Afrika, Avrupa tarafından sömürülmeden çok önce, antik krallıklar ve imparatorluklar yüzyıllar boyunca kıtada hüküm sürdü. Bu büyük imparatorlukların bazılarını cesaretleriyle tarihe damga vuran kadınlar yönetti. Hatta bazı kadınlar, halkını kölelikten korumak için işgalci Batı güçlerine karşı savaştı. Dünyanın geri kalanında olduğu gibi Afrikalı kadınların başarıları da her zaman göz ardı edildi. Bu kadınlar, korkunç savaşların ön saflarında yer alsa da hikayeleri genellikle önemsenmedi. Biz de bu listemizde imparatorlukları yöneten ve büyük ordulara komutanlık eden kadınlardan bahsetmek istedik. Gelin Afrikalı kadın savaşçılar kimlermiş yakından bakalım…
1. Kraliçe Amanirenas / MÖ. 40 – 10
Kraliçe Amanirenas, günümüzde Sudan olan Nubian bölgesinde, MÖ. 40’tan MÖ. 10’a kadar Kush Krallığı’nı yönetti. Roma İmparatorluğu, MÖ. 30 yılında komşu Mısır’ı işgal ettiğinde, Amanirenas Romalılara karşı sürpriz bir saldırı düzenledi. Yaklaşık 30.000 kişilik bir orduya liderlik eden kraliçe, Roma’nın yönettiği üç şehri başarıyla ele geçirdi. Ancak Roma’nın misilleme yapması, Kush’u işgal etmesi ve binlerce insanı köleleştirmesi çok uzun sürmedi. Yıllarca süren şiddetli çatışmalarda her iki taraf da önemli kayıplar vermişti. MÖ. 24 yılında başlayan barış müzakereleri, savaşın başlamasından beş yıl sonra bir barış anlaşmasıyla sonuçlandı. Afrika’daki diğer hükümdarların aksine, Kraliçe Amanirenas, Roma’ya asla vergi ödemedi. Günümüzde direnişin ve cesaretin sembolü olan Amanirenas, Sudan’ın efsanevi liderlerinden biri olarak hatırlanıyor.
2. Kraliçe Nzinga Mbande / 1583 – 1663
Usta bir politikacı ve yetenekli bir askeri stratejist olan Kraliçe Nzinga Mbande, günümüzde Angola olan Mbundu halkının hükümdarıydı. Portekiz, köle emeğine olan talebin artmasıyla insan ticaretini genişletmek için Mbundu topraklarının yakınında bir koloni kurmuştu. Bu nedenle Nzinga Mbande’den önceki kral Portekiz ile stratejik bir ittifak kurdu. Bu ittifaka göre Portekizliler Mbundu halkını diğer düşmanlardan koruyacak ve baskınları durduracaktı. Ancak bir süre sonra Portekiz bu anlaşmayı bozdu. Kraliçe ise Portekizlilerle savaşmadan teslim olmayı reddetti. Bunun üzerine Kraliçe Nzinga Mbande, Portekizlilerin düşmanı olan Hollanda’yla geçici bir ittifak kurdu. Daha sonra Portekiz’e karşı savaşmak için büyük bir ordu topladı. Nzinga, bu şekilde Portekiz kuvvetlerini onlarca yıl başarılı bir şekilde püskürtmeyi başardı. 60’lı yaşlarında dahi her savaşa ön saflarda katıldı. Onun çabaları sayesinde Portekiz hiçbir zaman Mbundu’yu ele geçiremedi. Kraliçe, halkını sömürgecilerden korumakla geçen uzun bir ömrün ardından 80’li yaşlarında hayata veda etti.
3. Kraliçe Nanny / 1685 – 1750
Kraliçe Nanny, özgürlükleri için İngilizlerle savaşan, daha önce köleleştirilmiş Afrikalılardan oluşan Jamaikalı Maroons’un lideriydi. Nanny çok küçük yaşlarda Gana’dan kaçırıldı ve Jamaika’da köleleştirildi. Fakat Nanny, uygun bir zamanda daha önce köleleştirilmiş diğer insanlarla birlikte kaçmayı başardı. 1720’de olağanüstü liderliği ve askeri becerileri sayesinde, Maroon yerleşiminin başına geçti. O yıl halkını gerilla savaşı konusunda eğitmeye başladı. Kraliçe, Maroon’ları düzinelerce başarılı savaşa sokarak 800’den fazla köleleştirilmiş insanı kurtardı. 1740’lı yıllara gelindiğinde İngilizler, Maroon’ların özgürlüğünü garanti eden bir barış anlaşması imzalamak zorunda kaldı. 1975 yılında Jamaika hükümeti Kraliçe Nanny’yi Ulusal Kahraman ilan etti. Günümüzde 500 Jamaika dolarının banknotunda kraliçenin resmi bulunuyor.
4. Dahomey Amazonları
Afrikalı kadın savaşçılar dendiğinde belki de akla gelen ilk topluluk Dahomey Amazonları. Adını Yunan mitolojisindeki kadın savaşçılarıdan alan Dahomey Amazonları, tarihte kadınlardan oluşan az sayıdaki ordulardan biri. 1600’lü yılların ortalarında toplanmaya başlayan bu ordu, savaşta acıya ve şiddete karşı kayıtsızlıklarıyla ve kendi krallıkları üzerindeki büyük sosyo-politik etkiye sahip olmalarıyla biliniyorlardı. Dahomey Krallığı, günümüzde Benin Cumhuriyeti olan bölgede hüküm sürüyordu. Dahomey Amazonları, 1800’lerin ortalarında yaklaşık 6000 kişiden oluşuyordu. Fransızlar 1892’de Dahomey’i işgal ettiğinde, Amazonlar büyük bir direniş sergilediler. Bu nedenle Fransız askerleri savaş esnasında cesaretlerini kaybettiler. Amazonlar ve Avrupalılar arasındaki şiddetli savaşlar, uzun yıllar devam etti. Ancak bir süre sonra Afrikalı kadın savaşçıların sayısız azalmaya başladı. Birkaç yıl sonra da büyük ölçüde yok edildiler.
5. Kraliçe Yaa Asantewaa / 1840 – 1921
Yaa Asantewaa, günümüz Gana’sında Asante olarak da adlandırılan Ashanti İmparatorluğu’nun kraliçesiydi. Kraliçe olarak, imparatorluğun en kutsal nesnesi olan Altın Tabure’nin resmi koruyucuydu. Bu tabure, som altından yapılmıştı ve içinde ulusun ruhunu barındırdığı düşünülüyordu. İngiliz birlikleri 1886’da Ashanti’yi işgal edip kutsal nesneye sahip olmayı talep ettiğinde, Asantewaa bunu reddetti. Hemen sonra büyük bir ordu kurdu ve İngiliz güçlerine saldırmaya başladı. Asantewaa’nın birlikleri neredeyse İngiliz güçlerini dağıtmak üzereydi. Ancak savaş alanına asker ve yeni silahlar gönderildi. Bunun üzerine Asantewaa’nın ordusu daha fazla dayanamadı ve Ashanti teslim olmak zorunda kaldı. İmkansızlıklara rağmen büyük bir direniş sergilemesi, onu bugüne kadar tarihin en ünlü savaşçı kraliçelerinden biri haline getirdi.
Kaynak: 1