Haftanın yine o en güzel günlerine, bir hafta sonuna daha çok yaklaştık. Her hafta olduğu gibi, bu hafta da sizler için birbirinden değerli filmleri bir araya getirdik. Komediden drama, korkudan bilim kurguya birbirinden güçlü yapımları bir araya getirdiğimiz haftanın film önerileri listemizde bu hafta toplamda 9 film var. Seçtiğimiz filmlerden kimileri 90’lara ait yapımlar iken kimileri vizyona gireli henüz çok da zaman geçmedi. Sizler için derlediğimiz filmleri ve kısa tanıtımlarını incelemek için tek yapmanız gereken sayfada ilerlemek!
Keyifli okumalar…
Geçen haftanın film önerileri listemize göz atmak için tıklayın: Hafta Sonu Ne İzlesek Diye Düşünenlere 11 Muhteşem Film Önerisi
1. Candyman – Şeker Adam’ın Laneti (2021) – IMDB: 5.9
Haftanın film önerileri listemizin ilk filmi olan Candyman, Nia DaCosta tarafından yönetilen 2021 yapımı bir paranormal korku filmidir. Film, Clive Barker’ın “The Forbidden” adlı kısa öyküsünden uyarlanan, aynı adlı 1992 yapımı filmin devamı niteliğindedir. Ayrıca Candyman film serisinin dördüncü filmi. 25 milyon dolarlık bütçesine karşın 77 milyon dolarlık hasılat yapan film iyi bir gişe performansı sergiledi. Filmin başrol koltuğunda ise Yahya Abdul-Mateen II bulunuyor.
Korku filmi Şeker Adamın Laneti’nin (1992) devamı niteliğindeki film, efsanenin başladığı Chicago mahallesine geri dönüyor. Cabrini kulelerinin sonuncusunun da yıkılmasından yıllar sonra, Anthony ve ortağı artık nezihleştirilmiş Cabrini’de bir çatı katına taşınır.
Eskilerden bir adamla şans eseri karşılaşması, Anthony’yi Candyman’ın arkasındaki gerçek hikayeyle tanıştırır. Gördüğü ve duyduğu tüm bu ürkütücü detayları paylaşmak için can atarken, farkında olmadan kendi akıl sağlığını alt üst edecek korkunç bir şiddet dalgasını serbest bırakır ve tüm karmaşasıyla geçmişe giden bir kapıyı aralar. Kapıyı tekrar kapatabilecek midir?
2. 28 Days – 28 Gün (2000) – IMDB: 6.1
28 Days, Betty Thomas’ın yönetmen koltuğunda, Susannah Grant’ın ise senarist koltuğunda oturduğu 2000 yapımı bir komedi ve drama filmidir. Filmin başrolünde Sandra Bullock oynamaktadır. 43 milyon dolarlık bütçesine karşın 62 milyon doları aşkın hasılat elde eden filmin müziklerine dört şarkıyla katkıda bulunan sanatçılardan birisi, aynı zamanda filmdeki rehabilitasyon merkezinin hastalarından birini oynayan şarkıcı-söz yazarı Loudon Wainwright III’tır.
Ablasının düğün gününde sarhoşken bir araba kazası geçiren gazeteci Gwen Cummings’e hapishane ya da rehabilitasyon merkezi arasında bir seçim hakkı sunulur. Gwen rehabilitasyonu seçmiş olsa da sundukları tedavi programlarından herhangi birine katılım sağlamaya karşı ciddi derecede direnç gösterir. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olduğunu kabul etmeyi reddeder. Diğer hastalardan bazılarını tanıdıktan ve ayık kalmak için mücadele ettikten sonra, Gwen yavaş yavaş hayatını yeniden gözden geçirmeye ve aslında ciddi sorunları olduğunu görmeye başlar. İyileşmeye giden yol, onun için kolay ve kesin çözüm olmayacaktır, ancak artık bunun için mücadele etmeye isteklidir.
3. Happy End – Mutlu Son (2017) – IMDB: 6.6
Michael Haneke’nin yazıp yönettiği 2017 yapımı drama filmi Happy End, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmak üzere aday gösterilmiştir. Ayrıca, Oscar Akademi Ödülleri’nde “Yabancı Dilde En İyi Film” dalında Avusturya girişi olarak gösterildi, ancak aday seçilemedi. 2 milyon dolara yakın hasılat elde eden film, Haneke için önemli bir geri dönüş sayıldı.
Varlıklı bir aile olan Laurent’lerin 80 yaşlarındaki aile reisi George Laurent, kötü bir şöhreti bulunan Calais ormanındaki görkemli malikanesini; oğlu Thomas ve Anne ile, ayrıca ailesinin inşaat işlerini devralan işkolik kızı ile istemeye istemeye paylaşmaktadır.
Yeni boşanmış ve soğuk bir insan olan Anne, hayal kırıklığı yaratan oğlu Pierre’in ihmalinin neden olduğu feci bir iş kazasının etkisiyle başa çıkmak zorunda kalırken; aynı zamanda Thomas’ın eski eşinin gizemli bir zehirlenme nedeniyle acilen hastaneye kaldırılmasının sonuçlarıyla yüzleşecektir.
Bu ailede herkesin gizli bir yüzü vardır ve Laurent’ların kaderlerini tehlikeli arzuları şekillendirecektir. Ancak unutulmaması gereken şudur ki, bazı sırlar diğerlerinden daha büyüktür. Bazılarının tahmin bile edemeyeceği kadar büyük…
4. Great Expectations – Büyük Umutlar (1998) – IMDB: 6.8
Orijinal adı Great Expectations olan Büyük Umutlar, 1998 yapımı bir romantik dram filmdir. Charles Dickens’ın 1861 yapımı aynı adlı romanının modern bir uyarlamasıdır. Filmin uyarlama senaryosunun imzası Mitch Glazer’e aittir. Filmi ünlü yönetmen Alfonso Cuarón yönetmiş, bu güçlü yapımın başrollerinde ise Ethan Hawke, Gwyneth Paltrow, Robert De Niro, Hank Azaria ve Anne Bancroft oynamışlardır.
Charles Dickens’ın klasik hikayesine dayanan bu film, yoksul bir ressamın dışarıdan bakılınca ulaşılmaz görülen bir kadına olan aşkının hikayesidir. Günümüz New York City’sine güncellenen hikayede, zengin bir kadına aşık olan ve mütevazı bir geçmişe sahip birini hikâyenin merkezinde görüyoruz.
Ancak gizemli bir hayırsever, bu kişinin hayallerini gerçekleştirmesi için yeşil ışık yaktığında, artık her şey bu zengin kadını kendisine aşık edebilmesi içindir. Bu canlı karakterlerin şaşırtıcı etkileşimleri, bizlere hayatın büyük tesadüflerine karşı benzersiz ve çağdaş bir perspektif sunuyor.
5. Death Proof – Ölüm Geçirmez (2007) – IMDB: 7.0
Quentin Tarantino tarafından yazılan ve yönetilen 2007 yapımı kara komedi, aksiyon ve gerilim filmi Death Proof’un başrolünde ünlü oyuncu Kurt Russell bulunmaktadır. Önceleri Robert Rodriguez’in Planet Terror’u ile bu filmin birlikte vizyona çıktığı çifte uzun metrajlı Grindhouse’un (2007) bir parçası olarak sinemalarda gösterime giren Death Proof, 30 milyonluk bütçesini 31 milyonu aşkın hasılatıyla karşılamıştır. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye adaylığına layık görülen bu film aynı zamanda Cahiers du Cinéma’nın Top 10 film listesine ikinci sıradan aday gösterilmiş ve Satürn ödülü almak için de yarışmıştır.
Austin, Teksas’ta iyi arkadaşlar olan Julia, Arlene ve Shanna, hafta sonunu birlikte geçirmek için birlikte Lake LBJ’ye gitmeden önce erkek arkadaşlarıyla iyi zaman geçirmek için bir barda buluşurlar. Burada ünlü bir oyuncu olan “Pam”i “ölüm geçirmez” dublör arabasıyla dışarı çıkaran eski Hollywood dublörü Mike ile tanışırlar.
On dört ay sonrasında bir gün Mike; Lübnan, Tennessee’de ortaya çıkar ve Abernathy, Zoë ve Kim’in peşine düşer, ancak Mike’ın düşündüğü kadar yumuşak olmayan bu arkadaş grubu Mike’a yaptıklarının bedelini ödemeye karar verirler. İki ayrı kadın arkadaş grubunun peşine ünlü arabası ile takılan Mike, durdurulabilecek midir?
6. Closet Monster – Dolaptaki Canavar (2015) – IMDB: 7.0
Stephen Dunn tarafından yazılan ve yönetilen 2015 yapımı drama filmi Closet Monster, ilk gösterimini Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapmıştır ve burada yılının En İyi Kanada Filmi ödülüne layık görülmüştür. 2016 ortalarında vizyona giren filmin başrollerinde Connor Jessup, Aaron Abrams ve Joanne Kelly bulunmaktadır. Yönetmeninin ilk uzun metrajlı olan filmi, içselleştirilmiş homofobiyi sorgulayan ve mücadele eden etkili bir yapımdır.
8 yaşındaki Oscar Madly büyük bir travma geçirir. Okulda kurbanı kanlar içinde bırakan ve kalıcı olarak felçli bırakan bir homofobik nefret suçuna tanık olmuştur. Aradan on yıl geçmesinin ardından, konuşan hamsteri Buffy ile arkadaş olan ve sıradan bir hayat geçiren Oscar, arkadaşı Gemma’yı model olarak kullanarak özel efektler ve makyaj okuluna girmek ister.
Ancak kinci bir insan olan babası, onun anti-sosyal yönünü fark etmeye başlar. Oscar, hırdavatçıda iş arkadaşı Wilder ile tanıştığında, cinsel duyguları karıncalanmaya başlar ve bu duruma tanık olduğu nefret suçunun hatırası olan şiddetli mide ağrıları eşlik eder. Wilder’ın da içerisinde olacağı kostümlü bir veda partisi, Oscar’ın duygusal komplikasyonlarını doruğa taşır. Oscar kendisiyle ve duygularıyla barışmak zorundadır.
7. The Road – Yol (2009) – IMDB: 7.2
Haftanın film önerileri listemizin bir diğer filmi olan The Road, Cormac McCarthy’nin 2006’da Pulitzer Ödülü kazanmış olan aynı adlı romanından uyarlanmış 2009 yapımı bir post-apokaliptik drama filmidir.
En İyi Sinematografi dalında BAFTA adaylığı başta olmak üzere çok sayıda adaylığa layık görülen film 25 milyon dolarlık bütçesini karşılayarak yaklaşık 28 milyon dolar hasılat elde etmiştir. Viggo Mortensen ve Kodi Smit-McPhee’nin başrolleri paylaştığı film, ayrıca Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülüne aday gösterilmiştir.
Bir baba ve oğlu, kıyamet sonrasına ait bir Amerika’da yalnız başlarına yürüyorlar. Yıkılmış atmosferin üzerinde, rüzgar ve sudaki kül dışında hiçbir şey hareket etmiyordur. Taşları çatlatacak kadar soğuk olan hava, kar yağdığında gri bir renge bürünen gökyüzünün karanlığı ile umutsuzluk saçmaktadır. Gidecekleri rota, buz kesmiş bu coğrafyadan daha sıcak bir yer olduğunu umdukları güney yönüdür.
Ancak orada onları neyin beklediğini tahmin dahi edemeyeceklerdir. Bu arada “baba”, çocuğunun annesi olan eşiyle kıyametten önce geçirdiği mutlu zamanları düşünerek, Dünya’nın başına gelen büyük felaketten sonra onunla eskisi kadar mutlu olamamasını düşünür ve eşinin artık onlarla birlikte olmamasının nedenlerini sorgular.
8. La Cérémonie – Seremoni (1995) – IMDB: 7.5
Ruth Rendell’in 1977 tarihli “A Judgment in Stone” adlı romanından uyarlanan, haftanın film önerileri listemizin az bilinen yapımlarından olan La Cérémonie; yönetmen koltuğunda Claude Chabrol’un imzası bulunan 1995 yapımı bir suç ve drama filmidir. Isabelle Huppert, Sandrine Bonnaire ve Jacqueline Bisset’in başrollerinde bulunduğu film, 10 milyon doları aşan gişe başarısı ve Cahiers du Cinéma’dan aldığı En İyi Film ödülü ile etkileyici bir yapımdır. Ayrıca The Guardian’ın hazırlamış olduğu “Tüm Zamanların En İyi 25 Polisiye Filmi” listesinin 16. sırasında da La Cérémonie bulunmaktadır.
Bir galerinin varlıklı sahibi Catherine Lelievre; sessiz ve iyi bir hizmetçi olan Sophie’yi Fransız kırsalındaki aile malikanesinde çalışması için işe alır. Opera aşığı olan kocası Georges Lelievre, kızı Melinda ve genç oğlu Gilles ile Sophie’yi karşılar ve kendisini takdir ederler. Sophie kısa süre sonra bir postacı olan Jeanne ile arkadaş olur ve Jeanne, Sophie’yi işverenlerine karşı isyan etmeye teşvik eder, ancak hizmetçi bu fikre pek yanaşmaz.
Edindiği bir sırdan utanan Sophie, bu sırrı saklamanın bir yolunu bulmaya çalışırken oldukça kötü hissetmeye başlar. Ev sahiplerinden olan Georges, Sophie’ye Jeanne’i artık evinde istemediğini söylediğinde, Sophie ilk kez ona karşı çıkar. Melinda ise Sophie’nin sırrını keşfeder ve ona şantaj yapmaya başlar. Sophie’nin başına gelenler karşısında Jeanne’in öfkesi kabaracaktır ve Lelievre’in aile malikanesi büyük bir öfkeye tanık olacaktır.
9. Three Identical Strangers – Üç Tanıdık Yabancı (2018) – IMDB: 7.6
Tim Wardle tarafından yönetilen ve üç ayrı aile tarafından evlat edinilen üçüz erkek kardeşleri anlatan 2018 yapımı belgesel filmi Three Identical Strangers, ilk gösterimini Sundance Film Festivali’nde yapmıştır. 4 milyon dolarlık bütçesine karşın 12 milyon doları aşkın hasılat yapan belgesel filminin başrollerinde Edward Galland, David Kellman ve Robert Shafran oynamaktadır.
1980 yılı New York’unda birbirine tamamen yabancı olan üç kişi, tesadüfen doğum esnasında yaşanan bir karışıklık sonucu birbirinden ayrılan tek yumurta üçüzleri olduklarını keşfederler. 19 yaşında tesadüf eseri bir şekilde tekrar buluşmaları onları uluslararası bir üne kavuşturur. Ancak bu kavuşma, aynı zamanda kendi hayatlarının ötesine geçen ve insan doğasına dair fikirlerimizi sonsuza kadar değiştirebilecek olağanüstü ölçüde rahatsız edici bir sırrı da açığa çıkaracaktır.
Haftanın film önerileri listemizin sonuna geldik. Önümüzdeki haftalarda tekrar görüşmek dileğiyle…