Tüm zamanlarda NBA’in en iyi basketbolcusu kabul edilen ve NBA’in dünya çapında büyük ilgi görmesini tek başına sağlamayı başaran Michael Jordan, Brooklyn’de (New York) 1963 yılında bugün doğdu.
Dünyada Hazreti İsa’dan sonra en fazla tanınan insan olan ve oynadığı basketbola uygun bir şekilde ‘Majesteleri’ (the Majesty) lakabıyla anılan Jordan’ın başarılarla dolu kariyerinde bir yolculuğa çıkıyoruz şimdi.
Üç spor arasından basketbolu seçti
Ailesi, o daha çok küçükken, daha sonraki yıllarda üniversiteyi okuyacağı North Carolina’ya taşındı. Michael Jordan burada devam ettiği Emsley A. Laney Lisesi’nde beyzbol, Amerikan futbolu ve basketbol oynadı. O sırada 1.80 m. olan boyu kısa bulunduğu için lise basketbol takımına alınmayan Jordan o yaz 10 cm. uzadı ve 25 sayı ortalaması ile tamamlayacağı takımda kendine yer buldu.
NCAA şampiyonluğunu getiren basket Jordan’dan
1981 yılında spor bursu kazanarak başladığı North Carolina Üniversitesi’ni üç yılda yakaladığı 17,7 sayı ve 5 ribaund ortalaması ile tamamladı. 1982’de takımına NCAA şampiyonluğunu getiren basketi, daha sonra yıllarca mücadele edeceği Patrick Ewing’in takımı Georgetown Hoyas’a karşı attı. ‘Majesteleri’ daha sonraki yıllarda verdiği röportajlarda bu sayının basketbol kariyeri için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu hep dile getirdi.
NBA tarihini değiştiren seçim
1984 Los Angeles Olimpiyatları’nı altın madalya ile tamamlayan ve hemen ardından erken profesyonel olma kararı alan Jordan, 1984 draftında Chicago Bulls tarafından 3. sırada seçildi. Aynı yıl Houston Rockets tarafından 1. sırada seçilen Hakeem Olajuwon, Michael Jordan’ın basketbola ara verdiği iki yıl da şampiyonluk yüzüğü takabilirken, Portland Trail Blazers’ın 2. sırada seçtiği Sam Bowie sadece “Jordan’dan önce seçilen adam” olarak ün yaptı.
”Yılın Çaylağı” Air Jordan
NBA kariyerine son derece hızlı bir giriş yapan Michael Jordan, “Yılın Çaylağı” seçildiği ilk sezonunu 28,2 sayı ortalamasıyla, Bernard King ve Larry Bird’ün arkasından 3. sırada tamamladı. Jordan aynı sezon 6,5 ribaund ve 5,9 asist ortalamasını da yakaladı. Çaylak Majesteleri bu kadar başarılı bir sezon geçirmesine rağmen, takımının play-off’ların ilk turunda dört maç sonunda Milwaukee Bucks’a elenmesini engelleyemedi. Aynı yıl Nike, “Air Jordan” modellerini çıkararak önemli bir yatırıma ve pazarlama zaferine imza attı.
”The Shot”
Jordan 1988-89 sezonunu 32,5 sayı, 8,0 asist ve 8,0 ribaund gibi inanılması güç rakamlarla tamamladı. Ancak ‘Majesteleri’ bu sezonun en unutulmaz anlarından birine play-off’larda Cleveland Cavaliers’a karşı bulduğu son saniye basketi ile imza attı. Bu atış basketbol literatürüne “The Shot” olarak geçti.
Önce ‘Bad Boys’ sonra ‘Majesteleri’
Bulls, Jordan’la birlikte yükselişe geçmesine rağmen, üç yıl üst üste konferans finallerinde ‘Bad Boys’ olarak bilinen Detroit Pistons’a elenmekten kurtulamadı. Önce konferans finalinde 4-0’la Isiah Thomas önderliğindeki ‘Bad Boys’u, daha sonra da 4-1’le yıldızı Magic Johnson’la harikalar yaratan Los Angeles Lakers’ı yenen Michael Jordan ve arkadaşları 1991 yılında bu seriye son verdi.
Üst üste üç şampiyonluk
Michael Jordan, Scottie Pippen, Horace Grant gibi önemli yıldızlara sahip olan Chicago Bulls, 1992’de Clyde Drexler’lı Portland Trail Blazers’ı, 1993’te ise Charles Barkley’li Phoenix Suns’ı aynı skorla 4-2 devirerek üst üste üç şampiyonluk elde etti. Tabii bu başarıların başrolünde hep Majesteleri vardı…
Jordan, 1993 şampiyonluğunu getiren altı maçlık seride Suns’a karşı 41,0 sayı ortalaması ile oynayarak, o yüzüğü ne kadar istediğini herkese bir kere daha gösterdi.
Gerçek Dream Team
‘Majesteleri’ bu üç şampiyonluğun arasında bir de Olimpiyat altını almayı ihmal etmedi. Pek çok otoriteye göre tüm zamanların en iyi kadrosu olarak kabul edilen, Michael Jordan’ın yanı sıra Magic Johnson, Larry Bird, Charles Barkley, Patrick Ewing, Karl Malone, Clyde Drexler gibi yıldızların mücadele ettiği Dream Team (Rüya Takım), 1992 Barselona Olimpiyatları’nda şanını yakışır bir performans ortaya koydu.
Beyzbol yılları
Başarılarla geçen bu yıllar acı bir olayla son buldu. Michael Jordan’ın idolü olarak gördüğü babası bir silahlı soygun sırasında öldürülmüştü. Bu olayla sarsılan Jordan Bulls’a ve aktif basketbola veda etti.
Bu dönemde çocukluğundan beri en büyük hayallerinden biri olan beyzbol ile ilgilenen Jordan, Birmingham Barons forması ile profesyonel beyzbol oynadı. Bu sporda basketboldaki başarısının yanına yaklaşamayan Jordan, 1994-95 sezonun sonlarına doğru basketbola geri döndü. Basın toplantısındaki mesajı kısa ve netti; “I’m back” (Geri döndüm).
Rekorla geri dönüş
Çimlerden parkelere dönen Majesteleri bıraktığı yerden devam etti. Scottie Pippen’la yakaladığı ikili uyuma, ligin ribaund canavarı Dennis Rodman da eklenince Bulls, 82 normal sezon maçının 72’sini kazanarak hâlâ kırılamayan bir rekora imza attı.
Jordan aynı yıl normal sezon, play-off ve all-star MVP ödüllerini kazanarak Willis Reed’ten sonra bunu başaran ikinci oyuncu oldu.
İkinci şampiyonluk serisi
Bulls, Jordan önderliğinde 1996’da Seattle Supersonics’i daha sonraki iki yıl da Utah Jazz’ı aynı skorla 4-2 yenerek 1990’ların ikinci yarısına damgasını vurdu.
NBA tarihinin en iyi ikililerinden Karl Malone ve John Stockton’ın elinden iki yıl üst üste şampiyonluğu alan Jordan’ın 1998 şampiyonluğunu getiren top çalması ve Bryon Russell’ın üzerinden attığı basket ‘Majesteleri’nin ‘winner’ ruhunu ortaya koyuyordu.
Beyazperdede Air Jordan
1990 yılında “Kenny Rogers Classic Weekend” ve “Almost Live” ile televizyonlara konuk olan ‘Majesteleri’, 1996’da “Space Jam” ile beyazperdeye de teşrif etti. Buggs Bunny ile başrolü paylaşan Jordan’a Larry Bird, Patrick Ewing, Charles Barkley gibi önemli NBA yıldızları da eşlik etti.
İkinci emeklilik ve Wizards yılları
1998 şampiyonluğunun ardından koç Phil Jackson’ın ve Dennis Rodman’ın kontratlarının bitmesi, Scottie Pippen’ın da takımdan ayrılmak istemesi, artık 35 yaşına gelen Jordan’ın emeklilik kararı vermesinde etkili oldu. Ancak iki yıl basketboldan uzak kalabilen Jordan, 2000 yılında hissedarı olduğu Washington Wizards’ta 2001-2003 yılları arasında toplam 142 maça çıktı.
Basketbol seyircisi Jordan
Altı şampiyonluk yüzüğü takan, 10 defa sayı kralı olan, beş kere NBA ve altı kere de NBA finalleri MVP’si seçilen, iki Olimpiyat altını sahibi, tüm zamanların en fazla sayı atan 3. oyuncusu Michael Jordan, NBA takımlarından Charlotte Bobcats’in sahibi olarak yine basketbolla iç içe bir emeklilik yaşıyor.