İnsanlık tarihinin gördüğü en cani liderlerden biri olan Adolf Hitler, tarih sahnesine çıktığı günden bu yana hep tartışmalara konu olmuştur. Dünyayı büyük bir savaşa sürükleyen ve günümüze kadar gelen süreçte yerine oturan ya da yerinden oynayan tüm taşlarda bir şekilde izi olan bu ihtiraslı adamın sahneden çekilmesi de, tüm hayatı gibi tartışmalara açık ve komplo teorilerine çanak tutacak şekilde olmuştur. Evet, Hitler’in ne zaman ve nasıl öldüğü 2016 yılında bile tartışılıyor ve üzerine komplo teorileri yazılıp çiziliyor. Gerçekten de Hitler’in ölümü ile ilgili kitaplar dolusu teori ve iddia var. Ancak günümüze kadar ulaşan veriler doğrultusunda en yaygın ve akla yatkın teoriden bahsedeceğiz bugün.
Her şey Almanya’nın yenilmesiyle başladı
İkinci Dünya Savaşı’nda sona geliniyor, Nazi Almanyası kendi başlattığı savaşta yeniliyordu. Bir taraftan Müttefikler diğer taraftan Sovyetler Birliği hızla Berlin’e doğru ilerliyordu. Hitler’in gördüğü rüyalar artık kabusa dönmüştü.
“Hitler’i istiyorum; ölü ya da diri!”
Bu ortamda Sovyet lideri Stalin KGB’nin en yetenekli ajanlarından oluşan suikast timi SMERSH’e şu emri verdi; Hitler’i istiyorum, ölü ya da diri! Ancak bu emir yerine getirilemeyecekti…
Hitler son kozunu oynadı
Normandiya’ya çıkarma yapan Müttefik Birlikleri batıdan, Sovyetler Birliği ise doğudan Almanya’ya girmiş, başkent Berlin’e doğru ilerliyordu. Hastalıklı bir ideoloji uğruna tüm dünyayı birbirine katan Nazi Almanyası yenilmişti. Hitler’in tek bir seçeneği kalmıştı. O seçenek, yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalmadan ya da sonu eski dostu Mussolini gibi olmadan önce intihar etmekti.
Her şeyi bitiren bir mermi
İkinci Dünya Savaşı boyunca ateşlenen milyarca merminin ardından, Hitler’in kendi silahından çıkan tek mermi, hikayenin noktası olmuştu. 30 Nisan 1945 günü, Berlin’deki sığınağında Almanya’nın iki taraftan nasıl talan edildiğine dair haberleri almakta olan Hitler, karısı Eva Braun’u da yanına alarak sığınaktaki odasına çekildi. Önce Hitler’in sadık aşkı Eva kırdı siyanür kapsülünü. Ağızda kırılan kapsül saniyeler içinde etkisini gösterdi, Hitler’in gördüğü son ölüm karısının ölümüydü. Sıra kendisine geldi. Siyanür kapsülünü ağzında kırdı ve işini garantiye almak için tabancasıyla başına bir el ateş etti.
Son emri de yerine getirildi
Hitler ölmüştü ama emirleri hala bitmemişti. Cesedi, Stalin’in elinde oyuncak olmasın diye ya da aklından her ne geçtiyse yakılmasını emretmişti. Hitler’in son emri de, her emri gibi yerine getirildi ve ölümünün hemen ardından sığınağın yakınlarında bir yerde Adolf Hitler ve Eva Braun’un cesedi yakıldı.
Almanya yeniliyor, peki ya Hitler?
Hitler’in ölümünden 1 hafta sonra Almanya resmen teslim olmuş ve Mihver Devletler mutlak bir yenilgi almıştı. Geride kalanlar için şimdi ortalığı toparlama, yeni savaşlara hazırlanma ve suçluları cezalandırma vaktiydi. Tüm dünyanın cevap beklediği soru şuydu; Almanya yenilmişti ama bu Hitler denilen adam neredeydi?
Düğüm çene ve diş kalıntılarında mı çözüldü?
Stalin’in emrini yerine getirmek için büyük bir hevesle Berlin’e giden Sovyet ajanları, Hitler’in yanmış bedenini bulabildiler. Ama tanınmayacak kadar yanan bu ceset gerçekten Hitler’e mi aitti? Bunu öğrenmenin bir yolu olmalıydı. Vardı da…
Berlin’de bir diş doktoru…
Sovyet ajanları Berlin’in her köşesinde Hitler’in diş tedavisini yapan doktoru arıyorlardı. Onu bulduklarında derhal Hitler’in diş ve çene kemiği kayıtları ile yanmış cesetten aldıkları çene kemiğini karşılaştırdılar. Evet, kayıtlar birbirini tutuyordu. Yani Hitler ölmüştü…
Peki, yanmış ceset ne oldu?
Sovyet’lerin elindeki Hitler’e ait yanmış ceset birkaç kez yer değiştirmiş, son olarak Doğu Almanya/Magdeburg bulunan bir KGB karargahının bahçesine gömülmüştü. Ancak 1970’li yıllara gelindiğinde, kalıntıların varlığı ile ilgili haberlerin yayılacağı ve bölgenin bir neo-nazi türbesine dönüşeceği düşüncesiyle kalıntılar toprak altından çıkartıldı. Hitler’in yanmış cesedi tamamen kül olana dek tekrar yakıldı ve külleri Elbe Nehri’ne serpildi.
Hitler kabusu bazıları için devam ediyordu
Sovyetler Birliği, garip bir şekilde yıllarca kamuoyu ile bu konuda hiç bilgi paylaşımında bulunmadı. Haliyle Avrupa için Hitler kabusu devam ediyordu. Onun ölmediğine inanan çok büyük bir kitle vardı. Bir gün Norveç’te bir kasabada görüldüğü iddia ediliyor, bir başka gün Alpler’de bir çiftlikte yaşadığı ya da denizaltı ile Arjantin’e kaçtığı. Bu dedikodular yayılıp giderken herkesin en büyük korkusu, Hitler’in yeniden örgütlenip dünyaya bir kabus daha yaşatmasıydı.
Sovyetler yıkılır, arşivler açılır…
Hitler’in 30 Nisan 1945 tarihinde sığınağında intihar ederek öldüğü ve daha sonra cesedinin yakılarak yok edildiği senaryosu günümüze kadar ulaşan en yaygın teori. Ancak Hitler’in ölümü ile ilgili halen resmi bir doğrulama bulunmuyor. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra açılan arşivlerde bulunan belgeler, raporlar ve Hitler’e ait kalıntılar doğrultusunda bu en geçerli teori ortaya çıkmıştır. Ancak yine de Hitler’in bir dublör kullandığı, Berlin’den kaçmayı başarıp uzun yıllar yaşamaya devam ettiğine dair çok güçlü teoriler de mevcuttur.
Sovyetler neden Hitler’in öldüğünü dünya ile paylaşmadı?
Sovyetler’in, Hitler’in ölümü ile ilgili bildikleri neden uzun yıllar gizli kaldı? Sovyetler Birliği neden böyle bir şeyi gizleme ihtiyacı duydu? İşte hikayenin tek cevapsız sorusu bu. Zaten günümüze kadar uzanan tüm “Hitler kaçtı” konulu komplo teorilerini besleyen şey de işte bu cevapsız soru.
Peki, Hitler’den geriye kalanlar?
Hitlerin çene kemiğinin halen Moskova’daki bir arşivde saklandığı rivayet edilmekte. Hitler’in intihar ettiği Berlin’deki sığınak ise Sovyet ordusu tarafından havaya uçurulmuştur. Günümüzde aynı yerde bir otopark vardır.