DNA onarımı hakkında yaptığı bilimsel çalışmaların sonucunda Nobel Kimya Ödülü’ne layık gösterilen Aziz Sancar’dan sonra Mete Atatüre’nin “ışık seviyesinin gürültü ölçümü” Türk bilim tarihinin en büyük başarılarının başında görülüyor. Son günlerde göğsümüzü kabartan bu başarılardan sonra Türk bilim tarihini incelediğimizde ise karşımıza 15.yüzyıl Batı ve Doğu bilim dünyası tarafından ender bir astronom, matematikçi ve dil bilimcibilgin olarak gösterilen Ali Kuşçu çıkıyor.
Semerkant’ta doğan bilimci
1403’de Özbekistan’ın Semerkant şehrinde dünyaya gelen Ali Kuşçu, soyismini babası Muhammed’in Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olmasından dolayı aldığı lakap ile elde etmiştir.
Astronomi ve matematik ile başlayan yolculuk
Uluğ Bey’in Horasan ve Maveraünnehir hükümdarlığı sırasında, Semerkant’ta ilk ve dini öğrenimini tamamlayan Ali Kuşçu daha küçük yaşlarındayken astronomi ve matematiğe geniş ilgi duymaktaydı. İlgisinin karşılığında ise dönemin en büyük bilim adamlarından Uluğ Bey, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddün Cemşid’den astronomi ve matematik dersleri almayı başararak bilim dünyasına giriş yaptı.
İlk kitap ‘’Ay’ın Görünümleri Üzerine’’
Öğrenimini tamamlamak için Uluğ Bey’den habersiz Kirman’a giden bilim adamı orada yazdığı Ay’ın Görünümleri Üzerine adlı kitabıyla Semerkand’a geri dönerek Uluğ Bey’in takdirini kazanmıştı.
Türk Bilimi’nin en önemli eserlerinden
Semerkant’a dönüşünden sonra, Semerkant Rasathanesi müdürlüğünün başına geçmiş ve Zic-i Uluğ Bey (Uluğ Bey’in Astronomi Cetvelleri) adlı Türk kültür tarihinin bilim alanında ortaya konulmuş en önemli çalışmalardan birine önemli ölçüde yardım etmiştir.
Ali Kuşçu’nun İstanbul macerası
Uluğ Bey’in ölümünden sonra Semerkant’tan ayrılan Ali Kuşçu Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitti. Daha sonra Akkoyunlu-Osmanlılar arası barışı sağlama amacı ile Fatih Sultan Mehmed’e elçi olarak gönderilen Ali Kuşçu, Fatih’in İstanbul’da kalma ve medresede ders verme teklifini kabul ederek İstanbul’daki macerasını başlatan kararı verdi.
Fatih Külliyesi
İstanbul’un bilim adamları tarafından görkemli bir şekilde karşılanan Ali Kuşçu medrese, kütüphane, türbelerden oluşan çok amaçlı Fatih Külliyesi’nin programlarını hazırlayarak astronomi ve matematik dersleri vermeye zaman kaybetmeden başlayarak İstanbul’daki varlığını hissettirdi. Verdiği derslerin rağbet görmesi üzerine bilim adamları tarafından ayrıca takip edilmesi Ali Kuşçu’nun 16.yüzyıla gelindiğinde Osmanlı bilim dünyasına etkisini gösterecekti.
İstanbul’un enlem ve boylamını ölçüp, çeşitli Güneş saatleri yapan bilim adamı astronomi ve matematik alanında önemli eserler çıkarmıştır. Araştırmalarını gezegenlerin küreleri ve hareketleri üzerinde gerçekleştiren bilim adamı ayrıca yerin şekli, ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları hakkında oluşturduğu pratik bilgileriyle gelecek kuşaklara yol gösterici eserler ortaya koyarak bilim dünyasını önemli ölçüde aydınlatmıştı…