Elbette bir kardeşi olduğu için memnun olmayan bazı insanlar olabilir. Ancak “kardeşlik bağı” insan yaşamındaki en önemli, kuvvetli ve değerli bağlardan biri. Dünya üzerindeki bütün kardeşlik ilişkilerinin kendine özgü bazı dinamikleri olduğunu da kabul etmek gerekir. Ancak dünyanın neresinde olursa olsun büyük çocuk olmak bazı ortak sorunları beraberinde getiriyor.
Örneğin hemen bütün ailelerdeki en büyük çocukların genellikle “sorumluluk sahibi” veya “koruyucu” olduğu söylenir. Çünkü küçük kardeşleriyle ilgilenmek ve ebeveynlerine yardımcı olmak gibi sorumlulukları üstlenmek zorundalar! Hem de bazı durumlarda çok küçük yaşlardan itibaren. Yani bir anlamda, dünyanın dört bir yanındaki büyük kardeşlerin, sanki doğuştan sahip olduğu bazı ortak özellikler var. Ancak bu özelliklerin pek çoğu, ilerleyen dönemlerde büyük kardeşler için ciddi travmalara neden olabiliyor! Bu nedenle herhangi bir aile içerisindeki büyük kardeş olmanın hiç de kolay bir şey olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Peki, büyük kardeşler terapi koltuğuna en çok hangi sorunları taşıyor? Detaylara birlikte bakalım…
Büyük kardeşlerde en yaygın görülen sorunların başında mükemmeliyetçilik geliyor
Çünkü pek çok büyük kardeş, ebeveynlerinin “tecrübesizliğinin” kurbanı oluyor. Aileler, daha önce çocuk yetiştirme deneyimine sahip olmadıklarından, ilk çocuklarını bir anlamda “deneme-yanılma” yoluyla yetiştirmek durumunda kalıyor. Bu ise en büyük kardeşlerin çocukluk dönemlerinde katı kurallarla, aşırı beklentilerle ve tutarsız çocuk yetiştirme yöntemleriyle karşılaşmalarına neden olabiliyor. Uzmanlara göre bütün bunlar, büyük kardeşlerin mükemmeliyetçi insanlar olmalarına neden oluyor.
Büyük çocukların pek çoğu, kendini yetersiz hissediyor
Pek çok büyük kardeşte ortak bir şekilde görülen sorunlardan biri de yetersizlik hissi. Uzmanlara göre büyük kardeşler yetiştirilme tarzları, yüksek beklentiler ve küçük yaştan itibaren omuzlarına yüklenen sorumluluklar nedeniyle, kendilerine karşı normalden çok daha fazla eleştirel oluyor, her zaman daha fazlası için çabalaması gerektiğini düşünüyor!
Bu nedenle dünyanın dört bir yanındaki büyük kardeşler, yetersizlik hissiyle mücadele etmek durumunda kalıyor. Daha ileri vakalarda, kişiler başarılarını veya güzel şeyleri hak etmediklerini düşünüyor, yeteneklerinden ve becerilerinden şüphe duymaya ve sonunda kendisinin bir sahtekar gibi hissetmeye başlıyor! “İmposter sendromu” olarak da isimlendirilen bu durum, büyük kardeşlerin psikolojik ve fizyolojik olarak ciddi sorunlar yaşamasına neden olabiliyor.
Küçük yaşlardan itibaren “ebeveynlik” vazifesi üstlenmek zorunda kalıyorlar
Yani küçük yaşlardan itibaren normalde yetişkinlerin üstlenmesi gereken sorumlulukları üstleniyorlar. Küçük kardeşlerine göz kulak olmak, onlara yemek yedirmek, takip etmek, izlemek… Bütün bunların yanında farklı sorumluluk alanlarında ebeveynlerine yardımcı olmak durumunda kalan pek çok büyük kardeş var. Kısacası pek çok ailenin en büyük çocuğu, daha çocukluk döneminde bir ebeveyne dönüşüyor!
Uzmanlara göre çocukluk döneminde böylesine önemli sorumlulukları üstlenmek durumunda kalan pek çok insan, yetişkinlik döneminde sürekli sevdiklerine “bakıcılık” yapma ihtiyacı hissediyor, buna bağlı olarak endişe ve kaygı sorunlarıyla mücadele ediyor.
Öfke veya kıskançlık, büyük kardeşlerin mücadele etmek zorunda kaldığı yaygın sorunlardan bir diğeri
Uzmanlara göre büyük kardeşler, çok erken yaşlardan itibaren kendilerini “küçük kardeşlerinin önünü açmak zorundaymış” gibi hissediyor. Buna bağlı olarak yaşamdaki temel görevinin, küçük kardeşinin hayatını kolaylaştırmak olduğunu düşünen pek çok insan var. İşte bu his, ilerleyen dönemlerde küçük kardeşe yönelik kıskançlığa veya öfkeye dönüşebiliyor! Bazı uzmanlar bu öfke veya kıskançlık hissinin, büyük kardeşlerin yaşamlarının tamamına sirayet edebileceği kanaatinde.
Yardım istemekte zorlanıyorlar
Çünkü büyük kardeşlerin pek çoğu, yetiştirilme tarzına da bağlı olarak, diğer insanlara güvenemeyeceğini veya yaşamdaki bütün zorlukların üstesinden tek başına gelmesi gerektiğini düşünüyor. Uzmanlara göre bu durum, ailedeki büyük çocuğun yaşamındaki tüm ilişkilerini olumsuz anlamda etkiliyor, yaşamının her dönemini ciddi anlamda zorlaştırıyor.
Kaynak: 1