10 Temmuz 1830 yılında doğan Jacob Abraham Camille Pissarro izlenimci Fransız ressamdır. İzlenimcilik ve Art izlenimcilik akımlarına yaptığı katkıların dışında başta Paul Cézanne ve Paul Gauguin olmak üzere birçok farklı sanatçıya verdiği destekle tanınır. Akımın diğer önemli isimleri olan Claude Monet ve Alfred Sisley gibi isimlerin aksine su ve ışığın sudaki yansımalarının etkisi yerine kuru yerleri resmeden ressam renkten çok yapı ve biçim üzerinde durdu. Köy ve kırsal yaşam ise tablolarındaki ana temalardı. Sizler için Camille Pissarro kimdir anlattık.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Dünyaca Ünlü “Çığlık” Tablosunun Yaratıcısı Norveçli Ressam Edvard Munch Kimdir?”
Camille Pissarro 1830 yılında doğdu
Pissarro, 10 Temmuz 1830’da Frederick ve Rachel Manzano de Pissarro’nun çocuğu olarak Virgin Adaları’nın başkenti olan Charlotte Amalie’de dünyaya geldi. 12 yaşındayken babası onu Fransa’daki yatılı okula gönderdi. Paris yakınlarındaki Passy’deki Savary Academy’de okudu. Tatillerini ise Charlotte Amalie’de geçirmeye devam etti. Genç bir öğrenciyken erkenden Fransız sanat ustalarının takdirini kazandı.
Mösyö Savary, ona çizim ve resim konusunda güçlü bir zemin sağladı, on yedi yaşındayken ona St.Thomas’a döndüğünde doğa resimleri çizmesini önerdi. Ancak geri döndüğünde babası onun kendi işinde çalışmasını istedi ve ona kargo memuru olarak iş verdi. Önündeki beş yılda, molalarda ve iş bitiminde çizim alıştırması yapmak için her fırsatı değerlendirdi.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Vincent van Gogh: Dünyanın En Fazla Tanınan Ressamı Kulağını Neden Kesti?”
Paris’te eğitim gördü ve oradaki sanat endüstrisini eleştirdi
Camille Pissarro, Paris’te ressam Anton Melbye’ın asistanı olarak çalıştı. Burada kendi tarzına etkide bulunan pek çok sanatçının resimlerini inceledi. Ayrıca École des Beaux-Arts ve Académie Suisse gibi okullarda Jean-Baptiste-Camille Corot, Gustave Courbet ve Charles-François Daubigny gibi ustalar tarafından verilen çeşitli eğitim ve öğretim sınıflarına kaydoldu. Ancak sanat tarihçisi John Rewald, Pissarro’nun sonunda öğretim yöntemlerini “boğucu” bulduğunu söylemiştir.
Bu, onu Corot’tan talep ettiği ve aldığı alternatif öğrenimi aramaya yöneltti. Corot, Pissarro’yu sanat yaşamının ilk günlerinde en çok etkileyen kişi oldu. Pissarro, 1864 ve 1865 Paris Salonu kataloglarında kendisini Corot’nun öğrencileri arasında saydı. İlerleyen yıllarda kendini geliştirmeye devam etti ve yüzlerce çizim yaptı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Louis Wain: Kediler Hakkındaki Algıları Değiştiren İngiliz Ressam”
Askerler Pissarro’nun tablolarının büyük bir çoğunluğunu yok ettiler
1870-1871’de Fransa-Prusya Savaşı patlak verdiğinde, Pissarro sadece Danimarka vatandaşlığına sahip olduğu için orduya katılamadı. Bu nedenle ailesiyle birlikte Londra’ya yakın bir köye gitti. Londra’da Constable ve Turner gibi İngiliz sanatçıların eserlerinden ilham aldığı Monet ile tanıştı. Pissarro savaştan sonra Fransa’ya döndüğünde, 20 yılda yaptığı 1.500 tablodan sadece 40’ının sağlam olduğunu gördü. Askerler, Pissarro’nun diğer tablolarını botlarını temizlemek için yer paspası olarak kullanmışlardı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Barok Sanatının Öncüsü Olan Bir Katil: Ünlü İtalyan Ressam Caravaggio Kimdir?”
Camille Pissarro, sanatçılardan oluşan bir kolektif kurdu
1874’te Pissarro, Salon’a alternatif olarak bir sanatçılar kooperatifi kurdu. Aynı yıl grup, daha sonra ilk İzlenimci gösteri olarak bilinen Paris’teki ilk sergisini gerçekleştirdi. Çalışmalarını sergileyenler arasında Monet, Renoir, Sisley, Cézanne, Degas ve Morisot vardı.
Bir kolektif olarak Empresyonist sanatçılar, ışığın ve rengin değişken doğasını yakalayarak çevrelerindeki modern dünyayı yansıtmak istediler. Geleneksel kompozisyonların üzerinde doku, ton ve yüksek tonlu renklere odaklandılar.
Kariyerinin çoğunda başarısız oldu
İlk İzlenimci sergiye halkın ilk tepkisi ılımlıydı ve Pissarro derinden etkilendi. O sırada kişisel zorluklar da yaşıyordu. 9 yaşındaki kızı Jeanne sergi açılmadan sadece bir hafta önce ölmüştü. Sonraki sergilerde de büyük bir popülerlik kazanamamışlardı. Bu nedenle 1879’daki dördüncü sergiye kadar grup yavaş yavaş dağılmaya başladı. Buna rağmen Pissarro, Salon’a geri dönmeme konusunda kararlıydı.
Camille Pissarro, Neo-Empresyonizm ile ilgilenmeye başladı
Pissarro, Fransa köy ve şehir hayatına dair pek çok tablo yaptı. Hem Pontoise çevresine ait manzara resimleri hem de Montmartre görüntüleri resmetti. Olgunluk dönemi çalışmalarında işçilere ve köylülere olan sempatisi fark edilebilir. Bu aynı zamanda ressamın politik eğilimlerinin de kanıtıdır. Sanatçı yaşlılığında Paul Cézanne ve Paul Gauguin’e akıl hocalığı yaptı. Cézanne’ın Pissarro’nun etkisiyle donuk renkleri bırakarak izlenimcilerin tercih ettiği parlak renklere geçtiği bilinmektedir. Ayrıca Kaliforniyalı izlenimci Lucy Bacon’a, eserleriyle ilham kaynağı oldu.
Pissarro kısa süre sonra Neo-Empresyonist tarzdan uzaklaştı.
Sekiz çocuğundan altısı sanatçı oldu
Pissarro, 1871 yılında annesinin hizmetçisi Julie Vellay ile evlendi ve bu evlilikten sekiz çocuğu oldu. Sekiz çocuğundan altı tanesi ressamlıkla ilgilendi. Günümüzde bile Pissarro ailesi hala sanatla yoğun bir şekilde ilgileniyor.
Camille Pissarro 13 Kasım 1903 yılında vefat etti
Pissarro, 13 Kasım 1903’te sepsisten öldü. Hayatının sonunda, eleştirel bir tanınma ve övgü kazanmaya başladı ve 20. yüzyıl boyunca İzlenimcilikte kilit bir figür olarak doğru bir şekilde tanındı. Paris’teki sekiz İzlenimci serginin tümünde çalışmalarını sergileyen tek sanatçı oldu ve sanat dünyasına çok büyük katkılarda bulundu.
Pissarro’nun resimlerinin çoğu 1930’larda Naziler tarafından yağmalandı
Pissarro’nun resimlerinin birçoğu Nazi savaş çabalarını finanse etmek için satıldı. Bazıları ise Hitler’in kişisel müzesine gönderildi veya yetkililer tarafından kişisel kazanç için takas edildi. Her şeye rağmen, Pissarro’nun çalışmaları sanat dünyası ve ötesinde kalıcı bir miras bıraktı.