İnsanlık tarihi kanlı savaşlarla dolu. Peki, bu savaşların başrollerinde hep erkekler mi vardı? Elbette hayır. Kadınlar birçok sosyal ve politik konuda liderlik edip öne çıktıkları gibi tarihte de zırhlarını kuşanıp büyük savaşlarda yer aldılar. Üstelik zaman zaman tarihe yön verdiler ve birçok insanın kaderini belirleyip liderlik ettiler. Kadınlar tarihin her döneminde hakları için savaştılar, ancak listemizde yer alan kadınların hepsi cesur bir şekilde savaş alanında savaştılar…
1. Zenobia
3. yüzyılda Suriye’de Palmira İmparatorluğu’nun kraliçesi olan Zenobia, eşinin ve üvey oğlunun bir suikast sonucu öldürülmeleriyle tahta geçmişti. Palmira İmparatorluğu’nun sınırlarını kısa sürede genişletmeye başladı. Mısır’ı ve Anadolu’nun büyük bir bölümünü işgal etti. Kendini “Mısır Kraliçesi” ilan etti. Askerlerle birlikte kilometrelerce at sürmesi ve yürümesi nedeniyle “Savaşçı Kraliçe” olarak anılmaya başladı. Roma İmparatorluğu’nun denetiminde olan ticaret yollarının tümünü ele geçirdi. Ancak Romalı süvariler tarafından Fırat Nehri yakınlarında yakalandı ve esir olarak Roma’ya götürüldü. Altın zincirlere bağlanılarak Roma halkına gösterildi. Ancak öldürülmedi, aksine imparator tarafından hayatı bağışlandı ve Roma’da oldukça iyi koşullar, elit bir filozof olarak hayatını sürdürdü. Ancak ölümü net olarak bilinmiyor.
2. Khutulun
1260-1306 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Khutulun, 13. yüzyılda Moğolistan’a hükmetti. İyi bir güreşçi, okcu ve at binicisiydi. Güreşçi Prenses olarak adlandırılan Khutulun, halk güreşlerinde her erkeği yenerek hafızalara kazınan zaferler elde etti. Kaybeden erkek güreşçiler 100 at vermek zorundaydı. Khutulun öldüğünde ise yaklaşık 10 bin atı vardı. Bu da onun ne kadar iyi bir güreşçi olduğunu açıklıyordu. Elbette savaşta da oldukça başarılıydı. Moğolistan ve Kazakistan’ı, Çin’in bozguna uğrattığı lider Kublai Khan’a karşı savundu, babasının yanında savaşa katıldı. 46 yıllık kısa yaşamına rağmen halk ve savaşçılar üzerinde büyük bir etki bıraktı.
3. Lozen
1870’lerde Arizona’da yaşayan Lozen, abisi Victorio’nun kabilesi ile birlikte San Carlos Toplama Kampı’na götürüldü. Bu korkunç kamptan ise abisi ve kendisinin rehberliğinde bir grup insanla kaçtılar. New Mexico’daki Black Mountain’ın batısında anavatanlarına el koyan Amerikanlarla savaştılar. Amerikan kuvvetlerinden kaçtıkları sıradad gördüğü bir kadın ve çocuğun ise saklanmasını sağladı. O zamanlar çocuk olan Kaywaykla; “Güzel bir atın üzerinde muhteşem bir kadın olan Victorio’nun kardeşi Lozen’ı gördüm: . Kadın savaşçı Lozen! Bir erkek gibi at sürebiliyor, ateş edebiliyor ve dövüşebiliyordu.” diyor. Erkek kardeşi ise Lozen için “Lozen benim sağ kolum… bir erkek kadar güçlü, çoğundan daha cesur ve keskin bir stratejik zekaya sahip. Lozen, halkının kalkanıdır.” diyor. Ancak Lozen henüz yeni anne olmuşken bebeğini toplama kampına göndermek zorunda kaldı, o sırada ise kardeşi Victorio savaşta öldü. Lozen ise intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Artık tüm New Mexico’ya yayılan saldırıların bir parçasıydı. Üstelik rivayete göre ellerini uzatarak düşmanının yerini ve sayısını sezebiliyordu. Sonrasında savaş esiri olarak yakalandı ve tüberkülozdan hayatını kaybetti.
4. Tomoe Gozen
12. – 19. yy’da yaşayan samuray sınıfındaki kadınlar ek ve yay kullanmaları için eğitiliyorlardı. Görevleri savunmacı olmaları ve gerektiğinde kendilerini ve evlerini koruyabilmeleriydi. Tomoe ise sadece kendini savunmakla kalmadı kalenin dışında düşmana karşı saldırdı. Genpei Savaşı’nda erkek samuraylarla birlikte savaştı. Tomoe hakkında pek çok farklı hikaye vardır ancak hepsinde onun korkusuz bir savaşçı olduğu belirtilmiştir.
5. Grace O’Malley
16. yüzyılda yaşamış olan savaşçı ve korsan Grace O’Malley, babasının ölümünün ardından İrlanda’daki Umaill Krallığı’nın O Maille klanını yönetti. 16. yüzyılda “Korsan Kraliçe” olarak anıldı ve hem kendi halkı hem de düşmanı İngilizler tarafından saygı duyulan önemli bir liderdi. Grace ve mürettebatı ülke kıyılarına ve gemilere yaklaşanlardan geçiş vergisi talep ederlerdi. Ödemeye direnenler ise en ağır şekilde cezalandırılırdı. Rivayete göre Grace, gemide bir bebek dünyaya getirdikten hemen sonra bebeğini bir battaniyeye sarıp mürettabatına liderlik yapmaya devam etti. Macera dolu hayatına rağmen uzun yıllar yaşadı ve 1603’te Rockfleet Kalesi’nde öldü.
6. Fu Hao
M.Ö 1200’lü yıllarda hayatınıı kaybeden Fu Hao, bilinen en eski kadın general. 3 bin yıl önce Çin’in bronz çağında yaşadığı düşünülüyor. Kahramanlıkları ise yüz yıllar sonra kemik ve kaplumbağa kabukları içine çizilen metinler sayesinde öğrenildi. Mezarı ise 1976 yılında Anyang yakınlarında yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıktı. Mezarına 100’den fazla silah gömülmüştü. Bu da üst düzey askeri bir statüyü temsil ediyordu. Ayrıca fildişi, kemik, bronz gibi maddelerden binlerce süs eşyası da bulundu. En ilginci ise ölümden sonraki yaşamında kendisine eşlik etmesi için canlı canlı gömülen 16’dan fazla kölenin kalıntılarıydı. Ortaya çıkan yazıtlar Fu Hao’nun çok sayıda askeri eylem yürüttüğünü kanıtlıyor.
7. I. Artemisia
Bilinen ilk kadın amiral olan I. Artemisia, adını av ve vahşi doğa tanrısı olan Artemis’ten aldı. Artemisia, günümüz Türkiye’sinde eskiden var olan ve bir Karya şehri olan Halikarnas’ın M.Ö 5. yüzyılda kraliçesiydi. Tarihteki ilk deniz savaşı olarak kabul edilen Persler Yunanlar arasındaki Salamis Deniz Savaşı’nda Xerxes’in müttefiki olarak önemli rol oynadı. Yunan donanmasının Pers donanmasına karşı üstünlük kurmasıyla Pers gemilerinin çoğu battı ya da geri çekildi. Ancak 5 gemisiyle Pers donanmasına katılan Artemisia, savaşta hiçbir kayıp vermeden Yunan’lar karşısında galip gelmeyi başardı. Rivayete göre Yunanları yenebilmek için bilerek bir Pers gemisini batırdı. Kimileri bunun kazayla olduğunu söylese de kendisine yol açabilmek için yaptığına dair rivayetler de vardır. Büyük bir zafer kazanan Artemisia, cesaretiyle herkesi büyüledi. Yunan tarihçi Heredot ise Artemisia’nın kahramanlıklarını yazdı ve onu inanılmaz derecede zeki bir savaşçı olarak resmetti. Büyük savaşçı kadın Artemisia savaş sırasında değil bir aşk acısı sonucu intihar ederek hayata veda etti.
8. Jeanne d’Arc
Fransız Katolik azizesi ve büyük savaşçı; en bilinen adıyla Jan Dark; 5 çocuklu bir çiftçi ailesinin ortanca çocuğuydu. 16 yaşından oldukça riskli olsa da evinden ayrıldı ve kral tarafından verilen izinle Fransa Ordusu’nda Orleans Kuşatması’na katıldı. İngilizlere karşı verilen savaşlarda önemli rol oynadı. Ülkesini İngilizlere karşı cephede savaşarak koruyan Jan Dark, oldukça acı bir şekilde hayatını kaybetti. 23 Mayıs 1431’de Compiègne’de İngilizlere sadık olan Burgonyalı Fransızlar tarafından yakalandı ve bir engizisyon mahkemesinde erkek giysileri giyip savaşan ve gaipten sesler duyan bir kâfir olduğunu öne sürüldü. Henüz 19 yaşındayken, yaklaşık 10 bin kişinin bulunduğu bir kalabalığın önünde, kent meydanında diri diri yakıldı. Yaklaşık 460 yıl sonra ölümüne karar veren kilise tarafından azize ilan edildi ve suçsuz olduğu söylendi. Hayatı, birçok kitaba ve filme konu oldu.
9. Kraliçe Boudica
M.S 60’lı yıllarda yaşayan Boudica, Kuzey Britanya’nın Norfolk bölgesinde yaşayan Iceni kabilesinin kraliçesiydi. Kocası ölmeden önce krallığını Roma’ya bırakmak yerine kızlarına ve eşine ortaklaşa miras bırakmıştı. Ancak Roma kanunlarına göre kadınlar varis olamadığı için İmparatorluk bu kararı reddetti ve tüm mülkleri haczedildi. Krallık fethedilmiş sayıldı ve İmparatorluğun boyunduruğu altına girdi. Boudica kırbaçlatıldı, kızlarına ise tecavüz edildi. Ancak 60 – 61 yıllarında Iceni kabilesi Boudica liderliğinde ayaklandı. Komutasındaki 100 bin kişi ile birçok şehri yıkıp talan ettiler ve 70 – 80 bin kişinin ölümüne sebep oldular. Zafer yolunda hızla ilerleseler de tek bir mağlubiyetleri her şeyin bozulmasına yol açtı. Bu mağlubiyet sonrası Boudica’ya ne olduğu ise bilinmiyor. Ancak hala Londra’nın tanınan isimlerinden biri Boudica.