Bir filmi kaliteli yapan bir sürü unsur olabilir. Bunlardan biri de diyaloglarıdır elbet. Birçok filme sırf replikleri için bile aşık oluruz bazen. Ama bazı filmler vardır ki, fazla diyaloğa ihtiyaç duymadan da seyirciyi içine hapsedebilir. Üstelik bazen aradığımız sadece sessizlik ve o sessizlikte bizi sürükleyen bir hikayedir. İşte böyle bir filme denk geldiğimizde hayran kalmaktan ve koltuğumuza çakılı kalmaktan başka bir şey gelmez elimizden.
Bu tatta birçok film önerisi verilebilir. Ama biz aklımıza ilk olarak gelen birkaç sağlam öneriyi sizinle paylaşmak istedik. Sizin önerilerinize de sonuna kadar açığız. 🙂
1. Cast Away
Tom Hanks hangi rolü oynasa, hangi filmde yer alsa, hatta ıssız bir adada bile kalsa ortaya muhteşem bir iş çıkıyor. The Cast da bunun örneği. Uçak kazası sonucu bir adada hayatta kalma mücadelesini anlatan ve macerayı iliklerinize kadar hissedeceğiniz etkileyici bir yapım The Cast.
2. The Revenant
2015 yılına damgasını vuran ve Leonardo Di Caprio’ya hakkıyla Oscar’ı kazandıran film The Revenant da çok az diyalogla kitleleri dumura uğratmayı başarmış başarılı filmlerden. Filmde etkilenecek o kadar çok detay vardı ki, kalabalık sözlere hiç ihtiyaç duymamıştık izlerken.
3. The Artist
2011 yapımı The Artist için rahatlıkla, bu listeye girmeyi en çok hak eden film diyebiliriz. Sessiz filmlerin yükseldiği dönemleri anlatan bu muhteşem siyah-beyaz film, sıfır diyalogla size tüm duyguları yaşatabilecek müthiş bir etkiye sahip. Filmin sonunda izleyicileri şaşırtıcı bir sürpriz bile bekliyor.
4. Lost in Translation
Bill Murray ve Scarlett Johansson’un müthiş bir ikili olup sessizce döktürdükleri bir film Lost in Translation. Tamamen sessiz diyemesek de çok az diyalog barındıran ve ilişkilere, duygulara, arzulara ve hayatın kendisine karşı sizi derin bir düşünce içinde öylece bırakan bir film. Kendinizi yalnız hissettiğiniz ilk anda açıp izlemeniz için kesinlikle öneriyoruz.
5. 2001: A Space Odyssey
Stanley Kubrick’in hafızamızdan hiç silinmeyen eseri 2001: A Space Odyssey, gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu filmler arasında daima kalacak. Döneminin çok ötesinde olan bu efsane film, ilk 25 dakika ve son 23 dakika boyunca hiç diyalog içermiyor.
6. The Good, the Bad, and the Ugly
Yine fazlasıyla klasik bir öneri olduğunu biliyoruz ama bu efsane filmi aramızda hala izlememiş olan epey bir insan var. Geniş çekimlerin ve yakın çekimlerin bol bol yer aldığı bu destan gibi filmde, 3 ayrı karakter (tabii ki iyi, kötü ve çirkin) çok çok az diyalogla seyirciye anlatılıyor.
7. No Country for Old Men
Javier Bardem’in yine harikalar yarattığı enfes bir film No Country for Old Men. Filmdeki sahneler, görüntüler ve Javier Bardem’in psikopat rolü sizi o kadar etkiler ki, filmdeki uzun süreli sessizliklerin farkına bile varamazsınız. Coen kardeşlerin yine bizi koltuğumuza mıhlamayı başardığı bu yapımı mutlaka görmelisiniz.
8. Gravity
Oscar ödüllü Gravity filmini izlerken arayacağınız en son şey bir diyalog olacak. Eğer bu filmi sinemada 3D olarak izleme şansını yakalayamadıysanız, bir yolunu bulup mutlaka 3D izlemelisiniz. Uzayda nasıl hayatta kalınır ki?
9. Wild
Mutsuz bir kadının depresyonunu yenme hikayesini anlatan biyografik bir film Wild. Cheryl’in duygusal yaralarını sarmak için yaptığı, doğa içindeki yolculuğuna dahil olurken kendinizi kaptırıp gideceksiniz ve keşfe dahil olduğunuzu fark edeceksiniz.
10. Drive
Ryan Gosling’i adı pek bilinmeyen bir dublör olarak izlediğimiz Drive, alışılmadık bir tarza ve muhteşem bir atmosfere sahip. Filmdeki müziklerin kullanım biçimi ve klişe bir hikayenin nasıl farklı bir şekilde anlatılabileceğini görmek için izlemekte yarar var.
11. The Tree of Life
Sean Penn ve Brad Pitt’in olgunluk döneminde yer aldığı en sağlam yapımlardan biri olduğunu düşündüğümüz The Tree of Life, kesinlikle daha fazla ilgiyi hak eden bir film. Filmin başlangıcında, yaklaşık 20 dakika süren ve evrenin yaratılışını betimleyen ve hiç diyalog içermeyen bir bölüm var. Sırf bu etkileyici girizgah için bile şans vermenizi öneririz.