Soğuk Savaş dönemi, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında büyük bir rekabete sahne oldu. Bu rekabetin en fazla kızıştığı yer ise uzaydı. Sovyetler Birliği 1957 yılında Sputnik’i uzaya fırlattıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bilim insanları, uzayda hakimiyet kazanmak için büyük bir hızla çalışmaya başladı. Bu süreci takip eden uzay yarışında birçok başarı elde edildi. Ancak trajediyle sonuçlanan bazı projeler de vardı.1986 yılındaki Challenger Uzay Mekiği patlaması bu felaketlerden sadece biri. Peki Challenger’ın son uçuşu neden bir trajediyle sonlandı?
NASA, 12 Nisan 1981 tarihinde Columbia isimli bir mekiği uzaya fırlattı
Columbia Uzay Mekiği’nde sadece iki astronot vardı. Amerika Birleşik Devletleri, uzay yolculuklarını rutin hale getirmek istiyordu. Halk arasında yılda 50’den fazla uçuş gerçekleştirileceği konuşuluyordu. Gerçekten de kısa bir süre sonra birbirinden farklı projeler gündeme geldi. Bu projelerden biri de Challenger’dı. Challenger ilk uçuşunu 4 Nisan 1983 tarihinde gerçekleştirdi. Takip eden yıllarda dünya yörüngesinde 8 uçuş daha yaptı. Challenger’ın 10. ve son uçuşunda “Uzayda Öğretmen Projesi” gerçekleşecekti. Bu proje için yaklaşık 11.000 öğretmen, NASA’ya başvuruda bulundu. Aralarından Christa McAuliffe isimli bir öğretmen, uzay yolculuğuna katılmaya hak kazandı. Böylece 7 kişilik mürettebat tamamlanmış oldu.
28 Ocak 1986 sabahı saat 11:38’de Challenger Uzay Mekiği, Cape Canaveral’dan kalkış yaptı
Kalkıştan tam 73 saniye sonra büyük bir patlama gerçekleşti. Uzay mekiğinin kalkışını izleyen seyirciler, o an hayretler içinde kaldı. Öğretmenler, çocukları nasıl sakinleştireceğini bilmiyordu. NASA, tarihinde ilk kez canlı yayınlanan bir görevde mürettebatının tamamını kaybetmişti. Patlama sırasında roket güçlendirici bir yöne, Challenger Uzay Mekiği başka bir yöne gitmeye başladı. Bu sırada devasa bir duman bulutu oluştu. İnsanlar telaş içinde olanları izlerken uzay mekiğinin enkazı Atlantik Okyanusu’na düştü. Ne yazık ki yedi kişilik mürettebattan kurtulan olmadı. Mürettebat şu kişilerden oluşuyordu:
- Kaptan – Francis R. Scobee
- Pilot – Michael J. Smith
- Uzman – Ronald McNair
- Uzman – Ellison Onizuka
- Uzman – Judith Resnik
- Uzman – Greg Jarvis
- Öğretmen – Christa McAuliffe
Kazayı takip eden aylarda, felaketin sebebini belirlemek için bir komisyon kuruldu
Mekiğin fırlatma rampasındaki fotoğraflarında, roket güçlendiricinin altından çıkan siyah bir duman görünüyordu. Kalkış anını kaydeden videonun 66. saniyesinde ise aynı yerin alev aldığı tespit edildi. Bu alev büyük bir hızla büyüyerek, mekiğin en büyük yakıt deposuna ulaştı. Sonrasında ise patlama gerçekleşti. Kaza raporunda hidroforda bir sızıntı olduğu yazıyordu. Roket güçlendiricinin arasında sızdırmalara engel olan O-ring isimli küçük bir kauçuk parça vardı. Bu parça düşük sıcaklıklarda esnekliğini kaybediyordu. Challenger Uzay Mekiği kalkış yapmadan bir gün önce hava oldukça soğuktu. Yetkililer kalkışı ertelemenin daha doğru olacağını söylese de milyonlarca insan gösteriyi bekliyordu. Bu nedenle Challenger’ın görevi iptal edilmedi. Ancak soğuk hava, O-ring parçasını fazlasıyla etkilemişti. Sadece küçük bir parça esnekliğini kaybettiği için sızıntı gerçekleşti ve büyük bir trajedi yaşandı.
O-ring’in soğuğa karşı duyarlı bir parça olduğu biliniyordu. Peki NASA, Challenger’ı neden fırlattı?
Komisyon, bu sorunun cevabını bulabilmek için hem NASA çalışanları hem de roket güçlendiriciyi yapan mühendislerle görüştü. Görüşmenin ardından büyük bir iletişim eksikliğinin söz konusu olduğu ortaya çıktı. Öte yandan kalkıştan 12 saat önce mühendislerin NASA yetkilileriyle iletişime geçtiği ifade edildi. Mühendisler, gece çok soğuk olacağını bu nedenle kalkışın riskli olabileceğini belirtmişti. Yine de NASA yöneticileri fırlatmanın gerçekleşmesini istedi.
Kazanın en temel sebebi sorumsuzluktu. NASA uzay uçuşlarını, hava yolculuğuna benzer bir şeye dönüştürmek istiyordu. Yani bu gibi projeleri normalleştirmek ve proje sayısını yükseltmek istiyordu. İnsanlar, Challenger Uzay Mekiği’nde “sıradan” bir öğretmenin uçacağını duyunca çılgına dönmüştü. Çünkü bu uzay uçuşlarının rutine bindiği anlamına geliyordu. Bu nedenle fırlatmayı ertelemek gibi bir düşünce söz konusu olamazdı. İşte bu sorumsuzluk Challenger felaketinde 7 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Günümüzde pek çok özel şirket, NASA’nın rutin uzay uçuşu vaadini yinelemeye devam ediyor. Özel şirketler ve NASA, projeler üretmeye devam ederken, Challenger felaketinden ders çıkarıldığını her zaman tekrarlıyorlar.