Geçtiğimiz günlerde İstanbul Çırağan Caddesi’nde toplam 112 tarihi çınar ağacı kesildi. Ağaçlı yol olarak bilinen caddedeki ağaçların kesilmesi büyük tepkilere neden oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, ağaçların kansere yakalandığı bu nedenle devrilme risklerinin olduğu söylendi. Aynı açıklamada ağaçların vandalizm gibi sebeplerle de zarar gördüğü ifade edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kesilen ağaçların yerine yenisi dikmeyi planlıyor. Ancak uzmanlara göre iklim krizinin derinleşmesi salgın ağaç hastalıklarını da artırıyor. Öyle ki birçok kişi Türkiye genelindeki ağaçlandırma çalışmalarının tekrar planlanması gerektiğini söylüyor. Detaylara birlikte bakalım.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, koruma altındaki ağaçların kesilmesinin özel izne tabi olduğunu belirtiyor
BBC Türkçe’ye konuşan Öztürk, kesilen ağaçların yerine aynı özellikle farklı ağaçların taşınması gerektiğinin altını çiziyor. Aynı zamanda bu konuda bilim insanlarının görüşlerinin oldukça değerli olduğunu ifade ediyor. Bu bölgedeki ağaçlarla ilgili kararları İstanbul Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu veriyor. Söz konusu komisyon, 2020 yılında ağaçlı yol olarak bilinen Çırağan Caddesi’nde 73 ağacın uzaklaştırılmasına karar vermişti. Ağaçlar uzaklaştırıldıktan sonra 6 ay süren havalandırma işlemi uygulandı. Ardından Mart 2021’de bu ağaçlar tekrar dikildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi geçen hafta kesilen ağaçların topraklarının 6 ay havalandırılmasından sonra yeni ağaçların dikileceğini açıkladı. BBC Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ünal Akkemik, çınar kanseri sonrasında toprakların havalandırılmasının ideal olduğunu ifade etti.
Çınar kanseri nedir?
Çınar kanseri ismi verilen hastalığa, Ceratocystis platani adı verilen bir mantar sebep oluyor. Bu hastalık günümüzde; ABD’nin bazı eyaletleri, Yunanistan, Fransa, Ermenistan, İtalya ve İsviçre gibi bazı ülkelerde görülüyor. Hastalık, çınar ağaçları için fazlasıyla tehlikeli kabul ediliyor. Ceratocystis platani mantarı özellikle budama ve yaralanma gibi durumlarda kolayca yayılabiliyor. Bu nedenle sterilize edilmemiş budama ve kesme aletlerinin kullanılmaması gerekiyor. Uzmanlar, bu mantar ile enfekte olan ağaçların 3 ila 7 yıl içinde ölebileceğini ifade ediyor.
Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma Organizasyonu (EPPO)’ya göre bilinen ilk çınar kanseri salgını 1950’li yıllarda ABD’nin doğu eyaletlerinde görüldü
Bu salgında 20-30 yıllık bir süre içinde sayısız çınar ağacı kaybedildi. Benzer şekilde Fransa’nın Marsilya kenti yakınlarında da çınar kanseri nedeniyle binlerce ağaç kesildi. Daha sonra hastalık İtalya ve Yunanistan’da yayılmaya başladı. Ardından ülkemize geldi.
Hava kirliliği nedeniyle kentlerdeki ağaçlar kırsaldakilere kıyasla daha zayıf
Küresel ısınma, sera gazı emisyonları ve betonlaşma gibi daha birçok faktör kentlerdeki ağaçları daha savunmasız bırakıyor. Kuraklık, ağaçların dayanıklılığını azaltıyor. Aynı zamanda sıcak geçen kış aylarında patojen mantarları daha hızlı çoğalıyor. Ağaç hastalıkları salgın hale geldiğinde ne yazık ki ilaçlarla tedavi edilemiyor ve hızla yayılıyor. Bu nedenle hastalıklar uzun yıllar boyunca ağaçları etkileyebiliyor.
İstanbul’daki tüm ağaç türleri içinde çınar ağacının oranı %35-40 civarında
Bu nedenle çınar kanseri, İstanbul’un ağaç örtüsü açısından büyük bir risk taşıyor. Uzmanlar herhangi bir şehirde aynı ağaç türü oranının %20’yi geçmemesi gerektiğini belirtiyor. Aynı zamanda kuraklığa daha dayanıklı, az su isteyen farklı ağaç türlerinin ağaçlandırma çalışmalarına dahil edilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu önlemler herhangi bir hastalık durumunda çok sayıda ağacı kaybetme riskini ortadan kaldırıyor. Öte yandan ağaçların genişlikleri ve caddelerin genişlikleri arasında bir uyum olması gerekiyor. Böyle bir uyum yakalandığında ağaçları budama ihtiyacı ortadan kalkıyor ve hastalıkların bulaşma ihtimali de düşüyor.