Bitkiler yüzyıllardır hastalıkların tedavi edilmesinde önemli bir rol oynuyor. Modern çağın tıbbi gelişmelerine rağmen bitkisel ilaçlara yönelik küresel talep hala artış gösteriyor. Öyle ki bitkisel tedavi endüstrisi yılda yaklaşık 60 milyar dolar hasılat elde ediliyor. Bazı insanlar diğer ilaçlardan daha uygun fiyatlı olduğu için bitkileri kullanmayı tercih ediyor. Bu durum tabi ki sadece insanların kişisel tercihine göre şekillenmiyor. Alanında uzman insanların onayıyla bitkisel tedaviye başlamak gerekiyor. Çünkü bazı bitkilerin fazla kullanımı yarardan çok zarar getirebiliyor. Öte yandan bu bitkiler medikal tedavi sürecini desteklemesi için kullanılıyor. Bu nedenle herhangi bir hastalığınız olduğunu düşünüyorsanız önce doktorunuza başvurmanız gerekiyor. Bu içeriğimizde dünyanın en çok kullanılan 9 şifalı bitkisini listeledik. Keyifli okumalar…
1. Ekinezya
Koni çiçeği olarak da bilinen ekinezya, dünyanın en popüler bitkisi arasında bulunuyor. Çiçekli bir bitki olan ekinezya, yaprakları ve kökleriyle birlikte tıbbi amaçlarla kullanılıyor. Ancak çoğu insan köklerin daha güçlü etkiye sahip olduğuna inanıyor. Bu bitki özellikle kış aylarında görülen soğuk algınlığı gibi hastalıkların semptomlarını hafifletmek için kullanılıyor. Genellikle çay şeklinde ya da kapsül takviye olarak tüketiliyor. 2020 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; Ekinezya tüketmek soğuk algınlığı riskini %20 oranında azaltıyor. Bu bitkinin uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için yeterli veri bulunmuyor. Ancak kısa süreli ekinezya kullanımı güvenli kabul ediliyor.
2. Ginseng
Ginseng, genellikle kökleri çay olarak demlenen ya da kurutularak toz halinde tüketilen bir bitkidir. Bu bitki enflamasyonu azaltmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve bedenin enerjisini artırmak için geleneksel Çin tıbbında sıklıkla kullanılıyor. Gingeng’in birkaç çeşidi bulunuyor. En popüler olanları Çin ve Amerika’da üretiliyor. Çin’de üretilen ginsengin bedeni rahatlattığı, Amerikan ginsenginin ise daha uyarıcı olduğu düşünülüyor. Ginseng yüzyıllardır kullanılmasına rağmen etkinliğini destekleyen modern araştırmalar son derece az. Var olan çalışmalar bu bitkinin bağışıklık sistemini desteklediği ve diyabete karşı koruma sağladığını gösteriyor. Ginsengin kısa süreli kullanımı güvenli kabul edilirken, uzun vadeli kullanımının ne gibi sonuçlar doğuracağı belirsizliğini koruyor.
3. Ginkgo biloba
Mabet ağacı olarak da bilinen Ginkgo biloba, bitkisel tedavi alanında oldukça popülerdir. Çin’e özgü olan ginkgo, Çin tıbbında binlerce yıldır kullanılıyor. Günümüzde ise en çok satan bitkisel takviye olmaya devam ediyor. Güçlü antioksidanlar içeren bu bitki çoğunlukla çay olarak tüketiliyor. Bazı araştırmalar ginkgo tohumlarının zehirli olduğunu gösteriyor. Bu nedenle tohumların çok küçük miktarda tüketilmesi gerekiyor. Ginkgo’nun kalp hastalığı, bunama, depresyon ve cinsel işlev bozukluğu başta olmak üzere çeşitli hastalıklara iyi geldiği söyleniyor. Yine de tüm bunları doğrulayan bilimsel bir araştırma bulunmuyor. Çoğu insanın vücudu bu bitkiyi tolere edebiliyor. Ancak ginkgo; baş ağrısı, çarpıntı ve cilt reaksiyonları gibi yan etkilere neden olabiliyor
4. Mürver
Alternatif tıbbın baş tacı bitkilerinden biri olan mürver, çok yıllık çiçekli bir bitkidir. Test çalışmaları bu bitkinin antioksidan, antimikrobiyal ve antiviral özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Mürver çok uzun yıllardır baş ağrısı, diş ağrısı, soğuk algınlığı, viral enfeksiyonlar ve kabızlığı gidermek için kullanılıyor. Mürverin standart bir dozajı bulunmuyor. Şurup ya da pastil olarak satılan bu bitki, özellikle soğuk algınlığı semptomlarını önemli ölçüde hafifletiyor. Mürveri bal ve zencefil gibi diğer malzemelerle pişirerek kendi şurubunuzu ya da çayınızı hazırlayabilirsiniz. Ancak belirtmekte fayda var: mürverin olgunlaşmamış meyvesi toksiktir. Çiğ ya da olgunlaşmamış meyve tüketmek bulantı, kusma ve ishal gibi semptomlara sebep olabilir.
5. Sarı kantaron
Sarı kantaronun kullanımı Antik Yunanistan’a kadar uzanıyor. Bu bitki yüzyıllardır uykusuzluk, depresyon, yara izini tedavi etmek ve akciğer hastalıklarını iyileştirmek için kullanılıyor. Hatta günümüzde bazı uzmanlar hafif dereceli depresyonu tedavi etmek için sarı kantaronu reçete ediyor. Birçok çalışma, kısa süreli sarı kantaron kullanımının antidepresan ilaçlar kadar etkili olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte şiddetli depresyonu olanlarda uzun süreli kullanımı önerilmiyor. Sarı kantaronun yan etkisi nispeten azdır. Bazı durumlarda alerjik reaksiyonlara, baş dönmesine ya da ağız kuruluğuna neden olabilir. Sarı kantaron bazı ilaçlarla etkileşime girdiğinde ağır sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle herhangi bir ilaç kullanıyorsanız, ilacınızın sarı kantaronla etkileşime girip girmeyeceği konusunda bir uzmana danışmanız önem taşıyor.
6. Zerdeçal
Zencefil ailesinin bir üyesi olan zerdeçal, binlerce yıldır hem yemeklerde hem de tıp alanında kullanılıyor. Güçlü anti-inflamatuar özellikleriyle dikkat çeken bu bitki; metabolik sendrom, kronik inflamasyon, ağrı ve anksiyete gibi pek çok hastalığı tedavi etmesiyle biliniyor. Zerdaçal kullanımı genellikle güvenli kabul ediliyor. Zerdeçalı yemeklerde baharat olarak kullanabilir ya da çay olarak tüketebilirsiniz. Ancak çok yüksek miktarda tüketilmesi ishal ve cilt tahrişine neden olabiliyor.
7. Zencefil
Zerdeçal gibi zencefil de yeraltında yetişen şifalı bitkiler arasında bulunuyor. Uzun yıllardır soğuk algınlığı, mide bulantısı, migren ve yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan zencefil, sayısız faydalı bileşen içeriyor. Günümüzde en fazla hamilelik, kemoterapi ve ameliyatlarla ilişkili mide bulantısını gidermek için kullanılıyor. Hayvan araştırmaları kalp hastalığı ve kanser gibi hastalıkların önlenmesinde zencefilin faydalı olduğunu ortaya koyuyor. Bazı araştırmalar ise düzenli zencefil kullanımının kan pıhtısı riskini azaltabileceğini öne sürüyor. Zencefilin olumsuz yan etkileri yok denecek kadar azdır. Ancak çok yüksek dozlarda tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.
8. Kedi otu
Stresi azaltmasıyla bilinen kedi otu, alternatif tıpta yüzlerce yıldır kullanılıyor. Kapsül şeklinde ya da çay olarak tüketilen bu bitki, günümüzde en çok uykusuzluk ve kaygıyı tedavi etmek için kullanılıyor. Öte yandan obsesif kompulsif bozukluğun tedavisi için de kedi otundan destek alınabiliyor. Aynı zamanda baş ve kas ağrısına iyi gelen bu bitkinin regl öncesi sendromuna iyi geldiği biliniyor. Kedi otu çayı halsizlik ve uyuşukluk hissi verebilir. Bu nedenle çayın gündüz değil gece uykudan bir saat önce tüketilmesi öneriliyor.
9. Papatya
Dünyadaki en popüler bitkilerden biri olan papatya, farklı türlerde antioksidanlar barındırıyor. Bu antioksidanlardan bazıları, kanser ve kalp problemleri gibi ağır hastalıklara yakalanma riskini azaltmada etkili olabiliyor. Çoğunlukla çay olarak tüketilen papatya, sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı oluyor. Aynı zamanda uyku sorunlarına iyi geldiği de biliniyor. Bununla birlikte papatya çayı binlerce yıldır mide bulantısı, ishal, kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılıyor. İnsan çalışmaları papatya çayının stresi azalttığını ve regl öncesi sendromla ilişkili olan krampları hafiflettiğini gösteriyor. Bu bitki çoğunlukla güvenli kabul ediliyor. Ancak kadife çiçeği gibi benzer bitkilere alerjiniz varsa papatya çayı da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Kaynak: 1