Antik Yunan’da evlilikler ve düğün törenleri, toplumun sosyal ve kültürel yapısının temel taşlarından birini oluşturuyordu. Ailelerin ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak amacıyla düzenlenen bu evlilikler, aynı zamanda dini ritüellerle de iç içe geçmişti. Evlilik, yalnızca iki bireyin bir araya gelmesinden ziyade, aileler arasında yapılan bir anlaşma ve geleceğe yönelik bir ittifak olarak görülüyordu. Düğün törenleri ise, tanrılara sunulan dualar ve adaklarla başlayan, çeşitli ritüeller ve kutlamalarla devam eden kapsamlı bir süreçti. Bu yazımızda, Antik Yunan evlilikleri hakkında nasıl planlandığını, düğün törenlerinin hangi aşamalardan geçtiğini ve bu süreçlerin toplumsal anlamını inceleyeceğiz. İşte antik Yunan’da evlilik ve düğün gelenekleri hakkında 8 gerçek👇
1. Antik Yunan’da evliliklerin tanrıçası Hera’ydı
Antik Yunan’da evlilik ve düğün gelenekleri listemize başlıyoruz. Antik Yunan’da Hera evliliklerin tanrıçasıydı. Ocak-Şubat aylarına denk gelen Gamelion düğün ayında Hera’ya kurbanlar kesilirdi. Bu kurbanlar sırasında Tanrıça gamostolos (“düğün hazırlayıcısı”), zygia (“birleştirici”) ve leleia (“tamamlanmış”) olarak anılırdı. Midilli Adası’nda da Gamelion ayında güzellik yarışmaları düzenlenirdi.
Olympia’da kadınlar her dört yılda bir Hera’ya adanmış bir festival kutlarlardı. Festivale liderlik etmek için bölgedeki her topluluktan ikişer kadın olmak üzere toplam on altı kadın seçilirdi. Festivalde Hera’ya yeni bir peplos (antik Yunanistan’da kadınların giydiği geleneksel bir giysi) verilirdi ve evlenmemiş kadınlar sağ omuzları görünen kısa bir chiton giyerek yarışırlarlardı. Antik Yunan düğünü, bir kadın için yaşamın tamamlanmasıydı.
2. Antik Yunan’da hükümet evlenmemiş genç kızları evliliğe teşvik ediyordu
Evlilik, resmi olarak, bir erkek ile kadının babası arasındaki özel bir iş anlaşmasıydı. Antik Yunan’da evliliği çevreleyen yasalar yerden yere farklılık gösterse de, genel olarak evlilik kişisel bir işlevden ziyade toplumsal bir işlev olduğu düşünülüyordu. Antik Yunan düğünlerinin yerine getirdiği toplumsal işlevler arasında üreme, ev halkı arasındaki bağların güçlendirilmesi ve devlet tarafından “sorunlu” bir demografik grup olarak görülen evlenmemiş kızların kontrol edilmesi yer alıyordu. Belirli evlilik yasalarındaki farklılıklara rağmen, tutarlı olan bir şey, genç, evlenmemiş kızların uygun erkeklerle evlenmesini sağlamak için hükümetin müdahalesiydi.
3. Çeyiz ne kadar büyük olursa, ailenin o kadar zengin olduğu düşünülüyordu
Antik Yunan düğününde ilk adım çeyizdi. Bu, bir kadının edindiği ve kyrios’u (koruyucusu) tarafından karşılanan en önemli mülk biçimi olurdu. Genellikle çeyiz, engue veya nişan sırasında verilirdi, ancak tüm taraflar kabul ederse evlilik töreni gibi daha sonraki bir tarihte de verilebilirdi. Genellikle çeyiz bir miktar para olurdu, ancak mobilya gibi taşınabilir mallar da verilebilirdi. Para dışındaki herhangi bir mülke parasal bir değer atanırdı. Çeyiz niyetine arazi de verilebilirdi, ancak çoğu erkek mülklerini oğullarının mirası için saklamak istediği için bu nadirdi.
Büyük bir çeyiz, ailenin zenginliğinin ve sosyal statüsünün bir ifadesiydi. Ayrıca, boşanma veya evliliğin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda kocanın, çeyizi karısının ailesine tam olarak geri ödemesi gerekirdi. Böylece anlamsız boşanma ve kocanın karısına kötü davranması önlenirdi. Bunu yapmazsa, yılda yüzde on sekiz oranında bir faiz konurdu. Bu nedenle, başlangıçta karısının geçimi için ayrılmış olsa bile, çeyizi harcamamak genellikle kocanın ve ailesinin çıkarınaydı.
İlginizi çekebilir:
Antik Yunan Döneminde Günlük Yaşamın Vazgeçilmezi Olan 7 Sıradan Eşya
4. Kuzenler arasında evlilik yaygındı
Atinalı kızların çoğu muhtemelen 14 ila 18 yaşları arasında evlendirilirken, erkeklerin çoğu genelde 30 yaşlarında evlenirdi. Bir evliliği ayarlama sorumluluğu, yasal olarak kendi evliliğini ayarlayabilecek durumda olmadığı için bir kadının velisine veya kyrios’una düşüyordu. Kendi evliliğini ayarlayamasa da, kocasıyla en azından bir miktar sosyal teması olurdu. Geniş bir aile içindeki evlilikler, özellikle de birinci kuzenler arasındaki evlilikler nispeten yaygındı. Amcalar ve yeğenler, ikinci kuzenler veya aynı babadan ama farklı anneden olan kardeşler arasındaki evlilikler hiç de nadir değildi. Geniş aile içinde uygun bir damat yoksa, gelinin babasının bir arkadaşı bu görevi üstlenirdi. Aile veya sosyal çevre dışından evlilikler de gerçekleşmiş ve hatta bazen gelinin evlilik ayarlanmadan önce damadı görmemiş olması bile söz konusu olabilir.
5. Ocak ve şubat ayları evlilik dönemi olarak geçiyordu
Çoğu antik Yunan düğünü, evlilik ayı olan Gamelion ayında gerçekleşirdi. Yunan takviminde Gamelion, Roma takviminde Ocak-Şubat aylarına denk geliyordu. Gamelion, düğün anlamına gelen Yunanca gamos kelimesinden türemiştir. Bu ayda, Hera ve Zeus’un evliliğini anmak için Hieros Gamos olarak bilinen bir festival düzenlenirdi; burada Zeus için bir domuz kurban edilirdi. Lesbos adasında, Gamelion ayı boyunca Hera’nın tapınaklarının önünde kadınlar için güzellik yarışmaları düzenlenirdi.
6. Düğünden bir gün önce gelin adına adaklar adanırdı
Gerçek törenden önceki gün, “proaulia” adı verilen hazırlıklar yapılırdı. Genellikle Artemis, Afrodit, Hera, Athena ve farklı yerel tanrılar, tanrıların gözüne girmek için gelin ve damat adına kurbanlar alırdı. Artemis’e, gelin adına adak adanırdı. Adanan eşyalar arasında gelinin çocukluğundan kalma oyuncaklar ve giysiler ile bir tutam saç da bulunurdu. Cinsel enerjiyle yüklü bir bakire “kuşağı” veya başka bir giysi de adanabilirdi. Antik Yunan’da evliliğinin gerçek amacı her zaman çocuk sahibi olmaktı.
İlginizi çekebilir:
Demokrasiden Çalar Saate: Antik Yunan Medeniyetinde Ortaya Çıkan 10 İcat ve Yenilik
7. Düğün gününe “Gamos” denirdi
Antik Yunan’da gelin düğün töreni sabahı yıkanırdı. Banyodan sonra, geline pahalı giysiler giydirilirdi. Gelini giydirmek üzere nymphokomos adı verilen profesyonel bir asistan tutulurdu. Stephane olarak bilinen bir taç takılırdı. Safranla boyanmış ve uygun zamanda kaldırılması gereken gelin duvağı, kıyafetin en önemli parçasıydı.
Hem gelinin hem de damadın evleri süslenirdi ve hymen hymenaeus olarak bilinen ziyafet, içki, dans ve şarkılardan oluşan bir kutlama, gelinin veya damadın aile evinde gerçekleşirdi. Misafirler cinsiyete göre ayrılırdı. Hatta gelin ve damat birlikte yemek yemezdi.
Hava karardıktan sonra düğün alayı gelini yeni evine (damadın evine) getirirdi. Yol meşalelerle aydınlatılırdı ve kötü ruhları uzaklaştırmak için bağırılır, şarkılar söylenirdi. Gelin ve damadın doğurganlığı teşvik etmek için üstlerine ayva veya menekşe gibi nesneler atılırdı. Damadın evine vardıktan sonra çeşitli ritüeller yapılır ve evlilik tamamlanırdı.
8. Düğünden sonra da eğlenceler bir gün devam ederdi
Antik Yunan’da evlilik ve düğün gelenekleri hakkında gerçekler yazımızın sonuna geldik. Düğünden sonraki gün daha fazla ziyafet ve dans gerçekleşirdi. Yeni evli çifte hediyeleri de bu zamanda verildi. Hediyeler arasında parfümler, sabunlar, mobilyalar, kaplar ve diğer ev eşyaları olurdu. Hediyelerden sonra, evlilik töreninin son şenliği, gelin tarafından pişirilen ve yalnızca damadın babasının evinde, yani artık yeni gelinin hanesinde ailenin erkeklerinin katıldığı başka bir ziyafet gerçekleşirdi.
Kaynak: 1