Şimdi diyeceksiniz ki “6. His, Slumdog Millionaire, Evde Tek Başına, E.T., Yapay Zekâ, Leon” nerede? Biz de diyeceğiz ki, “İşte burada, az önce yazdık.” Güzel filmler, lafımız yok ama bu filmlerden bu kadar söz etmek yeter diye düşündük. “Ölü insanlar görüyorum” cümlesini en az 1 milyon kere duymuşuzdur zaten.
Bu liste, çocukların tanınmış aktörlere -deyim yerindeyse- taş çıkarttığı, çok da bilinmeyen filmlerden oluşan bir liste. Bilmediklerimiz, atladıklarımız mutlaka olmuştur. İzledikleriniz ya da eklemek istedikleriniz varsa yorum olarak ekleyin, çekinmeyin. 🙂
Huzurlarınızda “başrolünde çocukların yer aldığı film” denince ikinci olarak aklımıza gelen filmler.
Cennetin Çocukları / Bacheha Ye Aseman
Olağanüstü bir İran filmi. Bu listenin en tepesinde yer almayı hak eden film olduğu konusunda iddialıyız. Ali’nin kız kardeşi için yaptıklarını, yapmaya çalıştıklarını gözleriniz dolarak izleyeceksiniz. Ya bir de çocuk sadece üçüncü olmak istiyor, birincilikte de gözü yok. Mutlaka izleyin, mutlaka izletin.
Not: Afişteki balıkları küçük görmeyin.
Arkadaşımın Evi Nerede? / Khane-ye doust kodjast?
Bir İran filmi daha. Sinemayla az buçuk ilgilenen herkes Abbas Kiarostami’nin adını bilir. Bu filmde de arkadaşı ceza almasın diye, defterini ona ulaştırmaya çalışan ve fellik fellik arkadaşının evini arayan Ahmet’in hikâyesini anlatıyor usta yönetmen. Filmin her dakikasından, her anından samimiyet fışkırıyor.
Kırmızı Balon / Le ballon rouge
1956 yapımı güzel bir kısa film. Bir çocuğun kırmızı bir balonla olan ilişkisi anlatılıyor.
Düşüş / The Fall
Ne desek az bu film için. Yazacağımız hiçbir şey kafi gelmeyecek filmi anlatmaya. Filmde görecekleriniz; hayal gücü, içtenlik, iletişim, görsellik ve gerçek üstü mekânlar… Yani film kısaca bir tablo gibi, hayranlık uyandırıcı. Olay, hastanede yatan bir dublörle, omzu kırık bir kız çocuğunun arkadaşlığına dayanıyor. Ama öyle böyle değil, tek kelimeyle muhteşem. Ufaklığın oyunculuğu da şapka çıkarttırır cinsten. İzleyin, izletin, koynunuza alın, besleyin.
İvan’ın Çocukluğu / Ivanovo Detstvo
Hakkında çok şey anlatmaya gerek yok. 1962 yapımı bir Andrei Tarkovsky şaheseri. Çocuk bile olamadan asker olmak zorunda kalan İvan var bu filmde.
Silindir ve Keman / Katok I Skripka
1960 yapımı bu kısa filmin yönetmen koltuğunda yine Tarkovsky oturuyor.
Sineklerin Tanrısı / Lord of the Flies
William Golding’in aynı adlı kitabından uyarlanan bir filmin 1963 ve 1990 yıllarında çekilmiş iki farklı versiyonu bulunuyor. Yaşadıkları yerden uzakta bir adaya düşen bir grup çocuğun hayatta kalma mücadelesi, kendi aralarında hiyerarşik bir düzen oluşturmaları, birbirlerine hükmetmeye çalışmaları, birbirlerini ötekileştirmeleri… Kısacası filmin anlattıkları bitmez. Düşününce tüyler ürpertici bir film aslında.
Çizgili Pijamalı Çocuk / The Boy in the Striped Pajamas
Adı sizi yanıltmasın. John Boyne’un aynı adlı kitabından uyarlanan bu film, fena halde trajik ve acı dolu. Bruno ve Shmuel adlı bambaşka koşullara sahip iki ufaklığın, aradaki dikenli telleri yok eden dostluğunu anlatıyor.
Arı Kovanının Ruhu / El Espiritu De La Colmena
Yer: İç savaş sonrası İspanya… Kahramanımız 8 yaşındaki Ana… Başrol oyuncusu Ana Torrent’in performansı ve sarı rengin hâkimiyeti ile akıllara kazınan bir başyapıt Arı Kovanının Ruhu.
Davulun Sesi / Beat the Drum
AIDS yüzünden yetim kalan Musa’nın karşılaştığı zorlukları anlatıyor Davulun Sesi. Filmin yapımcıları kazandıkları parayı, Kenya’da ‘Beat the Drum’ adında bir köy kurmak, AIDS yüzünden ailelerini kaybetmiş çocuklara bu köyde barınak ve yiyecek sağlamak için harcamış. İzlenesi bir film…
Yepyeni Bir Hayat / A Brand New Life
Babası tarafından yetimhaneye bırakılan bir çocuğun hayatını anlatan film, aynı zamanda yönetmeni Ounie Lecomte’nin gerçek hayatından bir kesit olma özelliğine sahip. Başrol oyuncusu Kim Sae-ron’un başarılı performansı zaten çarpıcı bir konusu olan filmi daha da etkileyici kılıyor.
Matilda (Leon’la hiç ilgisi yok)
Çocuk edebiyatıyla ilgilenen herkesin bileceği bir isim olan Roald Dahl’ın bir kitabından uyarlanan Matilda, anne babasının zerre kadar vakit ayırmadığı bir çocuğun, hayatı kendi başına keşfetmesini ve zorluklarla tek başına mücadele etmesini anlatıyor. Senaryosu kadar küçük yıldız Mara Wilson’ın performansı ile de hafızalarda yer edecek bir film.
Yaşamaya Değer / Le Herisson
11 yaşında bir kız, 12 yaşına basar basmaz intihar etmeye karar veriyor. Filmin adı, filmin konusunu anlatıyor zaten. Çok güzel bir film. Şiddetle tavsiye…
Pan’ın Labirenti / Pan’s Labyrinth
İspanya İç Savaşı’nı, Ofelia’nın yaşamı üzerinden anlatan harika bir film. Özünde, psikolojik sorunların, insanın yaşadığı çevreyle ve içinde bulunduğu koşullarla doğrudan ilgili olduğunu anlatmıyor, bildiğin bağırarak söylüyor, çığlık atıyor, haykırıyor. Zaten filmin sloganı da filmin özeti niteliğinde: “Gerçekler sizi sardığında, tek sığınağınız hayal gücünüzdür.” Ofelia da tam olarak bunu yaşıyor işte, gerçekler ağır geldiği için, hayal dünyasına sığınıyor.
Kara Ekmek / Pa Negre
Listedeki en sağlam filmlerden birisi. Goya’da en iyi film dahil toplamda 9 ödül kazandı. İspanyol sinemasının başyapıtlarından birisi. Kısaca, 11 yaşındaki bir çocuğun hayat mücadelesini anlatıyor. İzlenmesi zor bir filmdir, demedi demeyin.
Tomboy
Erkek gibi davranan ve kendisini arkadaşlarına bu şekilde tanıtan bir kız çocuğunun yaşadıkları ve ailesiyle iletişimini anlatan filmde Zoé Héran zor bir rolün altından başarıyla kalkıyor. Film, Laure / Mickael karakterinde, o yaştaki çocukların yaşadığı ya da yaşaması muhtemel cinsel kimlik sorunlarına dair ipuçları da veriyor.
Kasap Çırağı / The Butcher Boy
Ailevi sorunları olan, hayal dünyasında yaşayan bir çocuğun anlatıldığı İrlanda filmi. Başarılı yönetmen Neil Jordan kadar Eamonn Owens de performansı ile alkışı hak ediyor.
Bisikletli Çocuk / Le gamin au vélo
Babası tarafından yetimhaneye terk edilen sorunlu bir çocuk ve onunla ilgilenen kuaför kadın Samantha… Bir çocuğun en çok neye ihtiyacı vardır sorusuna verecek cevapları var bu filmin.
Bugsy Malone
Çocukların başrolde oynadığı bir gangster filmi desek yanlış olmaz sanırım. Ayrıca Tallulah karakteri çok tanıdık gelecek size (İpucu: Kuzucukların Sessizliği).
Cennetin Rengi / Rang-e khoda
Babasının gelip onu almasını bekleyen, doğa aşığı kör bir çocuk ve gözleri görmeyen çocuğundan utanan, yeniden evlenmeyi düşünen bir baba… Duygusal ve etkileyici bir İran filmi. “Aslında kör olan kim?” sorusunu sorduruyor izleyene.
Küçük Gün Işığım / Little Miss Sunshine
İzlenebilecek en keyifli filmlerden birisi. Tamam, bir Amelie değil, farkındayız. İzleyin pişman olmazsınız diyoruz. Özellikle Dwayne karakterinin kendisiyle ilgili sorunu öğrendiği an yaşadıkları gerçekten etkileyici.
Gir Kanıma / Låt den rätte komma in
Sıra dışı bir vampir filmi. Filmde minik vampir Eli ve onunla dost olan Oskar var, bir de onların her şeye rağmen süren dostluğu ve yaptıkları fedakârlıklar. Seveceğinizden şüphemiz yok.
Uçurtmayı Vurmasınlar
Bilinmediğinden değil, ustaya saygıdan ve bir döneme damga vurmasından kaynaklı listede yer alıyor Uçurtmayı Vurmasınlar. İronik bir şekilde “Barış” parmaklıklar ardında. Bu filmi herkes bilir. “İnciiiiiiiiiiiii” desek hemen anlarsınız ne demek istediğimizi mesela.
Mommo: Kız Kardeşim
Fakirlik, yokluk üzerine bir başyapıt dersek yanlış olmaz sanırım. Ayrıca bu film harika filmler yapmak için tomarla para harcamanıza gerek olmadığını bir kere daha gösteriyor bize. Bir Ayşe, bir Ahmet ve gerçekten yaşadıkları yokluk, başyapıt yaratmak için yeterli. İzlemezseniz ayıp edersiniz. Müzikler de Erkan Oğur’a ait. Bir de Erik Satie yorumu var filmde Erkan Abi’nin.
Güneş İmparatorluğu / Empire of the Sun
Filmde oradan oraya koşturan, içinde bulunduğu korkunç koşullara uyum sağlamaya çalışan Jim karakteri çok tanıdık gelecek size. “Bugün yeni bir kelime öğrendim: Atom bombası” repliğiyle zihinlere kazındı bu film. Yönetmen koltuğunda Steven Spielberg’ün oturduğunu da hatırlatalım.