Zamanın akmadığı tek yer anne yanıdır. Annelerimiz, çocukluğumuzdan yaşlılığımıza bizim iyiliğimizi düşünen nacizane varlıklardır. Onların ısrarlarına karşı duracak bir bünye, istekleri geri çevirecek bir cengaver daha çıkmadı, onlardan kaçamadı. Kaçanlar olduysa da kafalarına güdümlü terliği yedi.
Annelerimizi kocaman öpüyor,
ısrarlarına hüzünle boyun eğiyoruz:
O tabak bitmeden sofradan kalkmak yok annesinin minnişkosu
Kalkar gibi olduk ama annelerimizin kaşık büken bakışlarıyla tekrar ıspanağın başına hüzünlü gözlerle oturduk.
Bare yanına atıştırmalık bir şeyler alsaydın annesinin börülcesi
Sokakta elinde elma ve ceviz içi, badem poşetiyle gezenlere bir selam çakıyoruz.
Akşam amcanlar gelecek bir yere gitmek yok annesinin böğürtleni
İnce belli çay bardağı Arjantin bira bardağını patates etti.
Kesinlikle diğerini giy o daha sıcak tutar annesinin hipster’ı
Rasyonel cevapların ilahı annelerimiz. Gitti moda, gitti artizlik.
O ayakkabının beyazını almayalım çabuk kirlenir annesinin süper novası
İşte o beynimizde süper novalar patlar, hayallerimizi süsleyen beyaz ayakkabı süzülerek kara delikte yok olurdu.
Kaç kere diyeceğim müziğin sesini kıs diye annesinin axl rose’u
3+1 değil, 83489345+1 gelse bir anne karşısında duramaz.
Kızın ailesi biliyor mu? Söylesin en kısa zamanda annesinin pötürcüğü
You know nothing kızın ailesi.
Üzerine doğru düzgün bir şeyler giy annesinin cumburlobu
Punk is not dead anneciğim.
Kahvaltı etmeden evden çıkma annesinin löpürcüğü
Sabah uyandığında anne çayı demlemiş olursa, neden olmasın?