Yaz tatili ve durmak bilmeden yükselen sıcakların etkisiyle İstanbul ajandası da seyrekleşiyor elbet. Sıcak bir yandan can yakan gündem bir yandan insan kendini nereye atacağını şaşırıyor. Tüm bu araf durumuna rağmen, Žižek konferansından Zaz konserine etkinlik haritamızı boş bırakmayan duraklar var yine şehrimizde. İyi haftalar, güzel haberler dileriz herkese.
1. Konferans – Žižek İstanbul Konferansı / 25 Temmuz
İstanbul Modern / saat 18.00
Slavoj Žižek için halihazırda dünyanın en çok konuşulan ve konuşturan filozofu dersek çok da yanılmış olmayız herhalde. Her bir yayınını başucu yapıp satır satır analiz edeni de var, her bir satırını yerden yere vurup boş çıkarmaya çalışan da. Ülkemizde olup bitene de kayıtsız kalmayan Sloven filozofun İstanbul’da da bir hayli fazla miktarda hardcore takipçileri olmasına şaşırmıyoruz elbet.
Kendisi Cumartesi günü, Hiçten Az (Less Than Nothing: Hegel and the Shadow of Dialectical Materialism) kitabının Türkiye’deki yayıncısı Encore Yayınları’nın düzenlediği Günümüzde Radikal Siyaset: Hegel’den Dersler konferansında, merak edenlere seslenecek.
2. Müzik – Sean Paul / 25 Temmuz
Maslak Arena / saat 21.00
2000’lerin başlarında en çok konuşulan müzisyenlerdendi Sean Paul. Grammy’ler, MTV müzik ödülleri, Billboard listeleri, magazin programları… Şahsına münhasır Jamaika aksanlı İngilizce’si ve Beyonce’li ‘Baby Boy’u ile müzik adına popüler olan ne varsa o da oralardaydı. Eskisi kadar ışıltılı olmasa da kendisi en ‘rapçi’ halleriyle dans ettirmeye devam ediyor. 2000’lerde çocuk olanlar bu habere sevinecektir. Kendisi Cumartesi gecesi İstanbul’da.
3. Müzik – Xenia Beliayeva / 25 Temmuz
Cue Istiklal / saat 23.00
Dj’lik yaparken şarkı söyemekten de geri durmayan, kendine has üslubu ile ürettiği elektronik sesleri vokallerle ete kemiğe büründüren Xenia Beliayeva ilk kez şehrimizde. Bilhassa Analog Effekt’teki başarısı ile Brezilya’dan Ukrayna’ya nice kulüpler arşınlayan Moskova doğumlu müzik yapımcısı, uzun süredir Almanya sahnesini mesken tutmuş durumda. Kendisinin vaktiyle Kraftwerk’e sahne teslim etmişliği olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
4. Müzik | Yeme-İçme – Bean Beat Bite / 26 Temmuz
Supa / saat 15.00
RAVE MAG ve NOW. işbirliği ile uzunca bir süredir Pazar günlerimizi lezzetlendiren Bean Beat Bite serisinin 27. ayağında, etkinlik ilk kez kahve dükkanlarından çıkıyor ve Supa’nın salonuna taşınıyor. 3. dalga kahve dükkanlarında iyi kahve, iyi müzik, iyi sohbet ve iyi atıştırmalıklar konseptiyle devam eden seri bu sefer de evvelki Bean Beat Bite’ları şereflendirmiş baristalarla, plak çıtırtıları ve leziz atıştırmalıklar eşliğinde ağırlıyor meraklılarını.
Pazar depresyonunu dağıtmak, iyi müziği geceyarısı etkinliklerinin tek elinden kurtarmak için kahve kokulu bir fırsat. Aklınızda bulunsun.
5. Müzik – Zaz / 28 Temmuz
Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi / saat 21.00
Canlı sokak performanslarından Youtube fenomenliğine, kimisi için aşırıya kaçan bir benzetme olsa da Zaz’ı Fransa’nın modern Piaf’ı olarak görenler var. Müzikal stil olarak değil belki ama sokaklardan yükselen bağımsız performanslarıyla keşfedildi her ikisi de. Fransız ‘chanson’larının akustik güzelliğini caz ile harmanlayıp, biraz Akdeniz biraz da blues kokulu şarkılar söylüyor Zaz.
3-4 yaz evvel artık neredeyse bıktırırcasına her yerde çalan Je Veux’nün ardından, tek hitin arkasına saklanmadan üretmeye devam eden kızımız üçüncü albümü Paris ile turlamaya devam ediyor. Kendisi üç yıl aradan sonra yeniden şehrimizde.
6. Müzik – Nicolas Jaar (DJ Set) / 29 Temmuz
Suma Beach / saat 19.00
Minimal techno’nun derinlikli, netameli, duygulu ve de düşünceli kalelerinden Nicolas Jaar bu hafta Çeşme çıkarmasından sonra şehrimize de konuk oluyor. Kilyos kumsalı nefesleri tuttu ‘blue-wave’in bu genç neferini ayakta bekliyor. Henüz güneş batmadan, erken erken başlayacak etkinlikte; kabini paylaşacaklardan biri de Kaan Düzarat olacak. Jaar sevenlerde bir sevinç, bir heyecan; güçlü kalamıyorlar.
7. Sinema – Ich fühl mich Disco | I Feel Like Disco / 29 Temmuz
Goethe-Institut / saat 19.00
Axel Ranisch’in kendi geçmişinden etkilenerek yazıp yönettiği 2013 yapımı film; eşcinsel bir gencin ilk aşkını, cinselliği keşfini ve cinsel kimliğini gizlemek zorunda kalmasını mizahi bir dille anlatıyor.
Kilolu, kızlara karşı ilgi duymayan, bütün gün pop şarkıları dinleyen, aklı havalarda gezinen Florian’ın tek zevki babası evde yokken annesiyle disko kıyafetlerine bürünüp dans etmektir. Peki ama annesi ağır bir hastalığa yakalandığında babası ile yakınlaşmak zorunda kalan Florian artık kimle dans edecektir? Film, ‘Çarşamba akşamı eğlenceli bir film iyi gider’ diyenler için Goethe-Institut’un yenilenen salonunda oynayacak.
8. Müzik – Dave Harrington / 30 Temmuz
Ravouna 1906 / saat 19.00
Nicolas Jaar’ın Kilyos performansının hemen ertesi akşamında, bir de Dave Harrington konuk oluyor şehrimize. Bilenler bilir, Harrington ve Jaar grupları Darkside ile nice gönüller fethetmiştir. DJ’liği ve müzik yapımcılığı kadar çeşit çeşit enstrümanlara olan hakimiyeti ve besteleri ile de takdir gören, elektronica’nın caz dokulu saykodelik yeteneği Harrington, Perşembe akşamımızı DJ seti ile dolduracak.
9. Sergi – Cecil Beaton: Portreler / Son Gün: 26 Temmuz
Pera Müzesi
Geçtiğimiz yüzyılın en etkileyici fotoğrafçılarından Cecil Beaton’un 13 Mayıs’ta ziyarete açılan sergisi bu hafta sonlanıyor. Moda, portre ve savaş gibi geniş kapsamlı alanlarda konuşturduğu fotoğrafçılığından kostüm tasarımına; elini değidirdiği her şeyi güzelleştiren ve de derinleştiren Beaton’un kostüm tasarımı dalında kazandığı bir de Oscar ödülü var. Kendisinin Hollywood’dan siyaset dünyasına uzanan zengin portre çalışmalarını içeren bu leziz seçkiyi kaçırmak istemeyenlere son çağrımızdır, efendim.
10. Sinema – Beden / 24 Temmuz
Hem geçtiğimiz yıl Polonya-Türkiye Diplomatik İlişkilerinin 600. yıldönümü etkinlikleri, hem de son yıllarda sinema alanında yüzümüzü ve ajandamızı güldüren leziz Polonya filmleri sağ olsun; Polonya kültür-sanat ajandasına olan aşinalığımız artmış durumda. Dünya festivalleri de bu durumdan memnuniyetle etkileniyor tabii. Berlin Film Festivali’nde, yönetmeni Małgorzata Szumowska’ya Gümüş Ayı kazandıran Beden (Ciało) de Polonya sinemasındaki son gözdelerimizden biri.
Annesinin ölümü ile ağır bir depresyon geçiren anoreksik bir genç kızın, bir terapistle tanışması sonucu yaşadıklarına odaklanan film, yaşam ve ölüme ilişik algıları da ucundan bir dürtmeden bırakmıyor. Haberiniz olsun.