Tarih derslerinde pek çok şey öğreniyoruz. Önemli tarihler, ölümler, doğumlar, savaşlar ve daha niceleri. Peki bu tarihleri arkasındaki süreci, asıl hikayeyi ne kadar biliyoruz? Mesela Atatük’ün 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumduğunu biliyoruz ancak onu bu ana yaklaştıran süreci ve olayları biliyor muyuz? O sadece bir ülke kurmadı, ardında büyük mücadeleci bir ruh bıraktı. Hatay’ın ülke topraklarına katılması ise onun ülkesi uğruna canını verdiğinin en büyük örneğiydi.
Twitter kullanıcısı JON SINOV (@lordsinov), hazırladığı flood’da hepimize Atatürk’ün son dönemini nefes kesici bir dille anlattı. Son seneleri ve özellikle son günlerinde Hatay için, ülkenin toprak bütünlüğü için nasıl canından vazgeçtiğini gözlerimiz dolu dolu okuduk. Siz de bu tüyleri diken diken eden hikayeyi bilmiyorsanız okumak için sayfayı aşağı doğru kaydırın…
1.
Atatürk tam iki defa millet için canını vermekten çekinmeyeceğini, gerektiğinde canını vereceğini söylemiştir. Ve 10 Kasım'da Atatürk millet için canını vermiştir. Bu, sıradan bir ölüm değildir.
Bilgisel akşama geliyor, yerimizi alalım, paylaşalım.
— Con Sinov (@lordsinov) November 9, 2018
Atatürk tam iki defa millet için canını vermekten çekinmeyeceğini, gerektiğinde canını vereceğini söylemiştir. Ve 10 Kasım'da Atatürk millet için canını vermiştir. Bu, sıradan bir ölüm değildir.
Bilgisel akşama geliyor, yerimizi alalım, paylaşalım.
— Con Sinov (@lordsinov) November 9, 2018
2.
1* Tarihler 15 Ocak 1923… Atatürk annesinin vefat haberini aldı. Lozan Konferansı'nın sıkıntılı günleriydi. Yapması gereken bir sürü memleket işi vardı. Memleket meselesi ile şahsi meselesi arasında bir tercih yapmak zorundaydı. Memleket meselesini seçti.
Cenazeye katılamadı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
3.
2* Tarihler 27 Ocak 1923… Programını tamamlayan Atatürk, ilk iş olarak annesinin mezarına gitti. Kabrin önüne vardığında derin bir sessizlik oldu. Bir süre annesinin mezarına baktı. Sonra konuşmaya başladı!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
4.
3* "Annemin mezarı önünde, Allah'ın huzurunda söz veriyor ve yemin ediyorum. Milletin egemenliğinin korunup savunulması yolunda gerekirse annemin yanına gitmekte asla duraksamayacağım. Milletin egemenliği uğrunda canımı vermek vicdan ve namus borcum olsun." pic.twitter.com/PwfWksc1Iz
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
5.
4* Atatürk annesinin ve Allah'ın huzurunda millet için canını vermeye söz vermişti. Kaderi, onu verdiği bu sözle sınayacaktı.
20 Temmuz 1936'da Montrö sözleşmesi imzalandığı gün kızı Afet İnan'a telgraf çekti: Boğazlar meselesi tamam. Sıra Hatay'da!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
6.
5* Tarihler 10 Aralık 1936… Atatürk, Fransız elçi Henri Ponsot ile görüştü. Hatay konusunun şahsi meselesi olduğunu söyledi. Bu, diplomatik olmayan bir üsluptu. Bu restten sadece kırk gün sonra Hatay, özerkliğini kazandı. pic.twitter.com/JK9kCIeQS4
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
7.
6* Hatay özerkliğini kazanmıştı fakat hala Fransız mandası Suriye'nin parçasıydı. Türk toprağı olamamıştı. Atatürk konuyu şahsi meselesi olarak görüyor, gerektiğinde Cumhurbaşkanlığı vazifesinden istifa edip Hatay dağlarında çete reisliği yapmayı bile göze alıyordu. pic.twitter.com/fBkDuXpY6p
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
8.
7* Tarihler 11 Haziran 1937… Yurt gezisine çıkan Atatürk, Trabzon'da bulunduğu esnada çiftliklerini millete hediye ettiğini bir telgrafla başbakanlığa ilan etti. İnönü, 13 Haziran 1937'de TBMM'de yaptığı konuşmada millet adına Atatürk'te teşekkür etti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
9.
8* Atatürk aynı gün İnönü'ye telgraf çeker. Yıllar önce annesinin mezarı önünde ettiği yemini tekrar eder:
Ben, gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim! pic.twitter.com/kxzS6CfEbh
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
10.
9* Tarihler 29 Ekim 1937… Atatürk, Cumhuriyet'in yıldönümü kutlamaları için verilen baloda Fransız sefiri ile konuşur ve niyetini açıklar:
Milletime söz verdim Hatay'ı alacağım. pic.twitter.com/KCmcCNA1fV
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
11.
10* Fransız ordusu 30 Kasım 1937'de bir takım kutlamaları bahane edip Hatay'a müdahale etti. Mesaj gayet açıktı. Suriye başbakanı davet edildi. 21 Aralık 1937'yi 22 Aralık'a bağlayan gece Ankara'da Karpiç Lokantası'nda görüşme yapıldı.
Bu görüşme çok farklı bir görüşmeydi.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
12.
11* Daima yurtta sulh, cihanda sulh diyen adam, o gece Suriye başbakanı Cemil Mardam'ın ve Adil Arslan'ın karşısında çok farklı konuşuyordu:
Fransızla hayal kurarsa netice aleyhlerine olur… Fransızlar akıllarını başlarına alsınlar… Benim için diplomasi meçhuldür…
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
13.
12* Atatürk o gece konuştukça, sesi Karpiç Lokantası'nın duvarlarında yankılanıyordu:
Fransızlar bir şey yapamazlar! Eğer şüpheleri varsa tecrübe edebilirler! Namusum üzerine yemin ederim ki Hatay'ı bırakmam! Fransız hükümeti aklını başına toplasın!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
14.
13* Atatürk o gece bir diplomat gibi değil, savaşçı gibi konuşuyordu:
Fransa Suriyelileri adam yapmak istiyormuş! Evvela kendileri adam olsunlar! Türkiye kuvvetini kurmuştur. Mesele benim için namus meselesidir! Meseleyi halledeceğiz. Bunun için en büyük tehlikeyi göze aldım!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
15.
14* Konuşmanın sonlarına doğru Atatürk daha da öfkeliydi:
Suriye'nin tam bağımsız olmasını istiyoruz. Fransızlar mani olursa söyleyecek sözümüz vardır. Suriye'nin ordusu yoktur. Fakat bizim ordumuz vardır. İcap ederse girerim! Sonra yine çıkarım. Katiyen bırakmam.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
16.
15* Atatürk Hatay uğruna Fransa ile ciddi bir kavgaya tutuşmayı göze almış ve Suriye başbakanına alenen açıklamıştır. Ocak 1938'de bir dizi temaslarda bulunsa da hiç hesapta olmayan bir durumla karşılaşır: Hastalık!
7 Şubat 1938… Göğüs ağrısı ve öksürük rahatsızlığı başlar.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
17.
16* 27 Şubat.. Şiddetli burun kanaması geçirir. Yine de aynı akşam yapılması planlanan toplantıya katılır. Toplantı bitince Celal Bayar'ı çağırır. Konuyu gizli tutmasını, yabancı hekim istemediğini, yerli hekimlere tedavi olacağını söyler.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
18.
17* 6 Mart 1938… Yerli doktorlar tarafından muayene edilir. Fakat nafile, 2 hafta sonra ağrıları dayanılmaz noktalara varır. Durumu kötüdür.
15 Mart: Ağrıları dayanılmaz noktaya ulaşır. Bayar'ı çağırır ve gerçeği söyler: Çocuk, ne yapacaksan çabuk yap, ben hastayım!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
19.
18* 28 Mart… Fransa'dan davet edilen Dr. Fissinger Atatürk'ü muayene eder ve raporunu sunar: Günde 12 saat dinlemek ve çalışmaları bırakmak. Atatürk kısa süreliğine dinlenmeyi kabul eder fakat 17 Mayıs'ta Fransız basını onun çok hasta olduğunu yazınca tepesi atar.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
20.
19* Tüm ısrarlara rağmen hala ayakta olduğunu göstermek için tedaviyi bırakıp 19 Mayıs gösterileri için kutlamalara katıldı. Kutlamaların ardından ani bir kararla Adana'ya gitme kararı aldı. Bu, onun hastalığa meydan okumasıydı. Ve bir sonun başlangıcıydı. pic.twitter.com/4Ciec2OdZG
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
21.
20* 20 Mayıs.. Atatürk, Adana'da yapılan askeri geçit törenini 45 dakika boyunca ayakta izler. Bir ara, yorgunluktan bayılacak gibi olur. Yaveri Salih Bozok yanına gelir, oturmasını ister. Atatürk oturmaz, Salih'e yaslanır. Askeri geçtiği esnada bağırır:
Marş! Marş!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
22.
21* Akşam olduğunda bitkin haldedir. Yüzünde, renginde değişim başlar. Büyük adam yavaş yavaş tükenmektedir. O akşam çekilen fotoğrafı her şeyi yansıtmaktadır: pic.twitter.com/nsThcscfFs
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
23.
22* Ertesi gün Mersin ve Viranşehir'i gezerek denetlemeler yapar. Tüm gün çalışır. Yorgunluğu, yüzüne yansımıştır. pic.twitter.com/8sueYFj6Ak
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
24.
23* Tarihler 24 Mayıs.. Mersin'den Adana'ya geçti. Piyade ve topçu birliklerinin geçit törenini yine ayakta izledi. Buraya kadardı. Tüm gücü bitmiş gibiydi. Akşamüstü fenalaştı. Durum gittikçe kötüye gidiyordu. Derhal Ankara'ya dönüldü.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
25.
24* Tarihler 29 Mayıs… Karnının su topladığı tespit edildi. Hastalığı ilerlemeye başlamıştı. Çalışmaları bırakmaya niyeti yoktu. İstanbul'a geçti. 2 Haziran'da, "imar planı" adı altında gizli toplantılar düzenlemeye başladı. Böylelikle Hatay için, plan devreye sokuldu.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
26.
25* Yorucu çalışmalar sırasında yeniden fenalaştı. 8 Haziran'da Dr. Fissinger yeniden Türkiye'ye geldi. Yeni bir rapor sundu. Atatürk'ün hastalığı ilerlemişti. Günde en az 20 saat yatarak dinlenmesi gerekiyordu. Çalışması kesinlikle yasaktı. Kenara çekilme vakti gelmişti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
27.
26* Atatürk Hatay için mücadele verdikçe, sağlığı iyiden iyiye bozulmuştu. Ama duracak mıydı? Kader onu ettiği yeminlerle sınıyordu. Kenara mı çekilecekti yoksa gerekirse canını mı verecekti.
14 Haziran.. Afet İnan'a telgraf çekti: "Tamamen iyileşme ümidi ve şansı kuvvetlidir."
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
28.
27* Atatürk, bir askerdi. Kenara çekilmek ve savaşarak ölmek arasındaki seçimini bir asker gibi yaptı. Kenara çekilmeyi reddetti. 16, 17, 20, 22 ve 24 Haziran'da bakanlarla çalışmalarını sürdürdü. Aynı gece yüksek ateş nedeniyle fenalaştı. Üç gün dinlendi.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
29.
28* İş öyle bir noktaya gelmişti, Atatürk çalıştıkça iyiden iyiye rahatsızlanıyor, bir iki gün dinleniyor sonra tekrar çalışıyordu. Yine öyle oldu. Üç günlük dinlenmenin ardından 27 ve 29 Haziran'da bakan, general, vali ve elçilerle çalışmalarını İstanbul'da sürdürdü.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
30.
29* 4 Temmuz 1938'te Türk ordusu Hatay'a girdi. 9 Temmuz'da çalışmalarını sürdürdü. 10 Temmuz'da yüksek ateş nedeniyle fenalaştı. Hastalığı tüm dünyaya zatürre olarak ilan edildi. 16 Temmuz.. Dr. Fissinger üçüncü defa İstanbul'a çağrıldı. Atatürk'ü muayene etti ve raporunu sundu.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
31.
30* Mayıs'tan itibaren alkol kullanmıyordu. Bunun yerine çok sık sigara içiyor, çalışırken dinç olmak için günde 9 fincana yakın Türk kahvesi içiyordu. 9 fincan… Bir insan neden günde fincan kahve içerdi ki? Kim için? Ne için?
Artık onlar da yasaktı. Her şey yasaktı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
32.
31* Çalışmak, sigara, kahve hatta ayakta durmak… Günde 22 saat uzanması gerekiyordu. Sadece 2 saat ayakta kalabilirdi. 2 gün boyunca dinlendi. Bu sayede bir haftadır düşmeyen ateşi düşmüştü. 3. gün çalışmalara başladı. 24, 26 ve 30 Temmuz'da uyumadı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
33.
32* Meydan okuyordu. Erken kalkıyor, sigarasını ve kahvesini alıyor, toplantılar yapıyordu. Direnebildiği kadar direniyordu.
15 Temmuz.. Tevfik Rüştü Aras'la çalıştı. 18 Temmuz.. Hatay Devlet Başkanı Tayfur Sökmen'le toplantı yaptı. Ertesi gün elçileri çağırdı. pic.twitter.com/untezrUUUT
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
34.
33* Avrupa'daki tüm büyükelçilerle toplantı yaptıktan sonra, Fevzi Çakma'a askeri manevraları başlatma emri verdi. Hatay meselesi ısınacaktı. Yaptığı rest işe yaradı. 2 Eylül 1938'de Hatay, bağımsızlığını ilan etti. 3 Eylül 1938'de Hatay meclisi kuruldu.
En büyük bayramıydı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
35.
34* Hatay onun namus meselesiydi. Borcunu büyük oranda ödemişti. İçin rahattı. Gönül rahatlığıyla noteri çağırdı ve vasiyetini yazdırdı. Ertesi gün Dr. Fissinger tekrar İstanbul'a davet edildi. Görüntüsü iyice değişmişti. pic.twitter.com/5Vnc8gXlZM
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
36.
35* Karnı yine su toplamıştı. Çok acı çekiyordu. Aldırmak istedi. Riskliydi. Ameliyat gerekiyordu. Olsun dedi. Ameliyat oldu. Aynı gün, Hatay konusu nedeniyle Cenevre toplantısına katılacak Tevfik Rüştü Aras'la toplantı yaptı. Tempoyu kaldıramadı. Akşama rahatsızlandı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
37.
36* 9 Eylül'de Paris büyükelçisi Suat Davaz'la 10 Eylül'de içişleri bakanı Şükrü Kaya ve Budapeşte büyükelçisi Behiç Erkin’le çalıştı. 17 Eylül 1938… Celal Bayar'la yaptığı toplantı sırasında, aklından geçenleri ona anlattı. Yolun sonuna yaklaştığının farkındaydı. pic.twitter.com/QfZTkwOn4w
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
38.
37* 21 Eylül.. Karnı yeniden su topladığı için ameliyat oldu. Artık ağrısız günü yoktu. Enerjisi tükenmiş gibiydi. 26 Eylül.. Atatürk ilk defa komaya girdi. Bir gün boyunca komada kaldı. Ertesi gün uyandı ve aynı gün toplantılarına devam etti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
39.
38* 2 Ekim'de Cenevre'den dönen Tevfik Rüştü Aras'la, 3 Ekim'de Başbakan Celâl Bayar ve Atina elçisi Ruşen Eşref Ünaydın'la toplantı yaptı. 6 Ekim.. Yeniden fenalaştı. Durumun farkındaydı. Vasiyetini notere teslim etti, "gerektiği zaman kanunî muamelesini yaparsınız!" dedi.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
40.
39* 7 Ekim.. Fevzi Çakmak ve ordu komutanı İzzettin Çalışlar'la toplantı yaptı. Saatler sürdü. Hatay'ın anavatana katılması için son hamlelerini yapmak istiyordu. 8 Ekim'de yakın dostu Kılıç Ali, 9 Ekim'de Başbakan Celal Bayar ile toplantı yaptı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
41.
40* 10 Ekim'de Celal Bayar, Fehti Okyar ve Salih Bozok ile.. 11 Ekim'de Tevfik Rüştü Aras ile toplantı yaptı. Aynı gün kız kardeşi ve kızlarını tekrar yanına çağırdı. Artık tamamen bitkin haldeydi. Gece komaya girdi. Dört gün boyunca komadan çıkamadı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
42.
41* Dört gün süren koma, Ankara'yı ayağa kaldırdı. İki resmi açıklama yapıldı. Komadan çıktığı gün bakanlar kurulunu çağırdı. Artık tedavi, istirahat vs. kalmamıştı. Ölümle yüzleşiyordu. Bu, onun ölümden korkmadığını haykırış şekliydi.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
43.
42* 20 Ekim.. Yatağından kalkamayacak duruma geldi. Kendisi toplantıya gidemiyorsa, toplantı kendi ayağına gelirdi. Celal Bayar'ı odasına çağırdı. Yatak odasında toplantı yaptı. Dünyaya "sağlığı yerinde" mesajı verildi. Hatay konusu çözülene dek bu vaziyet sürecekti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
44.
43* 22 Ekim ve 25 Ekim'de Rıza Soyak'la hasta yatağında üçer saat çalıştı. Ertesi gün, kızı Ülkü'yü yanına çağırdı. 27 Ekim, Celal Bayar ile hasta yatağında toplantı yaptı. 29 Ekim… Hayatında ilk defa Cumhuriyet kutlamalarına katılamadı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
45.
44* Kutlamalara katılamayacak kadar hastaydı ama Bayar'ı görevlendirdi. Resmi vasiyetini açıklamıştı. Bir vasiyeti de orduya oldu. Orduya vasiyet metinin Bayar'a vermişti. Bayar, Ulus meydanında Atatürk'ün orduya mesajını okudu: pic.twitter.com/395Afs501K
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
46.
45* 3 Kasım 1938.. Rahatsızlandı. Ertesi gün iyileşir iyileşmez Celal Bayar'ı çağırıp toplantı yaptı. 5 Kasım, kardeşi ve kızlarını yanına çağırdı. Kardeşi ve kızlarını sık sık çağırıyordu. Çünkü onları son kez gördüğünün farkındaydı. pic.twitter.com/5pozt8EMJn
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
47.
46* 6 Kasım… Karnı yeniden su toplamıştı. Ağrılar dayanılmaz boyutlara çıkıyordu. Son zamanlarda kusmalar başlamıştı. Rengi kırmızıya çalan sıvı çıkarıyordu. Geceleri uyuyamıyordu. Üçüncü defa ameliyatla su karnından su aldırmak zorunda kaldı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
48.
47* Karnından tam 6 litre su alınmıştı. Canı enginar çekmişti. İstanbul'da bulunamamış fakat Hatay'da bulunmuştu. Uğrunda canını ortaya koyduğu Hatay'dan sipariş edilen enginar İstanbul'a vardığında o şimdi yeniden komaya girmişti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
49.
48* Vücudu ameliyatı kaldıracak durumda değildi. Zaten doktorlar yapmak istememişse de "bu acı dayanılır gibi değil, emrediyorum" demişti. Ameliyattan sonra ateşi yükseldi. Ertesi sabah bilincini iyice kaybetti.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
50.
49* Gece yarısı uyandı. Sigara istedi. İçti. Gezmek istedi. Üşüyünce yatağa getirildi. Sabaha karşı bir bardak çay istedi. Bir ara oflamaya başladı. Sayıkladı. Artık cümleleri seçilemiyordu.
8 Kasım saat 18:30'dan itibaren tekrar komaya girdi.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
51.
50* Sabah karşı uyanır gibi oldu. Yatağın ortasına oturup öğürmeye başladı. Kahverengi pıhtılaşmış kan çıkarıyordu. Derhal Prof. Neşet Ömer İrdelp çağrıldı. İğne yaptı. İlaç iyi gelmişti. Bir ara saati sordu.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
52.
51* Dr. İrdelp gece muayene için geldi. Dilini uzatmasını istedi. Ancak dilini yarısına kadar çıkardı. Dr. İrdelp yeniden seslendi. Algılayamıyordu. Dr. İrdelp'e dikkatlice baktı ve son sözünü söyledi:
Vealeykümselam!
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
53.
52* Tekrar komaya girdi. 9 Kasım'ı komada geçirdi. Gece daha da kötü oldu. Tepki vermiyordu. Sadece gözbebekleri ışığa cevap veriyordu. Bir süre sonra nefes borusundan hırıltılar gelmeye başladı.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
54.
53* Sabah saat 8 sularında göğsü hızla inip çıkmaya başladı. Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter ile Dr. Abravaya Marmaralı taban reflekslerini kontrol ediyorlardı. Saat 9 gibi birden bire gözleri açıldı ve başını sağa çevirdi. Artık ölmüştü.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
55.
54* Libya, Çanakkale, Muş, Diyarbakır, Halep, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Sakarya, Dumlupınar… Ve nihayet Hatay… Mustafa Kemal Atatürk, ömrünü memleket için çabalayarak geçirmiş ve söz verdiği gibi gerektiğinde canını vermiştir.
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
56.
55* Biz Hatay'ı aldık. Karşılığında Mustafa Kemal'i verdik. Onun kendi canı için biçtiği değer Hatay kadardır. Varın bu vatanın ne kadar kıymetli olduğunu, siz düşünün. pic.twitter.com/3c9x4Ov4En
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018
57.
Ağlayalım Atatürk'e,
Bütün dünya kan ağladı,
Başbuğ olmuştu mülke,
Geldi ecel can ağladı,Şüphesiz bu dünya fani,
Tanrı'nın aslanı hani,
İnsi cinsi cem'i mahluk,
Hepsi birden ağladı..Aşık Veysel pic.twitter.com/kE0AAIp2xR
— CON SINOV (@lordsinov) 9 Kasım 2018