Yine bir hafta sonu geldi. Kimimiz okul, kimimiz iş stresi içerisinde kendimize boş bir zaman yaratabilmenin hevesiyle vaktimizi verimli geçirmek istiyoruz. İyi bir görsel şölen de bunun güzel bir yolu. Sizler de güzel bir film şöleniyle hafta sonunuzu güzelleştirmek istiyor ancak ne izleyeceğinize bir türlü karar veremiyor musunuz? Aksiyondan gerilime, korkudan komediye pek çok türden filmi derlediğimiz film önerileri listemiz sizler için var!
Cannes’dan Altın Küre’ye, Oscar Akademi Ödülleri’nden Altın Palmiye’ye pek çok dalda ödüller ve ödül adaylıkları kazanan alanında yetkin filmlerden; fazla bilinmeyen ancak sanatsal değeri yüksek yapıtlara pek çok filmi incelediğimiz film önerileri listemize hoş geldiniz!
Geçen haftanın film önerilerini incelemek için tıklayın!
1. Empathy Inc. – Empati A.Ş. (2018) – IMDB: 5.5
Ekstrem bir sanal gerçeklik atılımının, finansal açıdan çaresiz bir kahramanı tehlikeli bir tavşan deliğine doğru sürüklemesini anlatan bu film, ilk gösterimini Haziran 2018’de Cinepocalypse’de yaptı. Brooklyn Korku Film Festivali , Austin Film Festivali, Philadelphia Film Festivali ve Panic Fest’te gösterime girdi. Film önerileri listemizin başında yer alan Empathy Inc., sadece 30.000 dolarlık bütçesine ve 6 hafta gibi kısa bir üretim sürecine karşın güçlü kurgu ve senaryosu ile hâlâ keşfedilmeye açık bir hazine gibi film severlerin karşısında duruyor.
Girişim kapitalisti Joel (Zack Robidas)’ın hayatı ciddi bir düşüşe giriyor: Yüksek profilli projesine bağladığı dayanaksız umutlardan ötürü batmayı üstlenmek zorunda kalan Joel, başka bir iş arkadaşının hatası sonucu, neredeyse 100 milyon dolarlık yatırımcı fonlarını boşa harcadığı ithamıyla kamuoyunda günah keçisi ilan edilir. Bir hışımla dışarı fırlayan Joel, eski bir tanıdıkla karşılaştığı en yakın bara gider. Barda karşılaştığı Nick (Eric Berryman) bir zamanlar hileci bir iş insanı olarak tanınmış, ancak şimdi “devrim niteliğinde” olan küçük bir girişimde çalışan ve “çok değerli bir şeye” sahip olduğunu iddia eden birisidir. Bu girişim, “üst düzey müşterilerin ayrıcalıklı olmanın nasıl bir şey olduğunu hissetmelerini” sağlayan bir “ultra” sanal gerçeklik projesidir. Bu kulağa pek hoş gelmeyebilir, ancak Nick, “İnsanlar sahip olduklarını unuttukları için mutsuzdurlar. Onlara sahip olduklarını unutacakları bir bakış açısı veriyoruz.” der. Joel şüpheci ama çaresiz biçimde bu girişime yatırımcı sağlamaya razı olur. Ancak sanal gerçeklik projesini denemesiyle onun için her şey değişecektir.
2. Newness – Yenilik Tutkusu (2017) – IMDB: 6.3
Drake Doremus’un yönetmen koltuğunda oturduğu film, ünlü senarist Ben York Jones’un senaristliğiyle taçlanıyor. 2017 yapımı bir romantik-drama olan bu filmin ilk gösterimi Sundance Film Festivali’nde yapıldı. Filmde, Nicholas Hoult ve Laia Costa başrolleri paylaşıyor.
21. yy Los Angeles’ında, yirmili yaşlardaki iki Y kuşağı genci -bir eczacı olan Martin ve bir fizik tedavi asistanı olan Gabi- hafta sonlarını bir flört uygulamasında “kaydırarak” geçirirler. Seçenekler sonsuzdur, ancak bu bağlantı kendi başına değersizdir, mesele daha çok bir insanla bağlantı kurmayı başarabilmektir. Ancak karşılaştıklarında kendilerini sabahın erken saatlerine kadar konuşurken bulurlar. Heyecan verici bir hızda birbirlerine bağlanırlar ve aşık olurlar. Bir ilişkiye koşarak güzel duygular inşa ettikleri bir süreçte onlar için bir pürüz meydana gelir. İlişkilerinin sıkıcı bir hale geldiğini hissederler. Ve bu konu üzerine konuşarak, açık bir ilişki denemeye karar verirler.
3. Monster – Canavar Harmon (2018) – IMDB: 6.5
2018 yılında Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan bu filmin yönetmen koltuğunda Anthony Mandler bulunuyor. Film önerileri listemizde kendisine yer bulan, suç ve drama türlerindeki bu filmin başrolünü Kelvin Harrison Jr. oynuyor.
Walter Dean Myers’ın ödüllü romanından uyarlanan film, 17 yaşında bir film yapımcısı olmak için çabalayan ve iyi bir öğrenci olan Steve Harmon’ın cinayet işlenen bir soyguna adının karışmasını anlatıyor. Monster, masumiyetini ispatlamak için karmakarışık olaylar arasında bir hukuk savaşı veren Steve’in dramatik yolculuğunu gözler önüne seriyor. Soygunun sanıkları olarak Steve Harmon’ın iki tanıdığı James King (Rakim Mayers) ve Richard “Bobo” Evans (John David Washington) da yargılanıyor.
Steve’in avukatı Maureen O’Brien (Jennifer Ehle) ise müvekkilini hararetle savunuyor. Steve’in savunmasının özü, diğer iki şüpheli William King ve Bobo ile ilişkisi olmadığını ortaya koyarak masum olduğunu kanıtlamaktır. Ancak, soygunun ve cinayetin yaşandığı günde bir kadın, Steve’in suçtan dakikalar önce bodegadan çıktığını görmüştür. Ayrıca daha fazla araştırma, Steve’in Steve ile aynı mahallede yaşayan King ve Bobo ile olan bağlantısını da ortaya koyacaktır.
Eyalet avukatı Anthony Petrocelli (Paul Ben-Victor) ve diğer jüri üyeleri, davada işyerini soymayı planlayan ve işler yolunda gitmediğinde mağaza sahibini öldüren iki siyahi gençten başka bir şey görmezken, Steve Harmon ise kendi gerçeklerini savunuyor. Acaba Steve suçsuz mu ve bir geleceği olabilecek mi?
4. Space Jam (1996) – IMDB: 6.5
Bir Warner Bros. yapımı olan 1996 yapımı animasyon filmi Space Jam, tüm zamanların en çok hasılat yapan basketbol filmi unvanını 250 milyon doları aşan bir gişe başarısıyla kazanmıştır. Joe Ptyka’nın yönetmenliğini üstlendiği film, sanal bir stüdyoda çekilen ilk filmlerdendir. Dijital teknolojiyi kullanan ilk animasyon yapımlarından olan bu film, En İyi Film Müziği dalında MTV ödüllerine aday gösterilmiş ve Annie ve ASCAP gibi orta düzeyde film ödüllerinde birkaç dalda ödüller kazanmıştır.
Uzayın derinliklerinde, bir lunapark gezegeni olan Moron Dağı’nın kötü niyetli sahibi olan Bay Swackhammer, yeni bir cazibe merkezi bulmuş olma umuduyla Nerdlucks olarak bilinen beş küçük uzaylıyı Looney Tune Land’e gitmesi ve tüm Looney Tune karakterlerini yakalayıp Moron Dağı’na götürmesi için gönderir. Ancak Looney Tune karakterleri, Moron Dağı’ndaki kölelikten kurtulmanın bir yolunu bulmak ve tekrardan özgürlüklerini kazanmak için bir plan çizeceklerdir. Ve Bugs Bunny, Nerdlucks’a bir basketbol maçında meydan okur. Ancak Nerdlucks, bir hile ile güçlerini Charles Barkley, Patrick Ewing, Muggsy Bogues, Larry Johnson ve Shawn Bradley gibi beş NBA yıldızının yeteneğini çalmak için kullanırlar. Bu sayede kendilerini oldukça uzun ve atletik Monster’lara dönüştürürler. Looney Tunes’un Monstar’lara karşı bir basketbol maçı oynamasına yardım etmek ise; Chicago Bulls ile üçüncü şampiyonluğunu kazandıktan sonra, basketbolu bıraktığını ve artık beyzbol oynamak istediğini ilan eden Michael Jordan’a kalmıştır. Ama Canavarlar kazanırsa, Swackhammer Looney Tunes’un özgürlüğünü sonsuza dek ellerinden alacak ve Looney Tune karakterlerini Michael Jordan ile birlikte Moron Dağı’na sürgün edecektir.
5. Stray (2020) – IMDB: 6.9
Yönetmen Elizabeth Lo’nun ödüllü filmi, köpeklerin yaşamlarına ve perspektiflerine yapılan duyusal bir yolculuk. 2020 yapımı olan film, bu yolculuk aracılığıyla insanlığa dönük eleştirel bir bakış özelliği taşıyan, belgesel ve biyografi türlerini de içine alan bir dramadır.
Stray, Türk toplumunda göze çarpmayan yolculuklara çıkan üç sokak köpeğini izleyerek; statüsü ve güvenliği olmayan bir varlık olarak yaşamanın ne demek olduğunu seyirciye gösteriyor. Bağımsızlığına düşkün bir sokak köpeği olan Zeytin, geceleri şehirde maceralara atılır. Bir koruyucu ve iyi bir dost olan Nazar, çevresindeki insanlarla kolayca arkadaş olabilir. Bir şantiyenin eteklerinde yaşayan utangaç bir köpek yavrusu olan Kartal ise, kendisine bakan güvenlik görevlilerinin yanında kendisine yol arkadaşları edinir. Sokakları paylaştıkları bir grup Suriyeli gençle samimi bağlar kurduklarında ise aynı sokakların birbirinden farklı hayatları kesişecektir.
6. Unleashed – Kır Zincirlerini (2005) – IMDB: 7.0
Film önerileri listemizdeki bir diğer film olan Unleashed’ın yönetmenliğini Louis Leterrier, senaristliğini ise Luc Besson yapıyor. Jet Li’nin yapımcılığını üstlendiği bu film; 2005 yapımı aksiyon ve gerilim filmidir. Film, Jet Li, Morgan Freeman, Bob Hoskins ve Kerry Condon’ın usta oyunculukları ile Altın Fragman Ödülleri’ne aday gösterilmiştir.
Alışılmadık bir konuyu işleyen bu aksiyon ve drama filminde, dış dünya ile bağını kesmiş iki insanın, birbirinin arkasını kollayan iki dost oluşu işleniyor. Danny (Jet Li) oldukça güçlü ama duygusal yönü kuvvetsiz, köleleştirilmiş bir insandır. Hiçbir zaman normal bir eğitim almamış olan Danny, yaşamı boyunca nasıl dövüşüleceği ve ödül-ceza sistemi dışında çok az şey öğrenmiştir ve sahibi Bart (Bob Hoskins), ona bir bekçi köpeğiymiş gibi davranmaktadır, onu yasadışı dövüşlerde kullanarak para kazanmaktadır. Bart’a çok para kazandıran ama sadece Danny’nin şiddetli yabancılaşmasını pekiştiren bu kavgalar, Bart bir trafik kazasında yaralandığında sona erecektir. Tek başına kalan Danny, görme yetisini kaybetmiş yaşlı bir piyano akortçusu olan Sam’e (Morgan Freeman) rastlayınca onun için her şey değişecektir. Sam, Danny’ye nezaketle davranır ve çaldığı müzik, Danny’nin yabanileşmiş hâlini yatıştırarak içindeki “insan”ı ortaya çıkarır.
7. Three Monkeys – Üç Maymun (2008) – IMDB: 7.3
Film önerileri listemizin bir diğer yerli üyesi olan Üç Maymun, 2008 yapımı ve Türkiye-İtalya-Fransa ortak yapımı bir Nuri Bilge Ceylan filmidir. En İyi Görsel Efekt dalında Altın Portakal ödülü alan ve En İyi Film alanında da Altın Portakal’a aday gösterilen film, Cannes’da En İyi Yönetmen ödülü almış; ayrıca Altın Palmiye’ye aday gösterilmiştir. Oscar aday adaylığı bulunan yapımın, Türk sinemasının seçkin filmlerinden olduğunu da ayrıca ifade etmek gerekir.
Zengin politikacı Servet, gece geç saatlerde ıssız bir yolda araba sürerken bir kişiye çarpar ve olay yerinden kaçar. Çarpıp kaçan şoför, eşi Hacer ve genç oğlu İsmail ile sade bir evde yaşayan çalışanı Eyüp’ü arayarak, Eyüp’e kaza için suçu üstlenmesi karşılığında yüklü bir miktar parayı aylık olarak ödemeyi teklif eder. Eyüp teklifi kabul eder ve bir yıldan az bir süreliğine tutuklanır. Bu arada, genç bir öğrenci olan İsmail; Servet’in babasına borçlu olduğu paranın bir kısmını okul şoförü olarak çalışmak adına bir araba almak için kullanmak istemektedir. Eyüp’ün eşi Hacer parayı almak için Servet’in yanına gidince, Servet, Hacer’le samimiyet kurmaya çalışır. İsmail bir gün babasını ziyarete gitmeden eve döndüğünde Servet’in evlerinden çıktığını görür ve annesini sorguya çeker. Eyüp serbest bırakıldığında ise, İsmail babasını eve bırakır ve Hacer’in arabayı almak için biriktirdiği paranın bir kısmını aldığını öne sürer. Servet’in ödediği meblağda indirim yapmaması üzerine Eyüp, bir aile trajedisinin başlangıcına yol açacak bir paranoyaya kapılır.
8. Lost in Translation – Bir Konuşabilse (2003) – IMDB: 7.7
Ünlü kadın yönetmen Sofia Coppola’nın yazdığı ve yönettiği, 2003 yapımı romantik-komedi ve drama filmi Lost In Translation, Oscar Akademi Ödülleri’nde En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar ödülüne sahiptir ve En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu Oscar’larına aday gösterilmiştir. Aynı dallarda üç Altın Küre ödülü ile başarısını pekiştirmiş olan bu film, film önerileri listemizin yıldızlı yapımlarındandır.
Bob Harris adında yalnız, yaşlanan bir film yıldızı ve yeni evli Charlotte, Tokyo’da buluşur. Bob, bir Japon viski reklamını çekmek için oradadır; Yale Üniversitesi Felsefe bölümünden yeni mezun olan ve “hayattaki yerini” arayan Charlotte ise, ünlü bir fotoğrafçı olan eşi John’a eşlik etmektedir. Yabancı bir ülkede yabancı olan ikisi, otel barının sessiz boşluğunda tesadüfen bir araya geldikten sonra parlak Tokyo ışıklarının ortasında kaçış, dikkat dağınıklığı ve anlayış bulacaklardır. Kalpten ve anlamlı olduğu kadar imkansız bir bağ oluştururlar.
Bob ve Charlotte arasındaki ilişki derinleştikçe, Japonya’ya ve birbirlerine yaptıkları ziyaretlerin yakında bitmesi gerektiği fikri akıllarına kazınır. Ama buna zorundalar mıdır?
9. Handmaiden – Hizmetçi (2016) – IMDB: 8.1
Ezber bozan ve kimi zaman rahatsız edici filmleriyle ünlü, usta yönetmen Park Chan-wook ; 2016 yapımı bu psikolojik gerilim filmiyle Altın Palmiye adaylığına layık görülmüş, ayrıca yine Cannes Film Festivali’nde filmin sanat yönetmeni olan yapımcı Ryu Seong-hee, bu film ile Vulkan ödülüne layık görülmüştür. Film önerileri listemizin insanı gerim gerim geren filmlerinden birisi olan Handmaiden, dünya çapında tanınmış bir filmdir.
1930’larda Japon işgali yaşayan Kore’de, otoriter amca Kouzuki ile büyük bir kırsal arazide tenha bir hayat yaşayan bir Japon servet varisi olan Leydi Hideko’nun hizmetçiliğine genç bir kız olan Sookee getirilir. Ama hizmetçinin büyük bir sırrı ve planı vardır. Bu plan, Sookee ve Hideko bazı beklenmedik duygular keşfedene kadar amacına göre işliyor gibi görünmektedir. Ama duygusal zaafları, Hideko’yu hiç ummadığı bir olaylar dizisinin ortasına itecektir.
10. Gran Torino (2008) – IMDB: 8.1
Usta yönetmen Clint Eastwood‘un, 250 milyon doların üzerinde bir gişe başarısıyla, dünya çapında en çok hasılat yapan ikinci filmi olan Gran Torino, dünya çapında 21 ödüle ve 22 ödül adaylığına layık görülmüştür. 2008 yapımı bu drama filminin başrolünde ise, filmin yönetmen ve yapımcılığını da üstlenen Clint Eastwood var.
Walt Kowalski (Clint Eastwood), karısını yeni kaybetmiş, ve yaralandığı Kore Savaşı’ndan sonra hayata küsmüş bir insandır. Etrafındaki dünya da giderek değişen Kowalski’nin bir zamanlar tamamen beyazlardan oluşan mahallesi şimdi çoğunlukla Güneydoğu Asyalıdır ve komşuları arasında sonradan hayatına dokunacak olan Hmong ailesi de vardır. Oğullarıyla pek anlaşamayan ve her şeyden çok evini almakla ilgilenen torunlarıyla temasını koparan Kowalski’nin tek gururu ve sevinci, 1972 yapımı arabası Gran Torino’dur. Yan evinde yaşayan Hmong ailesinden Thao Lor (Bee Vang), kuzeni ve bağlı olduğu diğer yerel çete üyeleri tarafından onu çalmaya kalkıştığında, Walt neredeyse onu vurmaya kalkar. Ancak yavaş yavaş, komşularıyla kendi ailesinden daha fazla ortak noktası olduğunu fark edecektir. Kowalski, nihayet Thao ile iyi bir iletişime sahip olduğunda, Thao’nun başı çeteyle oldukça derde girecektir. Walt için tekrardan hayatla mücadele zamanıdır.
11. Come and See – Gel ve Gör (1985) – IMDB: 8.4
Elem Klimov’un yönettiği bu film, askeri drama türünde yetkin bir yapımdır. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde iki ödül kazanan ve film önerileri listemizde önemli bir yeri olan Come and See, en etkili savaş karşıtı filmlerden olmasının yanı sıra tüm zamanların en iyi filmleri listelerinde de zaman zaman kendisine yer bulabilmiştir.
1943’te Belarus topraklarında gerçekleşen hikayenin merkezinde, Belaruslu neşeli bir genç iken Sovyetlerin işgal karşıtı direniş hareketine katılan, Nazilerin vahşetine tanık olduktan sonra iki gün içerisinde gri saçlı ve yaşlı birine dönüşen bir çocuk duruyor. Bu genç, savaşın dehşetinin ortasında öncelikle masumiyetini, masumiyetinin ardından ise aklını da kaybetmenin eşiğine gelecektir.
12. Once Upon a Time in West – Bir Zamanlar Batıda (1968) – IMDB: 8.5
2009 yılında, film, ABD Ulusal Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli” olarak Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Film Arşivi’nde korumaya alınmıştır. Ünlü western yönetmeni Sergio Leone’nin sinemacılığının en üst düzeyde temsili olan bu film, dünya çapında 40 milyondan fazla sinema bileti satmış (1968 yılına göre oldukça yüksek bir sayı) ve Time tarafından Tüm Zamanların En İyi 100 Filmi listesine alınmıştır.
18. yüzyıl Amerika’sında giderek yayılan demiryolları artık uzak batıya ulaşıyordur. Bu uzun yolun üzerinde bir yerde; küçük bir sınır kasabasında dört karakterin yolları kesişecek ve çatışacaktır. Bunlar; hayata yeni bir başlangıç arayan genç bir kadın, yapmadığı bir suçtan yargılanan ve hakkında verilen hüküm uygulanmasın diye saklanan bir kanun kaçağı, bir demiryolu kralına kiralık olarak çalışan acımasız bir katil ve silahıyla armonikasını iyi kullanan isimsiz gizemli bir adamdır.