İkinci yeni şiirinin aykırı romantiği Cemal Süreya, aşkın kaynağını “Sahip olunamaz kadın” diye tanımladığı öykü yazarı Tomris Uyar’da buldu. Enteresan ve dillere destan bir aşktı bu. İkisi de evliydi ve eşlerinden boşandılar. 3 yıl boyunca birbirlerinin inzivasına çekildiler… Birliktelikleri, Türk edebiyatının en verimli aşkı olarak gösterildi.
Cemal Süreya‘nın, Tomris Uyar‘a ithafen yazdığı “sayım” şiiri aşklarından aldıkları veriminin bir göstergesi oldu. Şiirin sözleri öylesine derindi ki Sezen Aksu bile bestesini yapabilmek için 25 yıl düşündüğünü söyledi.
Sayım’ın çıkış noktası olan kahramanların ilk tanışma hikayeleri üzerinden şiirin kalbine doğru bir yolculuk yapalım…
Cemal Süreya, ünlü öykü yazarımız Tomris Uyar’a aşık olduğunda, kendisi henüz Ülkü Tamer’le evliydi.
İkisi de evliydi ve birbirleri için boşandılar. Üç yıl boyunca birlikte yaşadılar…
İlk tanışmalarını şöyle anlatmıştı Cemal Süreya;
“Kendisini tanıdığımda ben evliydim, o da evliydi. Ankara’da tanıştık, Sanatseverler Derneği’nde -hiç unutmuyorum-… O bana herhalde bir arkadaşıyla, yani Ülkü Tamer’le evli ve edebiyata düşkün genç bir kız olarak ilgi gösterdi ama çok sıradan bir ilgi gösterdi. Ben de onun, sandığımdan çok daha -nasıl söylesem- daha derin demeyeyim de, daha keşfedilmeye değer bir insan olduğunu düşündüm.”
Verimliydi aşkları. Cemal Süreya durmadan yazdı… Aşk’a, sevgiye, cinselliğe dair en güzel cümleleri şiir olup akıyordu sevgiliye
Umudu da umutsuzluğu da kabullendiler. Cemal süreya; “Daha n’en olayım isterdin, Onursuzunum senin!” sözlerinde açıkladı bitmez karmaşasını
Tomris Uyar pek az konuşurdu ilişkisi hakkında. Cemal Süreya’dan bahsederken bir şair eleştirmeni edasındaydı.
Ancak ayrıldıktan sonra bir kaç kez bahsetmişti özelinden ve şöyle demişti Tomris Uyar; “Cemal beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı. ‘Senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikâyen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak’ dedi ve doğrusu hiç yazmadı.”
Bir de gülümseten hikayelerinden var elimizde. Tomris Uyar’ın anlatımıyla Cemal Süreya’nın “şahsiyet rötarı”
Her akşam işten çıkıp şıp diye eve damlıyordu Cemal Süreya. Bir gün Tomris Uyar, ‘Biraz gez dolaş, arkadaşlarınla falan buluş’ dedi. Ertesi gün geç geldi Cemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç geldi. Bu akşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyi açan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i gördü ve gerçek ortaya çıktı. Her akşam iş çıkışı eve geliyor ama aşağıda oturup ‘gecikiyordu’ Cemal Süreya… Tomris Uyar tarafından durumun adı derhal kondu: Şahsiyet Rötarı…”
Ailesi sürgünlere maruz kalan, insanı ve aşkı ele geçirmeye çalışan sıkı yönetim dönemlerini iliklerinde hisseden şairimizin duygularına aşkını da dahil ederek yazdığı işte o şiir
Ay ışığında oturuyorduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm
Sonunda, caddelere çıkardım
Kaynağından;
Evime götürdüm, yatağımda
Kasığından…
Sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından;
Evime götürdüm, yatağımda
Kasığından öptüm seni,
Öptüm öptüm…