Geçtiğimiz günlerde Netflix’te yeni bir yerli dizi yayınlandı. Zeytin Ağacı isimli dizi bugüne dek yapılmış dizilerden biraz farklı bir konuya değiniyordu. ‘Aile dizimi’ kavramının işlendiği senaryoda karakterler geçmişlerine doğru bir yolculuğa çıkıyor ve onlara iyi gelmeyen yanlarının kökenlerine ulaşıp bu yanlarını iyileştirmeyi deniyorlar. Bu kavrama göre, seneler önce yaşamış ve henüz sizin tanışmadığınız büyük anneannenizin bir tekne kazası sonucu suda boğulması, sizin şu an sudan korkmanıza neden olabiliyor. Dizilimler sonucu ortaya çıkan kötü anlar ve talihsizlikler müdahale edilmediği ve sorunun kökenine inilmediği sürece korkularınızı şekillendirebiliyor. Oldukça ilginç bir senaryo değil mi! Peki bu ilginç dizilim terapisine yakından bakmak ve aile diziminin tam olarak neye işaret ettiğini öğrenmek istemez misiniz? O zaman gelin bu ilginç terapiye yakından bakalım.
28 Temmuz’da Netflix’te yayınlanan Zeytin Ağacı dizisi hatrı sayılır bir izleyici kitlesi yakalamayı başardı
Temmuz sonuna doğru izleyici ile buluşan dizide Seda Bakan, Tuba Büyüküstün, Boncuk Yılmaz, Fırat Tanış, Serkan Altunorak ve Rıza Kocaoğlu gibi başarılı isimler yer alıyor.
Dizinin dev oyuncu kadrosu dışında ilgi çeken bir başka yanı daha bulunuyordu
Dizide seyrettiğimiz başarılı oyunculuklar dışında izleyici kendine çeken başka bir unsur daha bulunuyor. Bir terapi yöntemi olarak bahsedilen “aile dizimi” diziyi seyredenler tarafından en çok araştırılan konuların başında geliyor.
Dizide yer alan “Zaman” karakterinin uyguladığı terapi yöntemi ile terapi alan kişiler geçmişlerinde onları zorlayan anları tekrar deneyimleme fırsatı yakalıyordu
Fırat Tanış’ın hayat verdiği “Zaman” karakterinin uyguladığı terapi süreci diziye dair en merak edilenlerden biri. Bu terapi ile açılıma giren kişiler atalarının yaşamış olduğu geçmiş deneyimleri tekrar yaşama fırsatı buluyorlar.
Yani şu an başımızdan geçen ve bizi hapseden tüm sorunların ve hastalıkların soy ağacımıza yani atalarımıza dek uzandığından söz ediliyordu
Başka bir ifadeyle bu dizime göre başımızdan geçen tüm olayların ve talihsizliklerin aslında geçmişe ve atalarımıza dayandığından söz ediliyor.
Hatta dizide yer alan “Sevgi” karakterinin hastalığını öğrendikten sonra Ayvalık’a giderek “Zaman” karakteri ile buluşması ve terapiye başlaması hem dizinin hem de aile diziliminin kilit noktasını oluşturuyor
Dizinin açılış sahnelerinde “Sevgi” karakterinin yolculuğuna şahit oluyoruz. Kanser hastası olduğunu öğrenen Sevgi bu talihsiz haberle birlikte yeni arayışlara giriyor ve yolu Zaman bey ile kesişiyor.
Başarılı yapımda seyrettiğimiz bu terapi yöntemine “aile dizimi” adı verilmese de terapi süreci gözlemlendiğinde sadece tek bir sonuca işaret ediyordu, evet bu bir aile dizimi terapisi idi
Zaman Bey tarafından gerçekleştirilen terapi seanslarında bireylerin geçmişlerine dair yolculuklarına ve bu yolculuktan günümüze dek getirdikleri hislere şahit oluyoruz.
Aile dizimi ilk kez Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından keşfedildi
Peki “aile dizimi” kavramı ilk kez nasıl ortaya çıktı? Kavram ilk kez Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından keşfedildi.
Aile dizimine göre tüm atalarımızla aramızda nesiller boyunca kalıcı olan bir bağ bulunuyor
Hellinger’e göre atalarımızla aramızda görünmez bir bağ bulunuyor. Yani şu anki ailemizi düşündüğümüzde zihnimizde sadece ailelerimiz ve dedelerimiz canlansa da bundan asırlar önce yaşamış atalarımızın etkileri hala görünmez bir bağla bizlere bağlı. Aile dizimine göre bir ailenin ruhu bütündür ve herkese ulaşır. Eğer aileye yeni bir birey eklenirse, bu bireyin yaşamını yine ailesi şekillendirir.
Yani ailedeki bir kişinin kaderi, yaptıkları ve yaşadıkları diğer aile üyelerinin kaderiyle bağlantılıdır
Aile dizimi genel olarak psikoterapistler tarafından uygulansa da terapinin içinde spiritüel taraflar olduğunu da söylemeliyiz. Çünkü aile diziminine göre ruh bedene bürünürken, tüm aile bireyleri birbirlerini seçerek dünya ile tanışırlar. Aile dizimini keşfeden psikoterapist Hellinger’e göre şu an yaşadığımız sorunların, rahatsızlıkların büyük çoğunluğu atalarımızın yaşadıklarıyla büyük oranda bağlantılı. Üstelik bu duruma dizideki “Sevgi” karakterinin yaşadığı gibi kanser vb. ciddi rahatsızlıklar da dahil.
Üstelik Aile dizimi için tüm aile bireylerinin hayatta olması gerekliliği bulunmuyor
Bu terapiyi gerçekleştirmek ve geçmişteki yaralı halinize dokunmak için tüm aile bireylerinin hayatta olması gerekmiyor. Gerçekleştirilecek terapi için kişinin farkında olmadan ve kendi isteği dışında yaşadığı sorunların yaşanmasını önlemek yani bu döngüyü kırabilmek adına belirli bir farkındalığa ulaşmak gerekiyor.
Grup terapisi boyunca, terapiye katılan her katılımcının geçmişi canlandırılıyor. Bu açılımda amaç, kişinin geçmişle yüzleştiği anlarda ne hissettiğini anlaması
Böylece danışan kişi aile geçmişini kabul ediyor ve yaşamındaki sorunların çözümüne hazır olduğunu ifade ediyor. Terapi, kişinin ailesinin başında geçen tüm olumsuzlukları sistematik şekilde kişinin hayatında ortaya çıkarıyor. Özellikle geçmişte yaşanan bir olaya takılı kalma durumu yaşayanlar için iyi bir terapi yöntemi olan aile dizimi açılımı ile kişinin bu durumları fark etmesi ve kabul etmesi hedefleniyor. Böylece bireyin hayatına daha huzurlu devam etmesi sağlanıyor.
Dizime göre bireyin ailesinde 100 yıl önce yaşanan travmalar, kayıplar ve haksızlıklar yani biriken tüm negatif duygular ilerleyen zamanlarda kişinin yaşamında kendini gösterebiliyor
Yaşamınızda siz doğmadan önce dahi sizi etkileyen olaylar ve yaşanmışlıklar olduğunu vurgulayan aile dizimine göre geçmişten getirdiğimiz birçok negatif anımız olabilir. Üstelik bu anılar yaşamımızda ciddi travmalara yola açabilir. Negatif duyguları tanımlayıp onları kabul ederek vedalaşmanızı sağlayan aile dizimi terapisi oldukça çarpıcı ve ilginç bir iyileşme yöntemi. Sizce de öyle değil mi!