Şimdiki gençler iPad oyunlarında hoplasın zıplasın.
Yaşımızı ortaya çıkararak, “peh peh peh” diyoruz, özlüyoruz 90’ları;
Evin camından böcek ilaçlama aracı görünce tüm engelleri aşıp peşine takılmak

Bu gaz bir harika dostum.
Buzdolabı kolisinin içine girip tüm mahalle boyunca yuvarlanmak

Ve içinden çıkan koruma köpüğünü duvara sürtmek.
Bisikletin arka tekerleğine pet şişe takıp, ‘moto bisiklet’ yarışları yapmak

Sonra o pet şişenin arka lastiği eritmesi.
Erik ağacına tırmanıp en fenasından dalmak, bastonlu dedenin dehşetinden ölümüne kaçmak

Eriğe dalan var!
Apartmanların yerin yüzlerce metre altındaki gizemli kömürlüklerine inip, arka bahçelerine giriş yapmak

Tırstıran bir dünya. Kabus gibi bi evren.
Kolu bacağı maymun gibi açıp kapı kirişine tırmanmak
Sonra inememek.
Bilyalı araba yapıp, yokuş aşağıya yarışlar düzenlemek

Bilyaları yağlayalım.
Poşeti paraşüt gibi açıp apartmanın verandasından atlamak

Hızım yavaşladı olm!
Evin camından kağıt uçağı kiminki daha uzağa uçacak diye tüm güçle atmak

Kanatları bükmeliydim, yine uçmadı…
Gardırop kapağına oturup yokuştan ya da toprak tepeden aşağıya kaymak

Sonra o yokuşu tekrar çıkmak.
Eminönü’nde kaybolup, anneyi bulmaya çalışmak

Bir nevi hayatta kalma mücadelesi, bir nevi Bear Grylls.
Uçurtma uçurmaya çalışıp, uçuramamak ya da uçurmak

Uçmuyor anasını satiyim.
Tüf tüf ile arkadaşına head shot yapmak

Tükürüklü tüf tüf. Bir nevi paint ball.
Plastik dev kamyonlara binip yarış yapmak

Dev kamyon hepsini yer.
İnşaattaki demir borulardan üst kata tırmanmak

Adrenalinin dibine vurmak.
Süpürgeyle kovalayan mahalle bakkalından zıplaya hoplaya kaçmak

Çünkü camını topla indirdik.
Ve tabii ki inşaattan kuma atlamak

Rekor 3’üncü kat.






























