Yunanistan’ın Atina şehrinde bulunan Yaşam Enstitüsü (Institute of Life), 3 farklı kişinin DNA’sıyla ilk bebeğin doğduğunu açıkladı. Daha önce defalarca kez tüp bebek ile çocuk sahibi olmayı deneyen 32 yaşındaki anne, sonunda başarıya ulaştı. Yeni geliştirilen bu teknik, çocuk sahibi olmakta güçlük çeken ailelerin geleceğini de şekillendirebilir.
Atina’da bulunan Enstitü, 3 kişinin DNA’sıyla ilk sağlıklı bebeğin dünyaya geldiğini duyurdu
Sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen bebeğin cinsiyeti erkek. Geliştirilen yeni teknikle dünyaya gelen ilk bebeğin ağırlığı ise 2.70 kg.
Annenin yumurtasından alınan DNA çıkarıldı ve yerine başka bir donörden alınan DNA eklendi
Maternal Spindle Transfer adı verilen teknik ile yapılan çalışma, donörün yumurtası ile annenin genlerinin birleşiminden oluşuyor. Bu embriyo ise hamilelik için anneye transfer ediliyor.
Annenin yumurtasında embriyo oluşumunu engelleyen şey, bu teknikle aşılabiliyor
https://www.facebook.com/iolifeiaso/posts/2254273411506039
Düşük yumurta kalitesi başta olmak üzere birçok faktör, anne adaylarının vücudundaki embriyo oluşumunu engelliyor olabilir. Her insan hücresinde bulunan mitokondriler de bu faktörler arasında.
Dr. Psathas, tüp bebek çalışmalarında başarısız olan anne adayları için yeni bir yöntemin keşfedildiğini söylüyor
Mitokondride nadiren görülen genetik bozukluklara rağmen sağlıklı bebek dünyaya getirmeyi sağlayan bu yöntem, tüp bebek çalışmalarının geleceğini şekillendirebilir.
Hücrelerin güç kaynağı olan mitokondrilerin, özellikle yaşlı kadınlarda, üreme konusunda etkin bir rol oynayacağı düşünülüyor
https://www.instagram.com/p/BqXKqrVAHZ5/
İnsanlar ve hayvanlar üzerinde çalışmalar yapan Northeastern Üniversitesi profesörü Dr. Tilly, gebelik ile ilgili problemlerde mitokondri bozukluklarının büyük öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Genetik değişim içerdiği için Amerika’da yasaklanan çalışma, İngiltere, Ukrayna gibi ülkelerde yapılmaya devam ediyor
İçeriğinde küçük miktarda genetik bilgi barındırdan mitokondrilerin taşıdıkları bilgiler, göz rengi, bağışıklık sistemi gibi özelliklerden farklı. Yani bebeğin genlerinin tamamen donörden alındığını düşünmek yanlış olacaktır.
Çalışmalar, yumurtaların yaş ile orantılı olarak değişimini de inceliyor
Bu çalışmalar sayesinde yumurtayı etkileyen faktörleri daha iyi tanımlamak ve onarmak mümkün olacak. Sitoplazma etrafında hareket eden enzimler, yağlar ve diğer bileşenler incelenecek.