Acımasız gıda endüstrisinin insanların sağlığıyla nasıl oynadığından tutun da hayvanları nasıl cansız bir fabrika ürünü gibi üretim bantlarında yaşattığını anlatan çokça belgesel film çekildi. Bu endüstri daha fazla ürün satabilmek için sizin daha fazla acıkmanızı sağlayacak her türlü numarayı deniyor. Bu öğün size sattıkları diğer öğün erkenden acıkmanızı garanti altına alıyor aslında. Bunu yaparken de hayvanları midesine açtıkları delikten besliyor, hiçbir ahlak ve vicdan kırıntısı göstermiyorlar. Bu konudaki en başarılı belgeselleri listelemek istedik.
1. Hungry for Change / Değişim Açlığı (2012)
İşlenmiş şekerin çabuk doyuran, çabuk acıktıran işlevi gıda endüstrisinin daha fazla ürün satabilmesi adına en güçlü silahıdır. Ve ne kadar iradenize yüklenirseniz yüklenin, açlığınızı arttırmaya yönelik bu gıdalar diyet yapmanızı oldukça zorlaştırır. Besinlerin vücudunuzda uğradığı dönüşümü detaylarıyla anlatan belgesel, sizlere yeni bir başlangıç için gerekli psikolojik motivasyonu sağlayabilir.
2. Food, Inc. / Yemek, Ltd. (2008)
Bu belgeselin konusu katkılı, ambalajlı ürünler değil. Bazı çiftlik ürünlerinin genetiğinin değiştirilmiş olması zaten son yıllarda çokça tartışılan bir konu. Et yemeden önce iki kere düşünmemiz gerektiğini hissettiren belgesel hem işin vicdani yönüne hem de sağlık açısından zararlarına vurgu yapıyor.
3. Forks Over Knives (2011)
Kanser patlamasının nedeninin değişen beslenme alışkanlıklarımızla doğrudan ilişkili olduğu bilinen bir gerçek. Bu belgeselde özellikle; ağırlıklı olarak hayvansal gıdalarla beslenmenin kanser oluşumundaki etkisi sorgulanıyor. Kanserin temel dinamikleri ve vejetaryen bir diyetin bu dinamikler üzerindeki etkilerini araştıran belgeselin yönetmeni Lee Fulkerson.
4. Super Size Me / Şişir Beni (2004)
Fastfood çılgınlığını McDonald’s üzerinden işleyen belgeselin yönetmeni, yapımcısı ve senaristi olan Morgan Spurlock, aynı zamanda belgeselin kobaylığını da üstleniyor. Evet, Spurlock (tıpkı bir kobay gibi) 1 ay boyunca sadece McDonald’s ürünleriyle besleniyor ve bedeninde olan değişimleri paylaşıyor. Bunun yanında okul, hapishane gibi kurumların yemekhanelerinin ne kadar sağlıklı olduğunu inceliyor.
5. Fed Up / Tıka Basa (2014)
Düzenli spor alışkanlıkları artmasına, her yerde yeni spor salonları açılmasına rağmen obezite azalacağına daha da artıyor. Bu yaman çelişkinin nedenini inceleyen belgeselin yönetmeni olan Stephanie Soechtig, aynı zamanda bu konunun fizyolojik etkileri kadar psikolojik nedenlerinin de üzerinde duruyor.
6. Food Matters / Gıda Maddeleri (2008)
Belgeselin mottosu, hekimliğin öncüllerinden olan Hipokrat’ın “Yiyeceğin ilacın ilacın da yiyeceğin olsun” sözleridir. Tükettiğimiz gıdaların, toprağa tohum olarak düştükleri ilk andan tabağımıza gelene kadar olan süreçte geçtiği işlemleri detaylı olarak inceleniyor. Farmakoloji piyasasına da değinen belgesel, ilaç sektörünün insanları iyileştirilmesi gereken hastalardan ziyade bir pazar olarak gördüğü gerçeğini de vurguluyor.
7. Vegucated (2011)
Belgesel New York’ta yaşayan ve hayvansal ürünleri çokça seven üç kafadarın, bir buçuk ay boyunca tamamen vegan bir diyetle beslenmesini konu ediniyor. Bu belgeselde yalnızca kendi iradeleriyle değil çevresel faktörlerle mücadele ediyorlar. Gerek sigarayı bırakmakta, gerek günlük diyetinizi değiştirmekte de en zorlu kısım aslında çevresel faktörlerle mücadele etmektir. Anneniz “Halsiz düştün iç bakayım şu kemik suyuna çorbayı.” diyebilir. Yahut arkadaşını “O canlılar yenmek için yaratıldı, doğanın kanunu bu. Hayvanlar da başka hayvanlarla besleniyor. Gel birer dürüm çakalım.” şeklinde psikolojik savaşınızı zora sokabilir. İşte bu yapımda eğlenceli şekilde bu konular da işlenmiş.
8. Fat, Sick and Nearly Dead / Şişman, Hasta ve Ölümün Kıyısında (2011)
Belgesel standart belgesel formatından oldukça uzak, ama bir o kadar da ilgi çekici ve bol ödüllü bir belgesel. Belgesel obezite yüzünden sağlıkları iflasın eşiğine gelmiş, bir türlü değiştirmeyi beceremedikleri beslenme alışkanlıklarından dolayı umutlarını yitirmiş iki insanın öyküsünü anlatıyor.
9. Food Choices / Gıda Tercihleri (2016)
İşte bu alışılmış obezite formatına biraz daha uygun bir belgesel. Beslenme alışkanlıklarını değiştirerek sağlıklarına kavuşmuş kişilerin başarı öyküleri ve uzman hekimlerin yorumlarıyla beslenme yanlışlarına mercek tutuyor. Gıda tercihleri dışında iklim değişiklikleri ve tüketilen gıdaların psikolojik boyutuna da değinen belgesel, beslenme konusunda önemli bir kaynak teşkil ediyor.
10. Samsara (2011)
Samsara belgeseli salt gıda ve beslenmeyle alakalı değildir ama insanın gıda endüstrisi adı altında doğaya ve hayvanlara yaptıklarının ağır bedelini nasıl ödediğini en dramatik şekilde anlatabilen belgesellerden bir tanesidir.
11. A Matter of Taste: Serving Up Paul Liebrandt (2011)
Şef Paul Liebrandt’ın lezzet kavramını, estetik ögelerle birlikte bir sanat dalı gibi sunuyor. Sağlıktan ziyade lezzet ve estetiğe yönelik hazırlanmış gibi görülse de belgeselin sağlıkla ilgili gizli bir faydası var. Bu şef yemek yaparken sizi de yemek hazırlamaya o kadar çok özendiriyor ki; hazır yemek söylemek yerine, mutfağa girip daha sağlıklı yiyecekler hazırmayı düşünebilirsiniz.