Biyografik bir film izledikten sonra yaptığınız ilk şey ne? Hemen internete girip hayatı beyaz perdeye aktarılan kişinin gerçek fotoğraflarına bakmak sanırız. İzlediğimiz hayatı kimi yaşadığı en çok merak ettiğimiz şeylerden biri. Listelist olarak sizi bir zahmetten kurtarmak istedik ve 21 biyografi filminin oyuncularını ve gerçek hallerini yan yana getirdik. Birçok kişinin merakına son verecek bu içerik bir seri halinde devam edecek. İşte karşınızda 21 hayat ve onları canlandıran oyuncular.
Sizce benziyorlar mı?
Not: Film özetleri beyazperde.com sitesinden alınmıştır.
1. The İmitation Game / Yapay Oyun: Alan Turing / Benedict Cumberbatch
II. Dünya Savaşı Nazi Almanyası’nın hâkimiyetinde birden çok cephede çok çetin biçimde devam etmektedir. İngiliz İstihbaratı tüm yoğun çabalarına ve yüzlerce kişiyi çalıştırmasına rağmen Almanların kullandığı Enigma şifreleme sistemini çözmeyi başaramamıştır. Almanların çok gizli bir biçimde şifrelediği bu yazışmalar, İngilizlere ve müttefiklerine çok ağır kayıplara mal olmuştur. Çözüm olarak İngiliz hükümeti Deniz Kuvvetleri Komutanlığı çatısı altında ülkenin en iyi şifre çözen beyinlerini ve kriptoloji uzmanlarını toplar. Bu isimlerden biri de farklı çalışmalarıyla tanınan ve kendi yöntemlerinden ödün vermeyen genç profesör Alan Turing’dir. Turing’in ekibe katılması dengeleri alt üst edecek ama o güne kadar hiç denememiş büyük çaplı bir girişimin de kapısını aralayacaktır.
Ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing’i filmde Benedict Cumberbatch canlandırırken kendisine Keira Knightley, Matthew Goode, Rory Kinnear ve Allen Leech eşlik ediyor.
2. Julie & Julia: Meryl Streep / Julia child
ABD’nin en sevilen kadın oyuncusu olduğu su götürmez olan Meryl Streep’in başrolde yer aldığı Julie & Julia, iki gerçek hikayeye yaslanıyor. Film, zaman ve mekan olarak ayrı olsa bile hayatları iç içe geçen iki kadının, tutku ve cesaretle hiçbir şeyin imkansız olmadığını anlatması üzerine kurulu bir romantik dram olma özelliğini taşıyor. Julie & Julia, 4. Rome Film Festival’in kapanış filmi olacak. Filmin yönetmenlik koltuğunda oturan Nora Ephron ise Meryl Streep’in performansından çok memnun kaldığını ve sanatçının yine Oscar’ların en büyük adayı olacağından emin olduğunu belirtiyor.
3. Into the Wild / Özgürlük Yolu: Emile Hirsch / Christopher McCandless
Into the Wild, bir metropolden vahşi hayata, kirlilikten saflığa ve temizliğe dönüş hikayesidir. Önemli bir üniversiteden dereceyle mezun olan Christopher aynı zaman başarılı bir atlettir de. Mezuniyet sonrası verilen bir davette ailesine istediği hayatın bu olmadığını, bir şeylerin eksik ve yanlış olduğunu söyler. Genç adam tüm mal varlığını hayır kurumuna bağışlayıp sahip olduğu her şeyi evinde bırakarak bambaşka bir hayata doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Alaska’nın ıssız ormanlarında sona eren bu yolculuk esnasında ve sonrasında Christopher, hayatını kökünden değiştirecek bazı kişilerle tanışarak, hayatın anlamını ve ölümün kaçınılmazlığını en sert haliyle deneyimleyecektir.
Ünlü oyuncu Sean Penn’in yönetmenliğini üstlendiği, iki dalda OScar’a aday gösterilen filmin başrollerinde Emile Hirsch ve Vince Vaughn bulunuyor.
4. A Mighty Heart / Güçlü Bir Yürek: Angelina Jolie / Mariane Pearl
Wall Street Journal muhabiri olan Daniel Pearl, Pakistan’da görev yaparken terörist bir örgüt tarafından kaçırılır. Serbest bırakılmasına dair yapılan tüm çağrılara rağmen öldürülünce gazeteci eşi Mariane Pearl, bu ülkeye gitmeye karar verir. Pakistan’da yaşadıkları ve kocasının bütün dünyayı üzüntüye boğan ölümünün ardındaki sır perdesini aralama çabalarını anlatan film, yaşananların sadece görünenden ibaret olmadığına değiniyor.
5. Monster / Cani: Charlize Theron / Aileen Wuornos
Film, Amerikan’nın ilk kadın seri katili olan Aileen Wuornos’un gerçek hayat hikayesini anlatan karanlık bir hikayedir. Wuornos’un zor ve acımasız bir çocukluğu olmuştur. Tacize uğramış ve uyuşturucu bağımlısı olmuştur. On üç yaşına geldiğinde bir hayat kadın olup aynı yıl hamile kalmıştır. Sonunda hayatını, yol üstündeki kamyoncuları tatmin eden bir oto yol fahişesi olarak kazanmaya başladığı Florida’ya yerleşir. Hikaye 1989-1990 arasında 9 aylık bir döneme odaklanıyor. Bu dönemde Wuornos’nun, Selby adında bir lezbiyenle ilişkisi olur. Aynı dönemde, seks haricinde para kazanabilmek için müşterilerini öldürmeye başlar. Bir zaman sonra durum, başka bir boyuta ulaşır. Wuornos’nun içindeki soğuk kanlı katil kavramından öte oto yol fahişelerinin, seri katillerin kurbanı olmak durumu gündeme yerleşir.
6. The End of the Tour / Yolun Son: Jason Segel / David Foster Wallace
Başrollerini Jesse Eisenberg ve Jason Segel’in paylaştığı The End Of The Tour yazar David Foster Wallace ve onunla röportaj yapan gazeteci David Lipsky’nin gerçek hikayesinden uyarlandı. Filmin yönetmeni James Ponsoldt.
7. Black Mass / Kara Düzen: Johny Depp / Whitey Bulger
Güney Boston bölgesinin en azılı suçlularından biri ve aynı zamanda eyalet senatörünün de erkek kardeşi olan James “Whitey” Bulger İrlandalı bir mafya babasına dönüşürken Güney Boston sokaklarında birlikte büyüdüğü John Connolly başarılı bir FBI ajanı olmuş ve Boston ofisinin en önemli figürü haline gelmiştir. İkilinin yolları yıllar sonra ortak düşmanları olan İtalyan mafyasını ortadan kaldırmak için tekrar kesiştiğinde John, mafya liderini kendisiyle işbirliği yapmaya ikna edecektir.
8. Frida: Salma Hayek / Frida Kahlo
Sanat dünyasının ‘ilk’lerinden ve en özel kişilerinden biri… Bir ressam: Frida Kahlo… Kocası Diego Rivera ile oldukça ilginç ve modern bir ilişkisi vardır. Bunun yanısıra politik ve cinsel özgürlüğün asla kısıtlanamayacak özgürlükler olduğuna inanmaktadır. Peki Frida, baskıcı dönemin ‘önemli’ ve ‘tek’ kadın ressamı olurken neler yaşanmış, neler düşünmüş ve neler konuşmuştur?
9. Grace of Monaco / Monako Prensesi Grace: Nicole Kidman / Grace Kelly
Hollywood’un Altın Çağı’nın en büyük yıldızlarından biri olan Grace Kelly, kariyeriyle ilgili her şeyin yolunda gittiği bir dönemde aşık olur ve Monako prensi, Prens 3. Rainier ile yaşadığı aşk, onu çok sevdiği mesleğine son vermek zorunda bırakır. İkili, Yüzyılın Düğünü olarak adlandırılan görkemli bir düğünle evlendikten sonra ünlü aktris resmi olarak Monako prensesi olur. Saray hayatına ve bu çevrenin kurallarına uyum sağlamaya çalışan ‘Monako Prensesi’nin karşılaştığı tek güçlük bu olmaz. Bu dönemde meydana gelen ve Fransa ile Monako arasında patlak veren politik krizler genç krallığı günden güne daha fazla yıpratmaya başlar.
10. The Pianist / Piyanist: Adrian Brody / Wladyslaw Szpilman
Roman Polanski’nin üç Oscar kazanan filmi İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir dramı konu alır. Polonya’lı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşamanın imkansızlaştırıldığı bir dönemde, bir şekilde esir kampına gitmekten kurtulan ünlü piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesine odaklanır. Varoşlarda tam anlamıyla sefil bir hayat süren müzisyen, diğer halkla birlikte, kıtlığa ve aşağılanmalara maruz kalsa da kahramanca mücadele edecektir. Günü gelip oradan kaçma şansı bulduğundaysa başkentin harabelerine sığınacak, beklemediği bir anda gelen bir yardımla umudunu yeniden kazanacaktır.
11. The Schindler’s List / Schindler’in Listesi: Liam Neeson / Oskar Schindler
Film, Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alıyor. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan film, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayılan ve ona Oscar kazandıran bir yapımdır. Film, 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı. Filmin kazandığı Oscar’lar şöyle : En İyi Film, Yönetim, Kurgu, Sanat Yönetimi, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.
12. 127 Hours / 127 Saat: James Franco / Aron Ralston
Yaşanmış gerçek iç burkan bir olaya dayanan 127 Saat, Oscarlı yönetmen Danny Boyle’un ‘Slumdog Millionaire’den sonraki çalışması. Genç dağcı Aron Ralston, kimseye haber vermeden çıktığı yolculuğunda Utah yakınlarında Moab bölgesinde büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. 5 gün boyunca hayatta kalmak için elinden geleni yapan Aron’ı oradan kurtaracak kimse yoktur. Tek çaresi yine kendisidir…
13. The Danish Girl / Danimarkalı Kız: Eddie Redmayne / Einar Wegener (Lili Elbe)
David Ebershoff’un aynı isimli kitabından uyarlanan Danimarkalı Kız, Lili Elbe ve Gerda Wegener’in gerçek yaşamlarından esinlenen çarpıcı bir aşk hikayesi. Yönetmeni Oscar ödüllü Tom Hooper olan film, Lili’nin bir transgender olarak çığır açan yolculuğunu ve Gerda ile olan evliliklerinin sıradışı öyküsünü anlatıyor.
14. İntouchables / Can Dostum: François Cluzet, Omar Sy / Philippe Pozzo di Borgo, Driss
Zengin bir iş adamı ve aristokrat olan Philippe, yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonrası felç olur ve boynundan aşağısı kullanamaz hale gelir. Driss ise hapishaneden henüz yeni çıkmış bir işsizdir. Philippe 7 gün 24 saat boyunca bakımını üstlenmesi için Driss’i evine yatılı yardımcı olarak alınca ikisinin de dünyası değişecektir. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana gelmeyecek bu ikili iyisiyle kötüsüyle hayatın tadını beraber çıkarmaya başlarlar.
15. Yip Man / İp Man: Donnie Yen / Yip Man
1930’lu yılların Çin’inin Foshan bölgesinde çeşitli okullar dövüş sanatlarıyla ilgilenmekte ve birbirlerine karşı yarışmaktadırlar. WingChun dövüş tekniğinin ustası Ip Man, Foshan çevresinin en yetenekli dövüşçüsüdür. Hünerlerini sergilemeyi ve gösteriş yapmayı pek sevmeyen adam öğrenci eğitmeyi de kabul etmez. Tüm günlerini antrenman ve arkadaşları için ayıran Ip Man profesyonel bir dövüşçü olmasa da gizli saklı yapılan yerel dövüşlerde sergilediği hünerlerle önemli bir kesimin ilgisini çekmiş, saygıyla karşılanmıştır. Jin Shanzhao isimli ünlü bir dövüşçüyü yendiğinde ise ünü geniş bir alana yayılır…
16. The Cindirella Man / Cindirella Man: Russel Crowe / James Braddock
Ekonomik buhranın hüküm sürdüğü 1930’lu yıllar Amerikası’nda hayatını limanlarda işçilik yaparak idame ettiren Jim’in ailesine bakma gibi büyük bir sorumluluğu vardır. Bu yükümlülük için tutkuyla bağlı olduğu boks sporunu bırakmak zorunda kalan genç adam gerçekleşemeyecek de olsa hayaline sıkı sıkıya tutunmaktadır. Ancak rastlantı eseri boks şampiyonu Max’le dövüşmesi işleri değiştirecektir. Tam bir unvan maçı olan bu karşılaşmayı kazandığı takdirde şampiyon olma onuruna erişecek olan Jim’i saatler süren bir maç beklemektedir. Bu maç Jim’in hayatında neleri değiştirecektir?
17. Ali: Will Smith / Muhammed Ali
Yıl 1964… Cassius Clay azılı rakibi Sonny Liston’ı yener ve boksta dünyanın en iyisi olma ünvanını kazanır. Ardından gelen on yıl boyunca ünlü boksör tüm dünya tarafından tanınan efsane bir kişilik haline gelir. Tüm dünya tarafından ilgiyle takip edilen efsane boksçu müslümanlığı seçerek bir kez daha tüm ilgiyi üzerine çeker. O artık Muhammet Ali’dir ve halen daha boks evreninde mucizeler yaratmaktadır, ta ki Vietnam Savaşı’na katılmayı reddedene kadar…
18. La Mome / Kaldırım Serçesi: Marion Cotillard / Edith Piaf
Ünlü Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın hayatını konu alan Kaldırım Seçesi, şarkıcının çocukluğundan ölümüne kadar olan sürede, başarılarını, özel hayatındaki çöküşleri ve hayalkırıklarını ele alıyor.
19. The Aviator / Göklerin Hakimi: Leonardo di Caprio / Howard Huges
Film, hiçbir şey olanı milyarlara dönüştüren Howard Huges üzerine bir biyografik çalışmadır. Kendisi havacılık ve sinema alanında parlasa da aşk hayatı da yeterince göz kamaştırıcıdır. İkinci Dünya Savaşında bile uçaklarını savaş uçaklarına uyarlayarak kariyerini yukarılara çıkartmıştır. Ancak her şey Hughes için doğru değildir çünkü onun kendi üzerinde yarattığı baskı birçok erkeğin asla tahammül edemeyeceği türdendir. Gökler Hakimi’nde dikkati çeken isimler Leonardo DiCaprio ve Cate Blanchett olarak seyircisi ile buluşuyor.
20. The İnfiltrator: Bryan Cranston / Robert Mazur
ABD’li Gümrük Memuru, Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın karıştığı kara para aklama düzenini ortaya çıkarır. Brad Furman filmin yönetmenliğini üstlenirken, filmin başrollerde ise; Bryan Cranston, John Leguizamo, Diane Kruger, Amy Ryan gibi isimleri görüyoruz.
21. The Revenant / Diriliş: Leonardo di Caprio / Hugh Glass
Hugh Glass kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem yerli Kızılderililer hem de Fransız birlikleri kol gezmektedir. Bir av ertesinde bir boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralanan Glass’ı, yavaşlamamak adına ekibi ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır…