanlarla kaygılarınızı paylaştığınızda sizin için ellerinden geleni yapıp size destek olacaklardır. Bu da kaygı seviyenizi düşürmenize yardımcı olur. İkinci grupta ise sürekli bu konuda konuşan ve teoriler üretip duyduğu her bilgiyi paylaşan insanlar yer alıyor. Bu tür insanlar çevremizde hep vardır ve bazen kendimizi onlardan korumak zorunda kalırız. Eğer sizin de çevrenizde bu tür insanlar varsa onları uyarın ve bu konuda kaygılı olduğunuzu, bu tür bilgileri duymak istemediğinizi söyleyin.
4. Etrafınızdaki insanları, size ne yapmanız gerektiğini söylememeleri konusunda uyarın
Bazen, zaten bildiğimiz bir şeyin bize herkes tarafından hatırlatılması kaygımızın artmasına neden olabilir. Örneğin gün içinde karşılaştığınız herkes size elinizi yıkamanızı söylediğinde, eğer bunu zaten yapıyorsanız kendinizi yetersiz hissedebilir ya da sürekli bunu yapmak zorunda olduğunuzu hissedebilirsiniz. Bu da kaygınızın artmasına neden olur. Bu nedenle duymak istemediğiniz hatırlatmalar konusunda çevrenizdeki insanları uyarın.
5. Bazen bilmek, bilmemekten daha iyidir
Biz insanlar en çok, bilmediğimiz şeyden korkarız. Elbette bilgi kirliliğinden uzaklaşmak oldukça doğru bir yöntem ama bunu yapmadan önce doğru bilgiye ulaşmak da bir o kadar önemli. Bu noktada Sağlık Bakanlığı ya da Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların kaynaklarından faydalanın. Bu süreçte sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenleri bizzat kendiniz öğrenin. Her adımda ne yapacağınızı öğrendikten sonra kendinizi çok daha fazla güvende hisseder ve kaygı seviyenizi azaltabilirsiniz.
6. Kendinizi rahatlatmanın yolunu bulun
Corona virüsü nedeniyle sosyal hayatımız büyük oranda kısıtlansa da hala yapacak bir şeyler var. Eğer evden çıkamıyorsanız evde yapmayı sevdiğiniz şeylere odaklanın. Bitkilerle vakit geçirmek, yemek yapmak, film izlemek, spor yapmak ya da dans etmek. Hobileriniz ve zevklerinize göre evden çıkmadan yapabileceğiniz onlarca seçenek var. Ayrıca, eğer imkanınız varsa ormanlık alanlara, kalabalıktan uzaklaşabileceğiniz ve temiz hava alabileceğiniz yerlere giderek kısa yürüyüşler yapın. Meditasyon ve yoga gibi aktiviteler de zihninizi rahatlatmanıza yardımcı olacak ve kaygı seviyenizi düşürecektir.
7. Mindfulness ya da meditasyona şans verin
Birçok kişi özellikle meditasyona karşı ön yargılı. Ancak gün içinde zihnimizden binlerce farklı düşünce geçiyor. Hele kaygılandığımız bir konu varsa bu süreç çok daha yorucu olabiliyor ve bazen düşüncelerimizi durduramaz hale geliyoruz. Mindfulness ve meditasyon ise düşüncelerimizi bir süreliğine de olsa yavaşlatmamıza ve ana odaklanmamıza yardımcı oluyor. Bu nedenle özellikle kaygı bozukluğu yaşayanlar, mindfulness ve meditasyon tekniklerini mutlaka denemeliler.
Kaynak: 1