Şu an hangi meslekle uğraştığınızı bilmiyoruz. Tek bildiğimiz bir şey var, çocukken listemizdeki “para kazanma yöntemlerinden” birini icra ettiyseniz, hayallerinizdeki mesleği yapmanın sizde nasıl bir his yaratacağını ufak da olsa çocuk yaşta tatmışsınız demektir.
Tabii koca yaşta atari kaseti değiş tokuşu yaparak değil, hayallerinizdeki mesleği yapmanız dileğiyle. Buyursunlar.
1. Altın değerinde bakırlar, demirler, kablolar: Hurdacıya 67 kilo hurda satıp 50 Kuruş almak
Ve o parayla buz gibi gazoz alıp, mahalle maçından sonra tüm takım kana kana içmek.
2. Çıkmaz demeyin şansınızı denemeyin: Hayal kıran oyuncak çekilişi
Genellikle evdeki dandik ya da sürpriz yumurtadan çıkıp popülerliğini kaybetmiş oyuncaklar ve bileklikler mahallenin küçük çocuklarına çekiliş yöntemiyle kakalanmaya çalışılırdı.
3. Kıldan, tüyden değil harbici iş: Berberin gözüpek çırağı olmak
“15 tatillerde” ya da yaz tatillerinde, genellikle babaların eliyle götürüp teslim ettiği iş. Dükkan temizliği haricinde, gözüpek çırağın en önemli enstrümanı fotoğrafta gördüğünüz ense kılı temizleyicisi olurdu. Bu alet onun için Obi Wan Kenobi’nin ışın kılıcı kadar önemliydi. Fön makinesi tutmak ve saç yıkamak da diğer görevlerinden biriydi. Müşteriler ikiye ayrılırdı; iyi bahşiş verenler ve kıllar.
4. Atari kasetlerine üfleyenlerin ticareti: Kaset değiş tokuşu
Çocukluğumuzda yaşadığımız ilk hayal kırıklığı “99999999 IN 1” atari kasetlerinin içinde sadece 5 oyun olması ve bu oyunların isimlerinin değiştirilip değiştirilip önümüze sunulmasıydı. İşte Tsubasa gibi bazı atari kasetleri vardı ki, o kaset gibi yalancıktan değil, harbiden çok iyiydi ve 3-4 atari kasediyle değiş-tokuş yapılabiliyordu.
5. Buuuzzz giiibbiiii soooğğğukkk suuuuudddaannn içççeeeennnn: Bir bardak 5 Kuruş
Önceleri biraz utanılır, tanıyanlar var mı diye şüpheyle etrafa bakılır. Sonraları yaz tatili bitene kadar her pazar kurulduğunda oranın değişmezi olunur.
6. Hangi eli öpeceğini kuntizce iyi bilmek: Harçlık Bayramları
Buraya açıklama yazmaya gerek yok sanırım. ¯\_(ツ)_/¯
7. Beyin yakan sorunsal: Depozitolu mu, depozitosuz mu?
Sorunun cevabı mahalle bakkalındadır. Gazoz, süt şişesi, kola şişesi veya bira şişesi gibi depozitolu ürünler evde, çöp kenarında ya da mahallenin bir köşesinde şahin bakışlarla bulunur ve kazanılan parayla dandik abur cuburlar afiyetle mideye indirilir.
8. Ekmek alırım, süt alırım, her şeyi alırım abi: Mahallenin siparişlerini kovalamak
Mahallede oynarken birisi size seslenir. Önce afallamış şekilde sesin nereden geldiğini bulmaya çalışırsınız, sonra o kişiyi bulduğunuzda gözleriniz parlamaya başlar. Siparişi ona teslim ettikten sonra “üstü kalsın” lafını duyduğunuz an içinizden “bir daha söyle Rıza dayı” demek gelir. Ama diyemez, heyecanla merdivenlerden üçer beşer atlayarak bakkala koşarsınız.
9. Cipsin içinde taso olup olmadığını anlayanların işi: Taso ticareti
90’ların ortasında New York Borsası’ndan sonraki en hareketli dönemi oluştururdu. Özellikle, Ash ve Pikachu’nun tasoları mafya kontrolüne geçmiş, nice mahalle kavgalarında dirsekler sıyrılmıştı.
10. Mahalleyi kökerek para kazandırır: Futbolcu kartı borsası
Mahallenin küçük çocukları büyük bir profesyonellikle köküldükten sonra en güzel kartlar satılır, parasıyla da cips ya da çekirdek alınıp apartmanın merdivenlerinde itinayla yenirdi.
11. En cesur girişim: İtinayla ‘eriğe dalan var’
Erik işi çocukken en karlı işlerden biriydi. Ama riskliydi de. Yaşlı dedenin bastonlarından ve üzerinize kovayla dökülen sulardan kaçmayı başararak eriğe dalmanız gerekirdi. Tabii bu işte en fena kısım, kadim dostunuzun kuntizlik yaparak bir anda “ERİĞEE DAAAALLLAAANNNN VAAAAARRRR” diye bağırması ve tüm işi riske atmasıydı. Yine de surat ekşiye ekşiye yenen o eriğin tadı, türlü gerilimlere rağmen bugün dahi unutulamaz.