Çocukken yaz mevsimlerinin bir anlamı olmasının sebeplerinden birisi de düğünlerdi. Davul ve zurna seslerinin uzaktan duyulmaya başlanmasıyla bir aşağı, bir yukarı mahallede birbiri ardına yaşanan apartmandan gelin almalarla, damattan para kapmalarla, konvoy arkasından koşuşturmalarla çocuk bünyemiz zamanı bükerdi.
Bir de yaz mevsimlerinde ailemizle birlikte arka arkaya gittiğimiz akraba düğünleri vardı. Annemizin bayramlıklarımızı giydirip götürdüğü bu düğünlerde, pistte hunharca eğlenmenin keyfini yaşarken onlardan duyduğumuz bazı cümleler sevinçli gözlerimizi doldurdur, bizleri hüzünlere sevk ederdi.
Düğün sezonu açılmışken bu sözleri tekrar hatırlayalım, biraz nostalji yapalım, pistte fazla koşturmayalım.
1. “Hadi yeğenim halaya, hadi be, hadi oturmaya mı geldik; kalk, kalk, kalk”.
Hayaldi, halay oldu.
2. “Şu garsondan iki tabak daha pastayla, kardeşine limonata da istesene çocuğum”.
Garson amça anla halimden.
3. “Kardeşin uyumuş, ona sahip ol yavrum biz halaya giriyoruz; elveda çocuğum…”.
Kardeş koşarak düğün kalabalığı içindeki binler arasında kaybolur.
4. “Nikah şekerini neden yiyorsun, süs olacaktı o süs”.
Zaten yarısından sonra tükürülür o şam fıstıklı şeker.
5. “Dayını, halanı, halanın teyzesini, dayının teyzesini, yengeni, yengenin dayısını, dayının yengesini, babanın dayısının teyzesini, teyzesinin dayısının babasını gördün mü, bak şu arka masadalar”.
O masadan 12 yıl sonra dönülür.
6. “Şu babanı uyarsana yine kafayı buldu, Kazakistan düğününe bağladı çılgın danslarıyla”.
BBCM HYR! BBCM HYR!
7. “Çelenklerden çiçekleri sökmesene evladım”.
Boy yetişse hepsi sökülür.
8. “Uslu olmayana pasta limonata vermiyorlarmış bak”.
Söz, gelin kıyafeti giymiş küçük kuzenimin saçını çekmeyeceğim; söz.
9.”Çalgıcıya atılan parayı niye cebe atıyorsun lan?”.
Bedava sanmıştım. 🙁
En güzeli buydu bonusu:
Ah o balonlara hunharca vurma keyfi.