MÖ 20 Temmuz 356 – MÖ 10 Haziran 323 yılları arasında yaşayan Büyük İskender, iktidarda olduğu süre boyunca Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika’da eşi benzeri olmayan askeri seferlere çıktı ve 30 yaşına geldiğinde Yunanistan’dan Kuzeybatı Hindistan’a kadar uzanan antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurdu. Hükümdarlığı boyunca hiçbir savaşta yenilmedi ve tarih boyunca birçok komutan onu örnek aldı. Sizler için dünyanın en büyük hükümdarlarından olan Büyük İskender kimdir anlattık ve Büyük İskender kaç yaşında dünyayı fethetti, İskender kime yenildi ve İskender’in mezarı nerede gibi soruları yanıtladık.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Zeus’tan Athena’ya: Yunan Mitolojisindeki Tanrı ve Tanrıçalar Hakkında Bilmeniz Gerekenler”
Büyük İskender’in Grekçe olan ana dilindeki adı Aleksandros’tur
Hükümdarlığı sırasında yürüttüğü geniş fetih seferleri ve kazandığı savaşlar sayesinde Büyük Aleksandros anlamına gelen Aleksandros ho Mégas olarak anılmaya başlamıştır. Türkçe kaynaklarda çoğunlukla geçtiği haliyle İskender adı ise Arapçadan Türkçeye geçmiştir. Yine kumandanlık başarıları nedeniyle Türkçe’de “büyük” şanıyla anılan İskender’den ayrıca İskender Rumî, İskender Yunanî ve Makedonyalı İskender adlarıyla da bahsedilmektedir.
İskender, Makendonya Krallığı’nın başkenti Pella’da doğdu. Babası Mekadon Kralı II. Filip, annesi Epir Kralı I. Neoptolemus’un kızı Olimpia idi.
Büyük İskender, 16 yaşına kadar ünlü filozof Aristoteles tarafından eğitim gördü ve 20 yaşında tahta çıktı
MÖ 336’da babası II. Filip suikasta uğradıktan sonra İskender, 20 yaşındayken güçlü ve deneyimli bir orduya hükmetmeye başladı. İktidarını sağlamlaştırmak için kuzeni IV. Amyntas’ı idam ettirdi. Ayrıca Lyncestis bölgesinden iki Makedon prensini öldürdü. Daha sonra ona Yunanistan’ın lideri unvanı verildi. İskender bu unvanı babasının Pers İmparatorluğu’nun fethi için Yunanları bir araya getirmeyi amaçlayan Pan-Helenistik tasarısını hayata geçirmek için kullandı.
İskender, Asya’ya geçmeden önce kuzey sınırlarını korumak istiyordu. MÖ 335 baharında birkaç isyanı bastırmak için ilerledi. Amfipolis’ten başlayarak doğuya, “Bağımsız Trakyalılar” ülkesine gitti ve Haemus Dağı’nda Makedon ordusu tepelerde yer alan Trakya güçlerine saldırdı ve onları yendi. İskender kuzeye doğru ilerlerken Thebaililer ve Atinalılar isyan ettiler. Diğer şehirler tereddüt etse de, Thebai savaşmaya karar verdi. İskender, Thebai’i bozguna uğrattı ve şehrini yerle bir etti. Bu olay Atinalıların çekinmesine sebep oldu ve Yunanistan’da geçici olarak barış sağlandı. Bunun üzerine İskender, Antipatros’u naip olarak bırakarak Asya seferine çıktı.
Büyük İskender, Pers İmparatorluğu’nu fethetmek amacıyla Asya seferine çıktı
İskender, tahta çıktığından beri Pers İmparatorluğu’nun fethetmek istiyordu. Babasının kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. İskender, yönetimi Antipatros’a bıraktı ve MÖ 334’te toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 bin Makedonyalı ve Helen Birliği’ne bağlı 7 bin asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından mükemmel olan orduya mühendis, mimar, bilim adamı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu.
İskender, Pers ordularıyla ilk kez Granikos Savaşı’nda karşı karşıya geldi. Bu çarpışmada elde ettiği zafer ona Batı Anadolu’nun kapılarını açtı. Hemen buradaki iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı ve kendisine direnen kentleri teslim olmaya zorladı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler”
Daha sonra İskender, Pers hükümdarı III. Darius’u kesin bir yenilgiye uğrattı
İskender, bugünkü İskenderun topraklarının yakınında kamp kurduğunda, Pers hükümdarı III. Darius da Pinaros Çayı kıyısında savaş düzeni almıştı. Bu karşılaşmayı izleyen İssos Çarpışması sonucunda III. Darius bozguna uğradı ve ailesini savaş alanında bırakarak kaçtı. Bu zaferden sonra İskender, Pers ordularını üssüz bırakmak amacıyla Suriye ve Fenike’ye ilerledi. Pers kentlerini kolayca ele geçirse de, Tiros önünde güçlü bir direniş vardı. Tiros, 7 ay boyunca kuşatmaya karşı koymayı başardı. Fakat bir süre sonra Tiros şiddetli saldırılara daha fazla direnemeyerek MÖ 332 yılının Temmuz ayında düştü. İskender’in en büyük askeri başarısı sayılan bu harekata geniş çaplı bir yağma eşlik etti. Kentteki bütün erkekler öldürüldü, kadın ve çocuklar da köle olarak satıldı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Binlerce Yıl Önce Yapılmasına Rağmen Günümüze Kadar Ulaşmayı Başaran Dünyanın En Eski 13 Tapınağı”
İskender’in sıradaki hedefi Mısır ve Babil’di
Suriye’yi Parmanion’a bırakarak güneye ilerleyen İskender, Gaza’da iki ay süren direnişe son verdikten sonra MÖ 332 yılının Kasım ayında Mısır’a girdi ve halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandı. Kışı Mısır’da yönetimi düzenlemekle geçirdi. Mısırlı yöneticiler atamakla birlikte, orduyu Makedonyalıların komutasında tuttu. Günümüzde İskenderiye olarak anılan Aleksandreya kentini kurdurdu.
Suriye’ye Makedonyalı bir satrap atadıktan sonra Mezopotamya’ya ilerledi ve temmuzda Fırat kıyısındaki Tapsakos’a vardı. Gaugamela Savaşı’nda III. Darius ile tekrar karşı karşıya geldi ve onu yine bozguna uğrattı. Bunun üzerine III. Darius savaş alanından kaçtı. Güneye yönelip Babil’i aldı ve burada Mazayos adında bir Pers’i satrap olarak atadı. Ardından Susa’ya girdi ve Zagros Dağları’nı aşarak İran’ın içine doğru ilerledi. Persepolis’te I. Kserkses’in sarayını törenle yaktı.
Hindistan’ın fethi
Ele geçirdiği ülke halklarından yeni askerler toplayarak engebeli arazide savaşma yeteneğine sahip yeni bir ordu oluşturan İskender, MÖ 327 yazında Hindistan’a gitmek üzere yola çıktı. Piyade ve süvarilerden oluşan ordusunda 35 bin asker bulunuyordu. Hindukuş Dağları’nı ikinci kez geçen gözü pek hükümdar, MÖ 326 baharında İndus Irmağı yakınındaki Taksila’ya girdi. Hydaspes ile Akesines ırmakları arasındaki bölgenin hükümdarı Poros’u, Hidaspes Çarpışması’nda yenilgiye uğrattı. Esir olarak ele geçirilen Poros’u affetti ve dost oldular.
Büyük İskender, hükümdar olduktan sonra o zamanki dünyanın yarısını 13 yılda fethetti ve hiçbir zaman yenilgiye uğramadı.
Büyük İskender neden öldü? Mezarı nerede?
Hindistan’ın fethinden sonra Büyük İskender, vatan hasreti çeken birliklerinin yoğun talepleri üzerine geri döndü ve bir süre sonra başkent olarak ilan etmeyi planladığı Babil’e gitti. Babil’de uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra henüz 32 yaşındayken MÖ 323 yılında öldü. Büyük İskender’in ölümüne neyin sebep olduğu bilinmiyor, ancak ölmeden önce yüksek ateşi olduğu ve konuşup yürüyemediği bilinmektedir. Kimileri Büyük İskender’in doğal sebeplerden dolayı öldüğünü düşünürken, kimileri ise şölen sırasında zehirlenerek öldürüldüğüne inanmaktadır. Tarihçilerin çoğu onun ölümünü sıtma, çiçek hastalığı, tifo ateşi ve lösemi gibi hastalıklara dayandırmaktadır. Bazı bilginler ise Büyük İskender’in ölüm sebebinin alkol olduğunu varsaymaktadır.
Cenazesi önce Memfis’e, oradan İskenderiye’ye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu. Büyük İskender’in mezarının yeri bilinmemekle birlikte hala aranmaktadır. Ölmeden önce kendisine bu kadar büyük bir imparatorluğu kime bıraktığı sorulduğunda ise son söz olarak “en güçlünüze” cevabını verdiği söylenmektedir.
Kaynak: 1