Dünya neredeyse 3 aydır corona virüsü ile mücadele ediyor. Ancak 1 milyonu aşkın kişiyi enfekte edip on binlerce insanın ölümüne neden olan corona virüsü hakkında hala bilmediğimiz şeyler bulunuyor. Virüsün ortaya çıktığı yer olan Çin geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış ve ‘hastalık belirtisi göstermeyen’ asemptomatik vakaların olduğunu söylemişti. Çin bu bilgiyi ilk kez paylaştı. Çin Ulusal Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamada, bu durumdaki bin 541 kişinin tıbbi gözetim altında tutulduğu belirtildi. Peki corona virüsünün sessiz taşıyıcıları olan “asemptomatik” kişiler virüsün yayılmasını hızlandırıyor mu? Asemptomatik kişiler hakkında bilmeniz gerekenleri yazdık.
Corona virüsü dünyaya yayılmış durumda. Bu salgının ne zaman sona ereceği ise henüz öngörülemiyor
Corona virüsü ortaya çıktığından beri virüsle ilgili araştırmalar devam ediyor. Ancak, her geçen gün yeni bilgiler ediniliyor
Virüsün başlıca belirtilerinin; ateş, kuru öksürük ve nefes darlığı gibi semptomlar olduğu biliniyordu. Ancak bazı hastalarda farklı belirtiler geliştiği gözlemlendi
Birçok hastanın baş ağrısı, koku ve tat alma kaybı, burun akıntısı gibi grip benzeri semptomlar geliştirdiği gözlemlendi.
Ancak Çin yeni bir bilgi paylaştı ve bazı corona virüsü hastalarının belirti göstermediğini yani asemptomatik olduğunu belirtti
Corona virüsünün sessiz taşıyıcıları asemptomatik kişiler hakkında bilmemiz gerekenler neler? Bu kişiler taşıyıcı mı?
Hastalığın Çin’in dışına yayılmaya başladığı Ocak sonlarında ve Şubat ayı başlarında, Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere önde gelen sağlık görevlileri halka, o sırada mevcut olan bilgilere dayanarak, asemptomatik insanlardan bulaşmanın muhtemelen “nadir” olduğunu söylemişti. Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Müdürü Dr. Anthony Fauci; “Herhangi bir tipte solunum yoluyla bulaşan virüslerin geçmişinde, asemptomatik bulaşma hiçbir zaman salgınların itici gücü olmamıştır.” demişti.
Ancak yeni bir veri asemptomatik kişilerin virüsün yayılmasını etkilediğini söylüyor. Çünkü bu kişiler belirti göstermedikleri için semptomları olan insanlara kıyasla çok daha az önlem alıyor olabilirler. Araştırmacılar hala bu vakaların ne kadar yaygın olduğunu veya pandemiyi ne kadar etkilediğini bilmiyorlar ancak yüzde 25 kadar olduğu düşünülüyor. İşte asemptomatik kişiler hakkında bilmemiz gerekenler;
1. İlk olarak, “asemptomatik” in “presemptomatik” ten farklı olduğunu unutmamak gerekiyor
Presemptomatik kişiler, enfekte olduğu ve test yapıldığı esnada herhangi bir semptom hissetmese de zaman içerisinde semptomlar kendini gösterir. Ancak bu durumun aksine, asemptomatik kişilerde enfeksiyon sırasında hiçbir belirti görülmez. Bu fark, virüsün yayılmasını incelemek, vakaları tanımlamak ve saymak için çalışan bilim insanları için önemli. Gerçekten asemptomatik olursanız, muhtemelen size test yapılmaz ve bu nedenle vaka olarak sayılmazsınız. Bu da aslında şu an dünyadaki corona virüsü vakalarının tam sayısını bilmediğimizi gösteriyor. Ancak asemptomatik olsanız dahi virüsü yayabilirsiniz.
Columbia Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalık uzmanı olan Jeffrey Shaman’a göre; daha basit ve daha önemli ayrım “belgelenmiş” ile “belgelenmemiş” vakalar arasında. Bunlar arasında çok hasta olan ama “hastaneye gitmekten ya da doktora görünmekten nefret eden” bir kişi de olabilir. Tespit edilememiş COVID-19 vakalarının çoğunun, doktora gitme gereğini hissetmeyecek kadar hafif semptomlara sahip olması muhtemel, ancak hafif belirtiler göstermeleri onların hastalığı yaymadığı anlamını taşımıyor.
2. Kaç tane “sessiz taşıyıcı” olduğuna ilişkin tahminler değişiklik gösteriyor. Asemptomatik vakalar için, tahminler tüm enfeksiyonların yüzde 18 ila yüzde 30’u arasında değişiyor
Asemptomatik kişilerin sayısını tespit etmek oldukça zor çünkü hastalık belirtisi göstermediklerinden herhangi bir doktora gözükme gereği de duymuyorlar. Dolayısıyla bu kişilere test de yapılamıyor. Ancak Diamond Princess kruvaziyer gemisindeki corona virüsü salgını, araştırmacılara bunu incelemek için eşsiz bir şans verdi. – Tabii ki bu gemide mahsur kalan 3 bin 700 yolcu ve mürettebat için bir kabustu.-
Şubat ayında iki hafta boyunca karantina altında tutulan gemideki birçok kişi tekrar tekrar test edildi ve semptom gösterenler ile göstermeyenler izlendi. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri araştırmacıları; enfekte kişilerin yüzde 46.5’inin test sırasında semptomlara sahip olmadığını buldu. Birçoğu sonrasında semptom geliştirdi, ancak istatistikler enfekte vakaların yüzde 18’inin asemptomatik kaldığını gösteriyor.
Geçen ay Diamond Princess gemisinde asemptomatik vakalar üzerine bir çalışma yürüten Georgia State Üniversitesi matematik epidemiyoloğu Gerardo Chowell ise dünyadaki asemptomatik kişilerin gerçek sayısının yüzde 30 veya yüzde 40 olduğunu düşünüyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri direktörü Robert Redfield ise bu konuda; “Şu anda doğruladığımız bilgilerden biri, enfekte olan önemli sayıda kişinin asemptomatik kalması. Bu oran yüzde 25 kadar olabilir.” Ancak bu bilginin neye dayandığını söylemedi.
11 Şubat itibariyle, Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Çin anakarasında bildirilen 72 binden fazla vakanın yaklaşık yüzde 1.2’sinin asemptomatik olduğunu bildirmişti. Şubat ayı ortalarında gelen ortak raporda ise; “Asemptomatik kişilerin gerçek oranı belli değil. Ancak nadir olarak görülüyor ve yayılmanın önemli unsurlarından biri değil.” denildi. ”
Ancak ülkelerde yapılan test sayılarına bakacak olursak, hastalık belirtisini ciddi anlamda göstermeyen kişilerin test edilmediğini biliyoruz. Bu nedenle asemptomatik kişilerin tespit edilebilmesi için test sayılarının arıtılması ve hastalık belirtisi göstermeyen kişilere de test yapılması gerekiyor. Bu olmadığı takdirde asemptomatik kişilerin oranlarını bilemeyiz. Öte yandan asemptomatik kişilerin oranları bize bu kişilerin hastalığın yayılımında oynadığı rolü de verebilir.
3. Presemptomatik kişiler virüsü semptomları olmadan birkaç gün geçirebilirler
Virüsün kuluçka dönemi – enfekte olma ve semptom gösterme arasındaki süre – yaklaşık beş gün. Bu, dönem corona virüsünde ise 12. güne kadar sürebiliyor. Bu nedenle virüsün vücuda girdiği ancak semptom göstermediği dönemlerde de insanlar virüsü başkalarına bulaştırabiliyor. Araştırmalar bu presemptomatik bulaşmanın SARS’ta olduğundan daha hızlı bir oranda gerçekleştiğini gösteriyor
Diğer araştırmalar da, semptomların ortaya çıkmasından önce birkaç gün boyunca presemptomatik bulaşmanın olabileceği fikrini destekliyor. Geçtiğimiz günler Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi Singapur’un bu tür vakaları hakkında Ocak ayı sonundan Mart ortasına kadar geçen süreci kapsayan verileri yayınladı. Bazı vakalarda ise enfekte olan kişilerin semptom geliştirmeden önce virüsü bulaştırdığı görüldü.
4. Asemptomatik kişilerin virüsü yayıp yaymadıkları kesin olarak bilinmiyor
Semptom göstermeyen kişiler sessiz taşıyıcılar olabilir. New England Tıp Dergisi’nde geçen ay yayınlanan bir rapora göre, “asemptomatik veya minimal semptomatik hastaların iletim potansiyeli” gösterdikleri tespit edildi. Şubat ayında Çin’deki araştırmacılar tarafından bildiriline göre, asemptomatik kişilerin hastalığı bulaştırdığı vakalar bulunuyor. Ancak yine de bu, asemptomatiklerin virüsü başkalarına bulaştırdığını kesin olarak kanıtlamıyor. Kent State Üniversitesi’nden bir doktor; “Asemptomatik olan insanların başkalarına virüsü bulaştırıp bulaştıramayacağını gerçekten bilmiyoruz.” dedi.
5. Bütün bunlar ise olabildiğince evde kalmanın önemini vurguluyor
İnsanların farkında olmadan virüsü yayma olasılığı; herkesin ev yapımı, tıbbi olmayan olanlar da dahil olmak üzere maske takması gerekip gerekmediği konusunda bir tartışma yarattı. Maske takmak kişilerin hastalığa yakalanmasını önlemenin yanı sıra başkalarına bulaştırmasını da önlüyor.
Bir maskenin enfeksiyonu ne kadar iyi koruduğu, ayar, kullanım ve kumaşa bağlı olarak değişiyor. Çalışmalar bu konuda değişik veriler olduğunu ortaya koydu. Ancak gerçek şu ki dışarı çıkıp diğer insanlarla etkileşime geçmek xorunda olduğumuz her an maske takmalıyız.
Halk sağlığı uzmanlarına göre, sosyal mesafeyi uygulayarak bulaşmayı önlemeye yardımcı olmak önemli. Bu da kişilerin diğerlerinden 6 metre uzakta kalması, olabildiğince evde kalması ve kalabalık yerlerden kaçınması anlamına geliyor.
Virüs kontrol altına alınana kadar, teşhis edilmeyen vakaların salgında hangi rolü oynadığını muhtemelen tam olarak anlamayacağız.
Kaynak: 1