South Park sessizliği de deniyor. Yaşanan anın geri dönülemez etkisi, bişeyler yapıp o anı ileriye taşıyamama çaresizliği… Zamanın anlamını yitirdiği, kişinin ağırlığının kuş kadar kaldığı, neredeyse uzay boşluğunda kaybolmaya başladığı anlar. Ya da edebiyat kasmadan, bilezik gibi geçirmek, fesleğen gibi oturtmak diyelim.
Oğuz Haksever’i için için “Bez yok mu ulan! bez getirin banaaa” diye haykırtan yandaş ortamlarda bile hâlâ konuşulan ayar
O konuyuuu birass sonradaan A? aa ayrıldı o, bizz onu kasttett?
Gürcan Bilgiç’in asistini rövaşata ile ağlarla buluşturan Levent Tüzemen
Bilgiç’in bir anlık dalgınlığı bakışlarının uzay boşluğunda kaybolup gitmesine sebep olmuştu.
Bazen damadının kanalında, soru soracak gazeteceyi kendin seçsen de…
https://www.youtube.com/watch?v=1fkskd7zInY
Hülyalara dalıp gitmek, gitmek, gitmeek…
Fatih Altaylı’ya dünyanın en uzun 5 saniyesini yaşatan okyanuslar kadar derin sessizlik
https://www.youtube.com/watch?v=W0VHiqSU-Gc
Bazen unutmak istersin birşeyleri… Gitmek istersin gidemezsin, sil baştan diyemezsin.
Ayarın şiddetinden istemsizce devinime geçen tertemiz pırıl pırıl bir Tuğçe kafası
https://www.youtube.com/watch?v=D68zsCOxOYU
O andan kurtulmak için elin refleksle kahveye gitmesi.
Ben iktidar yalakasıyım? Evet Öylesin!
https://www.youtube.com/watch?v=oBcZOfDkodI
Konuşma, “Ben Salak mıyım, Evet salaksın” gibi enteresan soru cevaplarla devam ediyordu…
“Onlayı da bana soysunlay tabi tabi soysunlay” derken 3 yaşına dönen bir selvi boylu
Nazlı Ilıcak’tan rakibini paralize eden hamle.
Mirgün Cabas ile karakter analizi
AKP’den de seçilemedi de komple kurtulduk. Daha fazla ayar için şu listemizden de devam edebilirsiniz.