Aşk. Sayısız araştırmaya konu aşk. Sayısız tartışma. Sayısız ve hatta cevapsız kalmış sorular. Sayısız hikaye, masal. Filmler, diziler, kitaplar, şiirler, şarkılar… Aşkın peşinde binlerce yıldır anlam arıyorlar. Sonuçlarını heyecanla ve büyük beklentilerle derlediğimiz 7 bilimsel araştırmanın aşkla ve uzun ilişkilerin sırlarıyla ilgili verdiği ip uçları belki yardımcı olur umuduyla.
1. Bu 7 psikolojik araştırma aşkı anlamanıza yardımcı olabilir
Aşkla ilgili tüm sorulara cevap bulma arayışında bilim insanları oldukça şaşırtıcı sonuçlara ulaştılar. Bildiğimiz tüm şehir efsanelerini unutup bu yeni bilgileri kabul etmeli ve ilişkilerimizde bu araştırmalardan faydalanmalıyız. Çünkü bazen bilim insanlarının ilişkiler hakkında verdikleri ipuçları aşkı bulmamızda ya da aşkımızı, ilişkilerimizi kurtarmada gerçekten yol gösterici olabiliyorlar.
2. Her şey ilk öpücüğe bağlı
Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, ilk öpücüğün, potansiyel bir erkeğin veya kadının birbirlerine uygun olup olmadığını değerlendirmek için kullanılabileceğini gözler önüne serdi. Özellikle kadınlar için ve özellikle konu uzun vadeli ilişkiler olduğunda, ilk öpücük oldukça büyük öneme sahip. Sonuçlar, öpüşmenin temel fonksiyonunun uyarılma seviyelerini yükseltmek olduğunu belirten ilk hipotezin aslında yanlış olduğunu gösteriyor.
3. 25 yıl ve daha fazla birlikte yaşayan çiftler benzer mimikler geliştiriyor
Michigan Üniversitesi’nden bilim insanları, eşlerin fiziksel görünümündeki benzerlik üzerine çalıştılar. Sonuçlar birlikte geçirilen 25 yılın sonunda eşler arasındaki benzerlikte belirgin bir artış olduğunu gösteriyor. Dahası, çiftlerin benzerliğindeki artış mutlu evlilik ile ilişkilendiriliyor. İncelenen bu olağan üstü bilginin açıklamaları arasında, duygusal taklit teorisine dayanan bir tanesi öne çıkıyor. Bu teoriye göre, duygusal süreçler kas sisteminde değişikliklere yol açıyor.
4. İlk cinsel deneyim yaşı gelecekteki ilişkilerin sonuçları üzerinde etkili
Austin’deki Texas Üniversitesi’nden bilim adamları, ilk cinsel deneyimini 19 yaşından sonra yaşayanların yetişkinlikte mutlu romantik ilişkiler yaşama ihtimalinin daha yüksek olduğu sonucuna vardılar. Dahası, erken evlenme olasılıkları çok az ve genelleme yapmak gerekirse hayatları boyunca daha az cinsel partnerleri oluyor. Cinsel ilişkiye geç yaşta başlayan deneklerin uzun süreli ilişkilerde daha güvenilir olduğu düşünülüyor. Deney, bu deneklerin anlaşmazlıkları daha iyi ele aldıklarını ve partnerlerine daha fazla ilgi ve daha fazla sevgi gösterdiklerini gösteriyor.
5. Birlikte izlenen romantik filmler ilişkileri kurtarmaya yardımcı oluyor
3 yıllık uzun bir çalışma sonucunda birlikte romantik filmler izleyen ve izledikleri filmler hakkında fikir alışverişinde bulunan çiftlerin boşanma riskinin azaldığını gösteriyor. Bu filmleri izledikten sonra her iki taraf da birbirleriyle etkileşime giriyor ve neyi doğru neyi yanlış yaptıklarını daha iyi anlıyor. Bu da daha az anlaşmazlık ve daha az yanlış anlaşılma demek.
6. Sevgilinin fotoğrafına bakmak acıyı azaltıyor
Yeni bir çalışma, sevgilinizin fotoğrafına sadece bakmanın bile ağrıyı azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Sevdiğiniz birinin elini tutmak veya ona dokunmak da aynı şekilde. Çalışma, erkek arkadaşlarıyla en az 6 aydır iyi ilişkiler içinde olan kadınları içeriyor. Deney sırasında kadınlara erkek arkadaşlarının, tanımadıkları insanların ve bir sandalyenin fotoğrafları gösteriliyor ve ağrı seviyeleri raporlanıyor. Sonuçta eşlerinin fotoğraflarına bakmanın kadınların acıya katlanmalarına yardımcı olduğu ortaya çıktı. Genellikle sosyal desteğin, davranışlarla veya destekleyici sözlerle yapıldığında daha etkili olduğunu düşünürüz. Ancak bu araştırmaya göre sadece fotoğrafın bile etkisi büyük.
7. Modern evlilikler kişisel farkındalık gerektiriyor
Northwestern Üniversitesi’nden Eli J. Finkel meslektaşları ile birlikte boşanmaya sebep olan temel nedenleri inceledi. Sonuçlar, geçmişte çiftlerin beklentilerinin birbirlerinin güvenlik ihtiyacını karşılamaları iken bugün modern ilişkilerde daha fazla psikolojik tatmin beklediklerini gösteriyor. İnsanlar, evliliklerinin kendilerine olan saygılarını ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını karşılamalarında yardımcı olacağını düşünüyor. Bu ihtiyaçları karşılamak için ise yeterli zaman ve psikolojik kaynaklar gerekli. Yeterli kaynak yoksa veya çiftlerden biri çaba göstermek istemiyorsa, eşini hayal kırıklığına uğratıyor. Bu durumda çift hayal kırıklığına uğramamak için evlilik beklentilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyor.
8. Yüksek IQ’ya sahip erkeklerin eşlerini aldatma olasılığı daha az 🙂
Saint Louis Üniversitesi’nden bilim insanlarına göre, daha yüksek IQ’ya sahip erkeklerin eşlerini aldatma olasılığı IQ’su düşük olanlara göre daha az. Araştırmacılar binlerce yetişkin ve binlerce genç üzerinde yapılan anketlerin sonuçlarını analiz ettiğinde daha akıllı erkeklerin tek eşlilik ve cinsel ayrıcalıklara değer verdiği ortaya çıktı.
Kadınlara gelince, IQ seviyelerinin sadakatleri üzerinde bir etkisi yok.
Kaynak 1