1929 yılında Erzurum’da doğan Altan Erbulak, yeni nesil tarafından pek bilinmese de, ülkemizin en önemli tiyatro oyuncularından biridir. Ayrıca sinema oyunculuğu da yapmıştır. Ancak tiyatro ve sinema rolleri almadan önce karikatüristlik de yaptı. Daha sonra ise bazı gazetelerde ve dergilerde çeşitli yazılar kaleme aldı. İşte en ünlü tiyatroculardan biri olan Altan Erbulak hakkında bilmeniz gerekenleri anlattık.
Altan Erbulak, 11 Kasım 1929 yılında Erzurum’da dünyaya geldi
Erbulak’ın babası binbaşı idi, bu nedenle Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde okumak zorunda kaldı. Bilgi adında bir kız kardeşi vardı. Bakırköy Ortaokulu’nu bitirince önce Işık Lisesi’ne, sonra Tophane Erkek Sanat Enstitüsü’ne gitti. İDGSA İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim okudu, ancak askerliğini yaptıktan sonra tekrar okula giderek 1950’de mezun oldu.
İlk karikatürü 1944 yılında yayınlandı ve ilk kez 1954 yılında bir sinema filminde rol aldı
1944 yılında ilk karikatürü Markopaşa dergisinde yayınlandı. 1947’de Akbaba dergisinde çalışmaya başladı. Erbulak, 1954’te arkadaşı Ahmet Üstel’in yapımcılığı ile çekilen Son Baskın filmiyle oyunculuk kariyerine başladı. 1955 yılında Yeni Sabah gazetesine girdi. Burada Sadık Şendil ona, “senin için senaryo yazdım” dedi ve bunun üzerine Gelin Ayşem sinema filminde ilk başrolünü oynadı.
1954’te ilk kez bir tiyatro oyununda profesyonel olarak sahneye çıktı
Erbulak, ilk olarak Bakırköy Halkevi’nde amatör tiyatro oyunculuğu yaptı. 1954’te Haldun Dormen’in ısrarıyla Cep Tiyatrosu’nda “Maitre Pierre Pathelin” oyununda profesyonel olarak sahneye çıktı. 1955’te Altan Aşkın ile evlendi. Bu evlilikten bir kızları oldu ve adına Altan koydular. Kızları Altan 16 yaşına geldiğinde, mahkemeye başvurarak adını Ayşe olarak değiştirdi. Erbulak, 1958 yılında bir haftalığına Medrano Sirki’nde palyaçoluk yaptı. 1964’te Füsun Şahin ile evlendi.
1971 yılında Füsun Erbulak, Nevra Serezli ve Metin Serezli ile birlikte “Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu”nu kurdu. Tiyatro, Beyoğlu-Şişli dışında açılan ilk tiyatroydu. 1978’de tiyatrosunu kapatınca, çeşitli tiyatro topluluklarında oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Münir Özkul Tiyatrosu ve İstanbul Devlet Opera Balesi’nin oyunlarında yer aldı. Erbulak, 1986’da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda tiyatroculuk yapmaya başladı. Burada, Yanımdaki Yatak isimli oyunda ilk defa güldürü dışında bir oyunda sahne aldı. 1985-1986 yıllarında ise Müjdat Gezen’in kurucularından olduğu Güldürü Üretim Merkezi’nde tiyatroculuk yaptı.
Altan Erbulak ayrıca, birçok gazete ve dergi içi karikatürler çizdi ve yazılar yazdı. Bunların yanı sıra TV sunuculuğu da yaptı
Erbulak, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Vatan, Akşam, Tef, Akbaba, Fırt, Hafta, Markopaşa, Yirminci Asır, Dolmuş, Gırgır, Doğan Kardeş, Taş, 41 Buçuk gibi çok dergi ve gazetede karikatür çizdi. Ayrıca Taş Arabası ve Altanca başlığıyla birçok dergi için yazılar yazdı. Başarılı sanatçı, “Hürmüz’le Cafer” ve “Kibar Hırsız” gibi birçok önemli karikatür tiplemelerini Türk mizahına kazandırdı. Ayrıca Erbulak, Orhan Boran’ın 1960’lı yayımladığı çizgi romanı Yuki’yi resimliyordu. Erbulak bunların yanı sıra, İtalya yapımı Franco e Ciccio filmi Yavru ile Katip’te Ciccio Ingrassia’nın oynadığı Katip karakterini seslendirdi.
Ayrıca sinema ve tiyatronun dışında Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım gibi TV programlarında yer aldı. Bununla birlikte Halit Kıvanç ile beraber uzun yıllar TV programı sundu ve yılbaşı programlarında skeçler yaptı. BBC’de televizyon eğitim kurslarına da katılan Erbulak TRT için Alıngan Gemisi, Deneme Televizyonu, Bilen Şoför Kazanıyor gibi programları hazırladı.
Altan Erbulak, 1 Mayıs 1988’de 58 yaşındayken vefat etti
Erbulak, ölümünde önce TRT-2’de yayınlanan “Bilgisayar Dünyası” adlı bir programın sunuculuğunu yapıyordu. Kendisi teknolojiye karşı çok ilgiliydi. Aynı zamanda ara sıra Maksim Gazinosu’nda şovmenlik yapıyordu. 1 Mayıs 1988’de “Dünyalar” oyununu oynadıktan sonra üçüncü kez kalp krizi geçirdi ve bunun sonucunda vefat etti.
Altan Erbulak’ın ikinci eşi Füsun Erbulak, onun anısını yaşatmak için elinden geleni yaptı
Altan Erbulak’ın ölümünden sonra eşi Füsun Erbulak, kızları Ayşe Erbulak ve Sevinç Erbulak tarafından yılın başarılı oyuncusuna verilmek üzere “Altan Erbulak Ödülü” 2003 yılına kadar verildi. Anılarını “Nalıncı Keseri ya da Ben Bir yalancıyım” adlı bir kitapta topladı. Ölümünden sonra “Delikır ile Kırmızı Başlıklı Seyirci” adı altında Füsun Erbulak tarafından kendi anıları ile birlikte bastırıldı. Ayrıca Erbulak’ın Mecidiyeköy’de oturduğu evin sokağına Altan Erbulak Sokağı ismi verilmiştir.
Adım Caner Cem Martı, 1996 yılında Bartın'da doğdum. 2010 yılında geçirdiğim kaza sonucunda vücudumun %99'u felç kaldı. 2015'ten bu yana bazı cihazlar yardımıyla internet ortamında çalışabiliyorum. İçerik editörlüğü ve sosyal medya uzmanlığı gibi alanlarda tecrübe sahibiyim, ancak asıl uzmanlık alanım SEO uyumlu makale yazmak. Ayrıca front-end tasarımlar yapıyorum. Sinema, spor ve tarih gibi konular çok dikkatimi çekiyor. Özellikle sinema tutkunuyum.
