Başarılı yönetmen Atıf Yılmaz, çok sevdiği kadınlarla ilgili muazzam filmler yaptı. Belki de Türkiye’de kadın var oluşunu, erkeğin var oluşuna bağlamadan hikayeleştiren ilk yönetmen Atıf Yılmaz‘dı. Özellikle 80’li yıllarda kadının toplumsal konumu, özgürlüğü, var oluşu, benliği, kimliği ve cinsel hayatını farklı kadın hikayeleri üzerinden anlatan usta yönetmen, sınırlarda gezinen kadın karakterleriyle birçok tartışma yarattı. Biz de Atıf Yılmaz’ın kadın hikayelerine biraz daha yakından bakmak istedik.
1. Aaahh Belinda
Atıf Yılmaz’ın 1986 yılında çektiği filmi Aaahh Belinda, Serap’ın hikayesini anlatır. Serap, bir hayal ve fantezidir, tıpkı ismi gibi… Kentli, bohem, güçlü, entelektüel ve özgür bir kadındır. Sevgilisiyle birlikte yaşamaktadır. Tiyatrocu olan Serap, zamanının büyük kısmını “Asiye Nasıl Kurtulur” oyunu üzerinde çalışır. Şampuan tanıtımını yapacağı bir reklam filmi teklifi alan Serap; evli, çocuklu ve fedakarlık bir kadın olan Naciye karakterini canlandıracaktır. Ancak Serap, fantastik dünya ile gerçek dünya arasındaki tüm sınırların bu reklam filmiyle bulanıklaşacağından habersizdir. Kadınlık hallerine ve kadın özgürleşmesine dair ufuk açıcı meseleleri tartışan bu film kesinlikle izlenmeli.
2. Adı Vasfiye
Filmin ana karakteri Erol, yaratıcılık konusunda sıkıntı yaşayan bir yazardır. Bir gün pavyon şarkıcısı olan Sevim Suna’nın afişini görür ve Sevim’in hikayesini kafasında canlandırmaya başlar. Bu sırada Sevim’in kocası olduğunu söyleyen Emin ortaya çıkar ve hikayesini anlatmaya başlar. Ardından İğneci Rüstem gelir ve bu kez Sevim’in öyküsünü Rüstem’den dinleriz. Bu şekilde dört farklı adam, kadınla ilgili çapraşık ve tuhaf hikayeler anlatmaya başlar. Kadına dair tek bildiğimiz şey ise adının Vasfiye oluşudur. Kadınların hikayesini hep erkeklerin yazmasına ve anlatmasına dair çarpıcı bir film…
3. Eğreti Gelin
Atıf Yılmaz yine bir kadın hikayesi üzerine odaklanıyor bu filmde. Kanıksanmış bir geleneği sorguluyor. Bir ilçenin belediye başkanının oğlu Ali, henüz olgunlaşmamış genç bir adamdır. Ailesi, işlerin sorumluluğunu alması ve evlenmesi konusunda kendisine baskı yapar. En sonunda ailesi, Ali’nin olgunlaşması için ona bir eğreti gelin tutar. Cinsel anlamda bir öğretmen konumunda duran Kostak Emine, Ali’nin hayatını çok etkiler. Ali, kadına aşık olur. Eğreti gelin olan Kostak Emine karakteri ise bir kadının başka bir biçimde var olmasının hikayesini bizlere anlatır.
4. Mine
Batı Anadolu’da bir kasabada geçen bu hikaye Mine adındaki bir kadının genç yaşta annesi tarafından zorla evlendirilmesiyle başlar. Kocasıyla hiç mutlu olmayan genç kadın, mutsuzdur. Pasif ve sinik bir kocası olan Mine, güzel bir kadındır. Kasabadaki tüm erkeklerin gözü üzerindedir. Cinsel arzu nesnesi olmayan Mine ise naif bir aşk peşindedir. İlhan’ın kasabaya gelmesiyle Mine aradığı aşkı bulur. Fakat bu sırada kıskançlık ve nefretle dolu kasabalı erkekler, Mine ve İlhan’ın dedikodusunu yapmaya başlar. Boğuk, can sıkıcı ve adeta karanlık kasabaların ahlaki ikiyüzlülüğünü anlatan filmin sonunda tacizlere dayanamayan Mine bir cinayet işler ve bu toplumsal düzene ancak bir trajedinin içine savrularak direnir.
5. Asiye Nasıl Kurtulur?
Müjde Ar’ın Atıf Yılmaz filmlerine kattığı zenginliklerle yine unutulmaz bir filmin hikayesine uzanıyoruz. Bu hikayede, bir seks işçisi olan Asiye’nin hayatına odaklanır yönetmen. Seniye Hanım aracılığıyla, bir hayat kadınını yargılayan tüm toplumu o koltuğa oturtur. Ahlakçılığıyla ve tüm toplumsal kuralları dikte etmesiyle Seniye Hanım, filmin başında seks işçilerinden tiksinirken, Asiye’nin hikayesini dinledikçe tüm ön yargıları çatırdamaya başlar. Filmin sonuna doğru Seniye Hanım, Asiye’yi oradan kurtarmaya uğraşırken bulur kendisini… Ahlakçılığına yaslanan otoritesiyle Seniye, kadınların, kadınlara ve kadınlığa verdiği zararı isabetli bir biçimde yansıtmaktadır. Ataerkil söylemin kadınlar tarafından yeniden üretilmesini gözler önüne seren bu filmi izlemediyseniz çok şey kaybetmişsiniz demektir.
6. Kadının Adı Yok
Işık, tüm ataerkil sistemlerin üzerine yıkıldığı genç bir kadındır. İşini ve eşini kaybeden Işık, bir arkadaşının yazlığına gider ve huzur arar. Burada geçmişiyle yüzleşen kadın, babasının baskıcı tutumu, bastırılmış cinselliği ve hayatına giren tüm erkeklerin hoyratlığı üzerine uzun uzun düşünme fırsatı bulur. Birçok kadın meselesini sorgulayan bu film Duygu Asena’nın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.